Samsun'da seçim nabzı: Tütün ve pirinç şehriydik şimdi para etmiyor
Samsun'da AKP'nin eski havası yok. Samsunlular, binbir emekle ürettikleri ürünlerin pazarda para etmediğinden şikayetçi.

Fotoğraf: Evrensel
Sait KOCAMAN
Samsun
Samsun'da seçimleri konuştuğumuz emekçiler geçim derdinin daha da büyüdüğünü ve AKP'nin eski havasının kalmadığını söylüyorlar. Şehirlerinin eskiden tütün ve pirinç memleketi olduğunu söyleyen Samsunlular, binbir emekle ürettikleri ürünlerin pazarda para etmediğinden şikayetçi.
Samsun 'da seçim çalışmaları OHAL'in baskı ve korku ikliminin gölgesinde devam ediyor. Devletin bütün olanakları iktidar partisi AKP ve ortağının emrindeyken Millet İttifakı’nın çalışmaları daha mütevazı şekilde sürüyor. HDP ve onu destekleyenlerin ise çalışmaları engelleniyor, provoke ediliyor. Buna rağmen bütün muhalif kesimler HDP nin barajı aşmasının gerekliliğini biliyor. İktidarı destekleyenlerin çoğu, gidişattan ve yaşam standartlarından memnun olmadıklarını söylüyor ama elindeki ‘kırıntıların’ da gitmesinden endişe duydukları için AKP’ye desteklediklerini sürdürdüklerini söylüyorlar. Medyanın da tek taraflı propagandasından etkilendikleri görülüyor. Bunların etkisiyle insanların çoğu konuşmaya çekiniyor, görüşmekten kaçıyor. Samsun'da emekçilere Seçimlerin hangi nedenlerle erkene alınmış olabileceğini, seçim vaatlerini samimi bulup bulmadıklarını, seçimlerin eşit koşullarda yapılıp yapılmadığını, seçim sonuçları hakkında tahminlerini, gidişattan yaşam koşullarından memnun olup olmadıklarını sorduk.
'ERKEN SEÇİM TUZAĞINA KENDİLERİ DÜŞTÜLER'
Bahçelievler Mahallesi'nde konuştuğumuz emekli Dilaver Ertürk erken seçim olmasını memleketin eskisi gibi yönetilemez hala geldiği için alındığını savundu. “Bu duruma erken müdahale ederek kendi lehine çevirmek istediler” diyen Ertürk, “Ancak hükümet seçimi erkene alarak kendi kurduğu tuzağa düştü. Bütün gelişmeler aleyhine oldu” dedi. İktidarın 16 yıldır aynı vaatlerde bulunduğuna dikket çeken Ertürk, “Enflasyon düşecekti. İşsizlik bitecekti, barış olacaktı, hiç birisi olmadı. Yapamadıklarını vaat ediyorlar. Bu halk desteğine rağmen 16 yıldır neden yapmadılar?” ifadesini kullandı. İnşaat işçisi Necmi Keleş bu kötü gidişattan korktukları için erken baskın seçim kararı alındığını söyledi. OHAL'in iktidarın rahatı ve düzeni için sürdüğünü ifade eden Keleş, böylece halkı korkutmak, sindirmek istediklerini dile getirdi. Güneydoğuda sandıkların korucuların yoğun olduğu yerlere taşınacağının söylendiğini ifade eden Keleş, devletin bütün olanaklarını hükümetin kullandığına dikkat çekti. HDP'ye haksızlık yapıldığını söyleyen Keleş, “Bu nedenle milletvekilliğinde HDP'ye, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İnce'ye vereceğim oyumu. Sandıklara demokrasi cephesinde olan bütün insanlar birlikte sahip çıkmalı” dedi. Manav Recep Sağlam fiyatlardan şikayetçi. “Her şey almış başını gidiyor” diyen Sağlam, vatandaşın alım gücünün neredeyse dibe vurduğunu söyledi. Köylünün, esnafın, müşterinin ayrı ayrı dertleri olduğunu belirten Sağlam, muhalefet kazanırsa ülkenin en azından rahat bir nefes alacağını söyledi.
'SAMSUN ESKİDEN TÜTÜN VE PİRİNÇ MEMLEKETİYDİ'
Çayocağında çalışan Aysel Keklik ise bir dokun bin ah işit dedirtircesine konuşuyor: “Reis işlerin kötüye gittiğinin farkına vardı. Durumu kurtarmak için erken seçim kararı aldı. Aynı ekonomik vaatleri tekrarlayıp duruyor, vaatleri boş. Buzdolabını zenginlik göstergesi sayıyor. Boş buzdolabını kim ne yapsın? Yiyecek ekmeği olmayan oturup buzdolabı mı yiyecek. Ben eskiden tekstil işçisiydim. Farklı tekstil atölyelerinde çalıştım. O zamanlar aldığımız maaş bize bol bol yetiyordu. Şimdi ise geçinmek çok zor. İttifak adaylarının ülkenin gerçek sorunlarını, halkın dertlerini yeteri kadar savunduklarını düşünmüyorum. Hepsi de dini ve milli duyguları kullanıyorlar. Samsun eskiden pirinç ve tütün memleketiydi. Tütün, bütün bir bölgeyi besliyordu. Şimdi yok oldu. Pirinç de yok olmak üzere... Belli yaş üstü kadınlarla konuşsanız 10 kadından 8'i tütünde çalışmıştır. Seçimin eşit demokratik bir ortamda geçtiğini düşünmüyorum. Demokratik bir ortam olsaydı, gazeteciler, siyasetçiler, milletvekilleri, Demirtaş içerde olmazdı. O insanlar ne yapmışlar. Hangi hakla halkın iradesinin seçtiği o insanları içeri atarsınız?”
