B/S/H işçileri: Hükümet dindarım diyor ama günahlar tavan yaptı
Başta B/S/H olmak üzere çeşitli fabrikalarda çalışan Trakyalı işçi ve emekçilerle seçimleri konuştuk. İşçiler 'Millette artık bir bıkkınlık var' diyor
Fotoğraf: Google Street View
Fırat TURGUT
Çorlu
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde cadde üstünde bir kahvehane... Son çaylarını yudumlarken bile gözlerini caddeden ayırmayarak servis bekleyenler ise B/S/H işçileri... B/S/H’ye, düyanın 2. büyük beyaz eşya üreticisi ünvanını kazandıran işçilerle yaptığımız seçim sohbeti bir işçinin şu sözleriyle başlıyor: “Sevmiyorum kardeşim, sevmiyorum. İstemiyorum artık onları.”
B/S/H işçisinin ilk sözünde bu kadar öfkenin yer almasının sebebi tahmin edilmeyecek şeyler değil: “Benim emekli olmam lazım, nasıl bir değişiklik yaptılarsa olamıyorum şu anda. Ben 25 senedir işçilik yapıyorum, temmuzda emekli olmam lazım ama olamıyorum.” Üstüne basa basa söylüyor: “10 senem var daha, 10 sene. O paradan ne hayır gelir 55 yaşından sonra. Emekli olduktan sonra da alacağım para 1350 lira. 55 yaşından sonra da mecbur çalışacağım ama o yaştan sonra da beni işe alırlar mı? Şu anda ben çalıştığım fabrikadan bile çıkmış olsam beni almayacaklar.”
Yanındaki çalışma arkadaşı destekliyor onu: “Adamın zaten primleri dolmuş sen ne hakla bekletirsin adamı? İşsizlik parası kesiliyor, nereye gidiyor bu işsizlik parası?”
Diğer işçi, arkadaşına yanıt veriyor: “Gemiciklere gitti, nereye gidecek...”
Çalışma arkadaşı devam ediyor: “Fabrika bırakmadı ki adam. Cumhuriyet döneminde kurulan fabrikaların hepsi satıldı. Bu parti çiftçiyi, işçiyi hiç desteklemiyor.”
İşçilerden biri Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Muharrem İnce’ye, milletvekili seçimlerinde CHP’ye oy vereceğini söylüyor. Akşener ve İYİ Partiye oy vereceğini söyleyen diğeri ise “Eşim Muharrem İnce diyor, onun kararına da saygılıyım” diyor. “Peki nedir beklentiniz” şeklindeki sorumuza ise ikisi de benzer yanıtlar veriyor: “Belki daha iyi olabilir diyoruz. Erdoğan da öyle seçilmedi mi zaten? Belki eskilerden daha iyi olur. Biz de belki diyoruz, belki...”
İşçiler “B/S/H’den Cumhur İttifakına oy çıkar mı” sorumuza ise şu yanıtı veriyor: “Çok az. Onlarla da zaten bir şey konuşamıyorsun.”
‘DIŞ GÜÇLER DİYORSUN AMA TARIMDA MUHTAÇSIN’
B/S/H işçilerinin üzerinde durdukları noktalardan biri ise vergiler. Oyunu Muharrem İnce’ye ve CHP’ye vereceğini söyleyen genç bir işçi, “Yollar, barajlar, havalimanları deniliyor. Ama ekonomi ne halde? Ben işçiyim. 6. aydan sonra aldığım ücret vergi dilimine giriyor. İşçinin maaşından 1000-1200 lira vergi kesilir mi ya? Kirada oturanlar, çoluk çocuğu olanlar. Bunları aşırı derecede etkiliyor. Hadi biz asgari ücretten fazla alıyoruz ama birçok işçi asgari ücret alıyor. Ama bir evi geçindirebilmek için 2 bin 500-3 bin lira ücret alması lazım.”
AKP tarafından sürekli dile getirilen “Dış güçler” lafına da bir yanıtı var genç işçinin: “Kendi mahsulünü üretemiyorsun, dışa bağımlısın. Dış güçler diyorsun ama dış güçlere muhtaçsın.”
İŞÇİNİN OYUNU ETKİLEYEN 3 NEDEN
İşçilerin servis saatleri yaklaştıkça sohbet de hızlanıyor. Daha önce MHP’ye, ara sıra da CHP’ye oy vermiş bir B/S/H işçisi, bu kez İYİ Parti ve Akşener’e vereceğini söylüyor: “Şu an kesinlikle MHP’ye atmayacağım, 180 derece bir dönüş olduğu için. Eğer Akşener ikinci tura kalmazsa Muharrem İnce’yi desteklerim.”
