HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin TRT'deki propaganda konuşması
Sezai Temelli TRT'de seçim konuşması yaptı: Sistem tıkandı, format atmak zamanıdır.
Görsel TRT haber yayınından alınmıştır.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, dün TRT Haber’de yasal propaganda hakkı çerçevesinde konuşma yaptı.
Temelli konuşmasına "6 milyon seçmenin oyunu almış bir Partinin Eş Genel Başkanı olarak, bizim vergilerimizle çalışan TRT’den nihayet sesleniyor olmanın şaşkınlığıyla sözlerime başlamak istiyorum" diyerek başladı.
Sezai Temelli'nin TRT Haber'de yayınlanan konuşmasının tam metni şöyle:
Çok değerli halkımız, sevgili emekçiler, kadınlar, gençler hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
6 milyon seçmenin oyunu almış bir Partinin Eş Genel Başkanı olarak, bizim vergilerimizle çalışan TRT’den nihayet sesleniyor olmanın şaşkınlığıyla sözlerime başlamak istiyorum.
Cumhurbaşkanı adayımız Selahattin Demirtaş ve cezaevlerindeki tüm siyasilere, haksız hukuksuz şekilde cezaevlerinde bulunan herkese selamlarımızı gönderiyorum.
2002 yılında ekonomik bir krizin ardından iktidara gelen AKP, 16 yıllık iktidarının son günlerinde, ülkemizi yeniden çok daha derin bir ekonomik krize sürüklemiş bulunuyor. Ekonomik krizin yanı sıra AKP ceberut devlet anlayışını hortlatarak ülkeyi vesayetçi tek parti iktidarı ve kayyumlarla yöneterek ağır bir siyasi krize de neden olmuştur.
Demokrasilerde yerelin gücü artar. Ancak tek adam rejiminde yerelin değil merkezin gücü artmaktadır. İnsanlar artık iş yapabilmek için Ankara’da hatta doğrudan Saray’da birini bulmak zorunda. Merkez tek adamlaşmıştır.
AB ülkeleri başta olmak üzere bütün ülkelerle kavga halindeyiz. Yasama ve yargı Sarayın noterine dönüştürülmek isteniyor. İnsan hakları ihlalleri nedeniyle ülkemiz ciddi bir itibar kaybına uğradı. Sonuç olarak Türkiye, gelir adaletinin olmadığı, yatırım yapılamaz, güvenilemez bir ülkeye dönüştü. Bugün yaşadığımız ekonomik kriz bu nedenle esas olarak demokrasi krizinden kaynaklanıyor.
HDP, demokrasi ve insan hakları alanındaki dik duruşuyla Türkiye ekonomisinin düzelmesi açısından kilit partidir. Siyasi programımız ekonomiye güven getirecek, ekonomik programımız halka nefes aldıracaktır.
Ekonominin önündeki en önemli kilit demokrasiyse, demokrasinin önündeki kilit de Kürt Sorunu’dur. Kürt sorunu bugün Türkiye’deki herhangi bir hak talebine karşı çıkmak için mazeret olarak kullanılıyor, demokrasinin gelişmesi engelleniyor.
İsraf ve yolsuzluk ekonomisi, demokrasinin düşmanıdır. Bir milyona yakın üniversite mezunu ve 5 milyon işsiz iş arıyor ve bulamıyor. Demokrasi olmadan adaletli ekonomi olmaz, hakça dağıtım, paylaşım gerçekleşmez.
Bu sistemi değiştirecek, gerçek yerel demokrasiyi hayata geçirecek tek parti HDP’dir. Türkiye’nin tepeden tırnağa pozitif ve köklü değişime ihtiyacı var. HDP toplumun köklü değişim talebine cevap verecek yegane partidir.
HDP bir arada barış içinde özgürce yaşayabilenlerin partisidir. Barış yaşamak ve yaşatmaktır. Herkesin yaşam hakkını savunmaktır. Sorunları kavgasız çözebilmektir. Bu anlamıyla HDP diğer partilerden farklı olarak her alanda, evde, işyerinde, mahallede, sokakta huzuru sağlayabilecek partidir.
