Kültürel Evrim - 1
'İnsanı, diğer hayvanlardan ayıran, emek bilinciyle üretim yapmasıdır. Bu nedenle insanların kültürel evrimi üretim ve onun biçimlerine dayanır.'
Görsel: Wikimedia Commons
İnsan türü, oluştuğu günden bugüne biyolojik evriminin yanı sıra kültürel olarak da evrim geçirmiştir. İnsanların yaşama ve üretme biçimleri birçok değişikliğe uğramış, bunlar da toplum yapısını değiştirmiştir.
İnsanı, hayvanlardan ayıran özelliği, emek bilinciyle üretim yapmasıdır. Bu nedenle insanların kültürel evrimi üretim ve onun biçimlerine dayanır.
Dik yürüyüş ve ellerin kullanılmaya başlanması, insan toplumunu kültürel olarak büyük oranda etkilemiştir. Kültürel evrim açısından önemli olan başka bir unsur ise heceli dilin gelişmesi olmuştur. Dil, insanların ilkel komünal toplumda birlikte yaşaması ve çalışması ile birlikte ortaya çıkmış ve gelişmiştir.
İlkel komünal toplumda insanlar çok uzun süre avcılık ve toplayıcılık yaparak yaşadılar. Bu süreçte insanlar hayatta kalmak amacıyla ortak bir şekilde buldukları yemekleri tüketiyordu çünkü bu dönemde komünden eksilen her insan komünün toplam gücünü zayıflatacağından dolayı komündeki tüm bireylerin hayatta kalma ihtimalini düşürüyordu. Büyük canlılara karşı savunma yapmak ve onları avlamak, ancak bir arada durmakla gerçekleşebilirdi.
DOĞAYA KARŞI DOĞAYI KULLANMAK
İnsanın doğaya karşı verdiği savaşta en önemli kazanım ateşin bulunması oldu. Başta doğada oluşan ateşi kullanmayı ve korumayı öğrenen insanlar, daha sonrasında ürettikleri araçların gelişmesiyle birlikte ateşin sürtünme yoluyla elde edilebileceğini fark ettiler. Ateşin kullanılması insanın doğa üzerinde egemenlik kurmasına yol açtı. Ateşin kullanılmasıyla birlikte insanlar besinleri pişirerek yemeye başladı ve bu da besinlerden alınan enerji miktarını artırdı. Ateşin bulunması insanları soğuktan korurken ürettikleri aletlerin daha da gelişmesine neden oldu. İnsanlar ateşi kullanarak vahşi hayvanlardan korunmaya başladı.
Avlanmak için önce ucu sivriltilmiş sopa kullanan insanlar, daha sonra sopalara sivri taşlar bağlamaya başladılar. İnsanların alet yapımında esas olarak taşı kullandığı ve taş devri olarak anılan bu dönemde üretilen aletler ile insanlık toplumu avcılıkta ilerledi. İnsanlar daha sonralarda metalleri alet yapımında kullanmaya başladılar. İlk önce bakırın kullanılması ile başlayan süreci tunç devri ve demir devri takip etti.
ANAERKİL TOPLUM YAPISININ TEMELLERİ
Ok ve yayın bulunması ile birlikte hayvancılıkta gelişen insanlık toplumu, hayvanları evcilleştirmeye başladı. İlk olarak köpek, daha sonra sığır, keçi ve domuz evcilleştirildi. Hayvancılıktan sonra tarımın gelişmesi insanlık için önemli bir değişim oldu. Tarımın gelişmesi ile birlikte yerleşik yaşama geçildi.
Erkeklerin ava gittiği ve kadınların evde kalarak ziraat ve hayvancılıkla uğraştığı, yani erkekler rastlantıya bağlı bir iş yaparken kadınların daha garanti bir iş yaptığı bu dönemde anaerkil bir toplum yapısı vardı. Hayvancılık ve ziraatın gelişmesi ve bu görevleri erkeklerin üstlenmesiyle birlikte ataerkil yapıya geçildi.
İLK BÜYÜK TOPLUMSAL İŞBÖLÜMÜ
Çoban kabilelerin diğer kabilelerden ayrılması, ilk büyük toplumsal işbölümü oldu. Bu kabileler hayvansal ürünlerden fazla üretmeye başladı ve bu ürünleri ziraat ürünleriyle değiştirmeye başladılar. Ortaklaşa çalışmanın zayıflaması ve ataerkil düzene geçişin sonucu olarak özel mülkiyetin gelişmesi ile fazla üretim yapılmaya başlandı ve bu da bazı grupların diğer gruplar üzerinde egemen olmasının yollarını açtı. Bu durum insanların kültürel olarak ilk büyük değişimine, köleci topluma geçişe sebep oldu.
Köleci toplumun en önemli özelliklerinden biri köle sahiplerinin her türlü bedensel işi kölelerin üstüne yıkmasıydı. Üretim yapmaktan kopan köle sahipleri tüm vakitlerini bu dönemde ortaya çıkan devlet işlerine veya düşünmeye harcıyordu. Düşünmeye ayrılan uzun vakitler felsefe, bilim ve sanatsal faaliyetleri ortaya çıkardı. Bu durum insanlığın gelişmesi için gerekli olan kültürü oluştururken kafa emeği ile kol emeğinin ayrılmasına sebep oldu.