İşçinin tercihinde 3 neden etkili: Ekonomi, kutuplaştırma/ötekileştirme ve istismar...
■ “Ülke büyüyor diyorlar ama biz büyümüyoruz, alım gücümüz küçülüyor. Tarımda üretim yok, dışa bağımlı haldeyiz.”
■ “İnsanlar ötekileştiriliyor. Aynı ülkede yaşıyoruz ama bir kayırmacılık var. Tabii bu her iktidarda olan bir şey ama bunda işin suyu çıktı. Bir de toplumu kutuplaştırdılar. İnsan insana düşman hale geldi.”
■ “Kadınlara ve yönelik şiddet, tecavüz, istismar bunlarla ilgili bir çözümü yok iktidarın. Bunlar şu an gündemde olmasa bile her zaman yaşanan sorunlar. Şu anda tavan yapmış durumda. Kadına yönelik şiddete, istismara bakacak ayrı bir polis birimi yok mesela. Çocukları istismar edenler en ağır cezayı almalı bence.”
Kendisine dindarım diyen bir yönetimin olduğunu ifade eden işçi, “Dindarım diyor ama ülkedeki günahlar tavan yapmış. Tabii tüm bunların önemli bir yanı da eğitim. Ama eğitim sistemi de gittikçe daha kötü bir hal alıyor” diyor.
BİR İŞ VAR BU İŞTE
Genç bir B/S/H işçisi, “Ben bilmiyorum, açıkçası net bir şey yok kafamda” diyor.
Peki bir hükümetten beklentin nedir?
Açıkçası bu şekilde devam etsin, bu giderse bundan daha kötüsü de gelebilir. Erdoğan taraftarı değilim ben ama o giderse daha kötü olacakmış gibi geliyor.
Daha kötüsü ne olabilir? Sana yansıması ne olur?
Mesela abi yabancı ülkeler istemiyor, Amerika, Almanya falan. Erdoğan’ı istememelerinin sebebi ne? Demek ki bir iş var bu işte. O yüzden kalsın bence.
'KİM GELİRSE GELSİN HALKA ZULMEDİYOR'
Tekstilden, metale çeşitli fabrikalarda çalışan işçilerin servis beklediği noktalardan birindeyiz. 45 yaşındaki bir işçi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’a, milletvekilliğinde AK Partiye oy vereceğini söylüyor: “Ben 23 seneden beri Çorlu’dayım. ’99’da İstanbul’a hastaneye gitmek için 5’te kalkıyordum. Ülkenin dört dörtlük olduğunu söylemiyorum ama kim gelirse gelsin düzelmez hemen. Evet ekonomi iyi değil, bu bir gerçek ama CHP geldi, İYİ Parti geldi, dolar 2 liraya mı düşecek?”
AKP iktidarına eleştiri de yöneltiyor işçi: “Yeni fabrikalar açılabilirdi. İşsizlik önlenebilirdi. Başka partiler olsaydı bunu becerebilir miydi orası tartışılabilir, bu yönü kötü.” Seçimlerin ikinci tura kalabileceğini söyleyen işçi, “Büyük ihtimalle de Erdoğan alır” diyor.
AKP’Lİ İŞÇİ ERDOĞAN EVİRİR ÇEVİRİR ALIR
Başka bir işçinin “İsim soy isim vermeyeceksem konuşurum”dan sonraki ilk sözü şu oluyor: “AK Parti diyoruz, Erdoğancıyız.” Nedenleri: “Seviyorum kardeşim, hizmet var. Bak 3 gündür Çorlu’da su yok, bayram geldi.”
“İnce Erdoğan’ın tırnağı olamaz” diyen işçiye, diğer ihtimali soruyoruz: “Erdoğan ya kaybederse?” Hiç ihtimal vermiyor işçi. Ama söylediği şey sandık tahmininden öte: “Başkan da olur meclis çoğunluğunu da alır. Muhalefetin şansı olsa da fark etmez. A, B, C planları, Tayyip Erdoğan evirir çevirir bir şekilde alır.”