İktidar kadrosuna dâhil olabilmek, kamuda üst düzey görev alabilmek için, liyakat ve adalet yerine torpil ve kayırmacılık geçerli oldu. Kamuda çalışabilmenin koşulu, bir dönem paralel yapıyla ilişkili olmaktı, şimdi ise Saraya yandaş olmaktır. Bu nedenle ülkemiz uzun bir süredir nitelikli yönetim krizi yaşıyor.
16 yıldır iktidarda olan bir parti her 100 kadından 30’unun bile çalışma hayatına katılımını sağlayamadı. Türkiye dünyada genç işsizliğinin en yüksek olduğu ülkelerden biri haline geldi. İşçilerin ölümü artarak devam etti. İstismar denilince çocuklar akla gelir oldu. Ortaya çıkan tablo buysa, bu iktidar kadınların, emekçilerin, çocukların, gençlerin iktidarı olamamış demektir. Buna karşılık, AKP’nin borçlarına ve kayıplarına garantör olduğu şirketler, dünyada en fazla hazine garantisi verilen ilk 5 şirket arasına girmişse, bu iktidar mega zenginlerin, yandaş şirketlerin iktidarı olmuş demektir.
Değerli arkadaşlarım,
Hep birlikte 16 yıldır adına gerileme ve yıkım süreci dediğimiz bir süreci yaşıyoruz. 16 yıl içinde ülkede borçlanmayan vatandaş kalmadı. AKP hükümeti halkı borçlanmadan geçinemeyecek duruma getirdi. Kredi kartları ve banka kredileri ile yurttaşlarımızın geleceğe olan umudu yok edildi. Borçsuz Yaşam programımızla 50 bine kadar olan kredi borçlarının tüm faizlerini silip, ana borcu yeniden uzun vadeli olarak yapılandıracağız. Gübre fiyatlarının yükselmesi, mazot fiyatlarının 6 lirayı geçmesi sadece çiftçilerimizi değil tüm ülkeyi etkiledi. Pırlantada, yatta vergileri sıfırlayan AKP, bakkaldan alınan her ürüne yeni vergi yükleri getirdi. Hakça Dağıtım Programımızla (HDP) Çiftçiye mazot, gübre, ilaç ve tohum desteğini iki katına çıkaracağız.
Emekliler çalışma saatlerinin en uzun olduğu ülkelerden biri olan Türkiye’de yıllarını çalışarak geçiriyor. Çoğu vatandaş emeklilik hakkını yaş engeli nedeniyle kullanamıyor. Emeklilik yaşını düşüreceğiz, en düşük emekli gelirini 3.000 lira yapacağız. HDP iktidarında emekliler geçinemediği için çalışmak zorunda kalmayacak!
Çocuklarımız, gençlerimiz sürekli değişen eğitim sistemlerine maruz kaldı. Bilimsel, laik, parasız, cinsiyet eşitlikçi, nitelikli ve anadilinde eğitimi bütün çocuklarımız için olanaklı hale getireceğiz.
İnsanların sorgusuz sualsiz bir şekilde işlerinden edildiği, tutuklandığı bir ülke haline geldik. Adalet duygumuz bütünüyle zarar gördü. Göreve gelir gelmez OHAL’i kaldıracağız ve KHK’lerden kaynaklanan yaraları acilen saracağız.
Biz toplumun tüm yaralarının sarılması için halkı meclise taşımak istiyoruz. Yıkım noktasına getirilmiş ülkemizi hep birlikte ayağa kaldırmak istiyoruz. Bunu başaracağımızdan hiçbir kuşkumuz yok. Ben dahil 37 milletvekili adayımızın ihraç edilen emekçilerden oluşması bile, başlı başına bu umudun ilk adımı olacak.
Ortak vatanda demokratik bir cumhuriyeti inşa etmenin sözünü veriyoruz. AKP’nin son 3 yılda ülkede yarattığı kana, gözyaşına yeter demenin zamanı geldi. Kürt sorununun siyasetle çözümü sayesinde onurlu bir barışa ulaşacağız. Anadilinde eğitim ve anayasal güvence için tüm gücümüzle mecliste mücadele edeceğiz. Toplumun tüm kesimlerini dahil ederek yeni bir demokratik anayasanın yapımında öncü parti olacağız.