'BAŞKASI GELSE DE AYNISI OLACAK'
Hastane bahçesinde konuştuğumuz sağlık çalışanı kadınlar, iş yüklerinin çok olduğunu söylüyorlar. Ancak emeklerinin karşılığının verilmediğini, ücretlerinin yetmediğini anlatan kadınlar, “Ekonominin büyüdüğü iddia ediliyor fakat bizim hayatımıza yansıyan bir gelişme yok” diyor. Hasta bir kadın ise “Ben Tayyipçiyim. Oyumu Tayyip'e vereceğim. Tekkeköy'den geliyorum, ev hanımıyım. Hastayım ilaçlarımı parayla alıyorum. Bu devirde parasız ne var ki. Sıkıntılarımız herkes gibi bizim de var. Geçim sıkıntıları olmayan mı var? Başkaları gelse de aynı sıkıntılar olacak” dedi.
Görme engelli ve işsiz Ferdi Kalaoğlu 1800 TL engelli maaşı aldığını belirtti .Bekar olduğunu ve kendisine yettiğini ifade eden Kalaoğlu, ancak bu maaşla bir aile geçinemeyeceğini vurguladı. Seçim dönemlerinde bütün adayların bol keseden vaatlerde bulunduğunu ama başa gelince yapmadıklarını söyleyen Kalaoğlu, “Bence AKP bu sefer gider. Çünkü AKP' nin eski havasının ve kalabalıklarının olmadığını söylüyor herkes. Kandil operasyonları seçim malzemesi yapılıyor” dedi.
'ÜRÜNÜMÜZ PAZARDA PARA ETMİYOR'
Tekkeköy'den Hayrettin Gül bin bir emekle ürettikleri ürünlerin pazarda para etmediğini söyledi. Çökeleğin, yoğurdun, yağın kilosunu geçen seneki fiyatlardan verdiklerini belirten Gül, her şeyi zamlı aldıklarını dile getirdi. Geçen yıllarda köylerine taşocağı yapmaya kalktıkları ama engellediklerini anlatan Gül, “Engellemesek şimdi bu ürünlerimiz de olmayacaktı. Hakkımızda hayırlısı ne ise o olsun. Çevremizde bütün adaylara oy verecekler var” dedi. Aynı köyden pazarcı Havva Odabaş, önce “ben siyasetten anlamam oğlum” dedi. Köylünün malının para etmediğini söyleyen Odabaş, Bundan 10 sene önce kapalı bir pazar yerleri olduğunu ama yıkıp yerine paralı otopark yaptıklarını ankattı. Şimdi böyle yağmurun suyun pisliğin içinde pazar kurduklarını söyleyn Odabaş, “Durumumuz bu. Başka şey söylemeye gerek var mı?” dedi.
Bir diğer pazarcı Şenkız Aydın inşaat işçisi ve iki çocuğu ile eşi kıt kanaat geçindiklerini söyledi. Kendisinin de iktidara kim gelirse gelsin değişmeyeceğini söyleyen Aydın, kendi paylarına yine çalışmak, yine eziyet, yoksulluk düşeceğini söyledi.
YARDIMLARA MUHTAÇ YAŞAM
Çelikalan Köyü'nden pazarcı Yeter Birinci'nin ise memleketi değil kendi hayatını anlatması yeterli: “Dulum, yeşil kartlıyım, kızım böbrek hastası, böbreğimin birini ona verdim. 60 yaşındayım alnımın akıyla çalışıp yaşıyorum. Perişanım. Adaylar bol keseden atıyor. evimin çatısı yok, akıyor. Buzdolabı zenginlikmiş. Boş buzdolabını ne yapalım? Kışın bir torba kömür arada bir 1000 lira yardım veriliyor. Çok zor koşullarda yaşıyoruz. Büyükşehir belediyesi iki ayda bir 200 TL veriyor. Onu da "Artı Bir" diye bir markette harcamayı zorunlu tutuyor. Her şey pahalı,”
'MHP'LİYİM AMA OYUM İNCE'YE'
Fotoğraf: Evrensel
İnşaat işçisi Şükrü Yılmaz adayların hiçbirinin inşaat işçilerinin sorunları bilmediğini söyledi. Milletvekillerinin 2 yılda bile emekli olabildiğini, oysa ağır işlerde, zor koşullarda güvencesiz çalışan inşaat işçilerinin 25 yıl çalıştıktan sonra 65 yaşında emekli olabildiğini söyledi. Bu saçmalığın düzeltilmesi gerektiğini söyleyn Yılmaz, “İşimiz patronun iki dudağı arasında. Eskiden 6- 7 ay çalışıyorduk, yılı o parayla geçiriyorduk. Şimdi 11 ay çalışıyoruz ama yine de zor geçiniyoruz” dedi.
Otobüs şoförü Muhammet Dinçer de Samsun milletvekillerinin Samsunlulardan, Samsun'u bilen, Samsun'un gerçek sorunlarıyla, dertleriyle samimi olarak ilgilenen kişilerden seçilmesi gerektiğini söyledi. Mesleği gereği her gün halkla iç içe olduğunu belirten Dinçer, halkın geçim sıkıntısı ve gelecek kaygısı yaşadığını söyledi. Dinçer, “Açık konuşayım, MHP'liyim ama bu seçimlerde İnce'ye oy vermeyi düşünüyorum” dedi.
Evrensel'i Takip Et