Başka bir işçi “Tabii ki Gandi” diyerek yanıtlıyor sorumuzu: “Bizde başka olmaz, burası Trakya.” AKP’nin gerici olduğunu ifade eden işçi “Ben bir işçiyim, tek isteğim asgari ücretin iyileştirilmesi. Para çok oldu mu dertler de azalıyor” diyor. Hükümetten başka bir beklentisi olup olmadığını sorduğumuzda ise “Başka talep olsa da o gideremez, anca işveren giderebilir” diyor.
MARİFET DAHA ÇOK TEKNOLOJİDE
Bir işçi de “Valla şu an sağlıklı düşünemiyorum. Tam karar veremedim” diyor. Ancak söyledikleriyle kime oy vermeyeceğini anlatıyor: “Bir hükümetin alt tabakaya önem vermesi lazım. Zengini zengin, fakiri fakir yaptılar. Ekonominin büyüdüğünü işçinin de görmesi, hissetmesi lazım. Vergilere zam gelmesin. Alım gücü olsun. Asgari ücretle çalışan birinin geçinmesi mümkün değil. Demokrasi, özgürlük, insanın sokağa çıktığında kendini güvende hissetmesi... Bunlar çok önemli şeyler ama bunların hiçbiri yok. Bazı cezaların caydırıcı olması lazım. Son zamanlarda hepimiz görüyoruz, kadına şiddet, çocuk istismarı arttı. Suçlular buradan girip oradan çıkıyor. Sağlık ve eğitimin iyileştirilmesi gerekiyor. Sağlıkta eskisi gibi kuyruk beklemiyoruz. Niye? Adam teknolojinin nimetinden faydalanıyor. Randevu sisteminde kuyruk hastane kapısında değil evlerde oluşuyor.”
İşçi durağı servislerin gelmesiyle hızlıca boşalıyor. Giderayak bir işçi arkasını dönüp bağırıyor: “Ben bu suça ortak olmam, kimseye oy vermeyeceğim. Kim gelirse gelsin halka zulmediyor.”
AKP’LİLERİN YOĞUN OLDUĞU MAHALLELERDE GENÇLİĞİN TERCİHİ FARKLI
16 Nisan referandumunda Tekirdağ’ın bir ilçesi hariç hepsinde halk hayır demişti. Üstelik hayır oranı yüzde 60 ila yüzde 70 arasındaydı. Sadece Kabaklı ilçesinde evet tercihi yüzde 51.9 oranındaydı.
Bir TESKİ (Tekirdağ Su ve Kanalizasyon İdaresi) çalışanı, “Gün boyu geziyorum, girip çıkmadığımız yer yok” diyor. İnsanlarla bolca muhabbet etme fırsatı bulduğunu söylüyor: “Millette bir bıkkınlık var. Mesela AK Partiye oy verenlerin yoğun olduğu mahallelerde özellikle gençler AK Partiye oy vermeyeceğini söylüyor. Daha önce verenlerin bir kısmında da bir kopuş var. En son şeker fabrikalarının satılması milletin zoruna gitti. Geçim derdi de arttı artık. Önceden markete girip 50 liralık alışveriş yapıyordu şimdi 50 lirayla bir şey alamıyor. AK Partiden kopuş aşamasında olan muhafazakar seçmenler kesinlikle Muharrem İnce’ye vermez. Verecekleri adres Saadet Partisidir. Bazıları İYİ Parti. CHP’lilerde HDP’ye oy verme eğilimi var. Çünkü farkında, matematik hesabı yapıyor, biliyor ki HDP’nin Meclise girmesi lazım. Bir de bu mahallelerde cemaatçiler fazla. Cemaatlerin etkisi altında olanların dönme ihtimali yok.”
Kahvehane işleten biri ise şunları söylüyor: “AK Partiden kopup da Muharrem İnce’ye verecek olan da var. Kimisi bunu açık açık söyleyemiyor. Geçenlerde genç bir işçi 2 aydır maaş alamıyorum diyor. Seçimlerde ne yapacaksın dedim. Kimse duymasın o kadına vereceğim dedi. Meral Akşener’i kastediyor.”
Seçimlere sayılı günler kala dillendirilen Kandil operasyonunu da soruyoruz. TESKİ çalışanı da kahveci de benzer şeyler söylüyor: “Bu bölgede hiç kimsenin Kandil operasyonundan söz ettiğine şahit olmadık. Kimse inandırıcı bulmuyor, etkili olmaz. Sen bir yere operasyon yapacaksan 15 gün önceden televizyonun karşısına geçip de bangır bangır bağırmazsın.”