Ben burada, kendisine “kadınların partisi” diyen bir partinin eş başkanı olma gururuyla konuşuyorum. Kadın vekillerimizin sayısı ile Meclisin kadın vekil oranını yükselttik. İktidar partisi “her kadın dekan olamaz” diye açıklama yaparken, bizler başvuran kadınların yüzde 56’sını milletvekili adayı olarak gösterdik. 16 yıllık bir iktidar tam 31 ilde 1 tane bile kadın aday göstermemişken, eşitliği savunan politikamızla her kademede eş başkanlık uygulamasını hayata geçirdik.
Cumhurbaşkanı yıllardır kadınların nasıl giyineceğinden gülüp gülmeyeceğine, nasıl ve kaç çocuk doğuracağından hangi işlerde çalışacağına kadar, hemen her konuda kadınlar adına konuşuyor. İnanıyoruz ki 24 Haziran’da kadınlar, kendi sözünü söyleyecek!
Farklı yaşam tarzlarının güvence altına alınması, bir arada yaşayabilmenin en önemli koşuludur. AKP kendi yaşam biçimini tüm topluma dayatıyor. Tek adam rejimi, tek yaşam biçimi istiyor.
AKP kibir, yalan, iftira ile kötülüğü; zulme rıza göstererek zalimliği büyütmektedir. Biz’ler, din, mezhep, felsefi görüş ayrımı yapmaksızın, tüm halkların ve inançların kendilerini özgürce ifade etme haklarını savunacağız. Türkiye, Alevi vatandaşlarımızın kapısına çarpı konulmadığı bir ülke olacak.
Mahkemeler işçilerin alın terinin, kadınların hayatının, vatandaşın siyaset yapma hakkının mahkûm edildiği kurumlara dönüştü. Bu halk bunca haksızlık karşısında, Yaşar Kemal’in deyişiyle "Demir olsa çürürdü, toprak oldu da dayandı."
HDP’nin meclis dışı bırakılması, tekçiliğin ve eşitsizliğin tırmanması; borçların, zamların artması, ihraçların devam etmesidir. Baraj demokrasinin önüne konulmuş bir barajdır. Kürtlerin ve diğer halkların Mecliste sesinin, sözünün kalmamasıdır. HDP’nin yüzde 10 barajını yıkması, tüm bunların son bulmasıdır. Bu anlamıyla tarihin bizlerin üstüne yüklediği ağır sorumluluğun farkındayız. Meclisin tek bir partinin çıkarlarına teslim edilmemesi için en az 80 milletvekillinin Cumhur İttifakına geçmesine izin vermeyelim.
24 Haziran tarihi sadece bir seçim değildir. Ülkenin bundan sonra tek adam rejimi ile mi demokrasi ile mi yönetileceğinin tercihidir. Çocuklarımızın nasıl bir ülkede yaşayacağının belirleneceği gündür.
Gelin, yeni yaşam umudunu halkın tüm kesimlerine taşıyarak yarattığımız coşkuyu 24 Haziran seçimlerinde taçlandıralım.
1 oy hiçbir zaman bu kadar önemli olmamıştı. 1 oyunuzla bu oyunu bozun. 1 Oyla kendinin de, halkının da kaderini değiştirebilirsin.
Biz size öncelikle güler yüzlü siyaset, sonra eşit yurttaşlık temelinde hep birlikte yöneteceğimiz çoğulcu bir rejim vaat ediyoruz.
Kendinizi, kendi gücünüzü unutmayın. Gün be gün emekle var ettiğiniz hayatın gücünü unutmayın. Umudu unutmayın. Gülümsemeyi unutmayın.
Sistem Tıkandı, Format Atmak Zamanıdır.
Haydi gençler, kadınlar, emekçiler, Sandığa
1 oy Demirtaş’a, 1 oy HDP’ye
18 Haziran 2018 (HABER MERKEZİ)