Taraf ABD gözüyle bakıp, sosyalistlere saldırıyor
Suriye konusunda Taraf gazetesinin misyonu, köşe yazarlarının önemli bir bölümünün çabası dezenformasyon yoluyla ABD ve AKP'den beklenti yaratmak olarak özetlenebilir. Bunun için ABD karşıtlığına, emperyalist savaş ve planlara karşı çıkanlara, sosyalistlere "Yerli Baascı'lar" ve "Baascı'ların beşinci kolu" diye suçlamalarda bulunuyorlar. Ucuz suçlamalar, kolay etiketler yapıştırıveriyorlar.
En son Taraf gazetesi yazarları "sol sosyalist partiler neden çember sakallılara karşı" diye bir tartışma açtı ve meseleyi laik-İslamcı bir şablona sokmaya çalıştı. Salı günü Taraf gazetesinin köşe yazarı Yıldıray Oğur, bütün "sol", sosyalist partileri sayarak hepsini aynı kategoride değerlendirerek "Türk solu ve çemberli sakallılara karşı" değerlendirmesinde bulundu. Çarşamba günü aynı koroyu bu sefer Hadi Uluengin sürdürdü. Bu koro ve solo düzeydeki çabanın süreceği anlaşılıyor.
Suriye'deki demokratik muhalefeti yok sayan, görmeyen, tamamen ABD ve işbirlikçilerinin yönlendirmesinde olan, her türlü desteği bu güçlerden alan "Özgür Suriye Ordusu" denilen silahlı güçleri destekleyen bu yazarlar söz konusu Türkiye ve Kürtlerin özgürlük mücadelesi olunca tersini yapıyor, PKK'yi Baasçılıkla, Kemalizmle, tek kişi diktatörlüğü ile itham etmekten geri durmuyorlar. Kürtler söz konusu olduğunda sandık, seçim "halkın iradesi" diyenler; bugün nedense dışarıdan pompalanan, bir cinayet şebekesi halini alan "ÖSO"nun başında bulunduğu Suriye'deki silahlı hareketlere övgü yağdırıyorlar. Daha önce de KCK operasyonları sırasında Taraf gazetesinin tavrını gördük. Gazete ve yazarlarının bir bölümü "PKK = sol = şiddet" denklemini kurdu. Taraf gazetesinin bu yazarları, Suriye'deki silahlı El Kaideci ve Taliban artıklarını, meşru görüyor; Suriye yönetiminin yıkılması için birkaç koldan süren kirli savaşa ve hesaplara destek sunuyorlar. Peki, Suriye'de talepleriyle birlikte bunun sokağa yansımasını neden göremiyoruz. Bunu neden sorun ve konu etmiyorsunuz!
Taraf gazetesi yazarlarına soruyoruz; Suriye'deki eli silahlı grupları meşru görüyorsanız öncelikle çıkın bunu ilan edin. Şayet buradaki silahlı örgütlerinin toplamı olan ÖSO'yu bir hak olarak görüyor ve meşru diyorsanız, Türkiye topraklarında süren PKK'nin silahlı direnişine bu kadar karşı olmanızın anlamı ne! Sizce ABD himayesinde olmayan hiçbir silahlı direniş meşru değil mi? Ne diyorsunuz? Üstelik Kürtlerin hak ve özgürlükleri için mücadele verdiğini ilan eden bu silahlı direniş örgütünün arkasında milyonlarca halk var. Halk her gün sokaklardaki mücadelesiyle de bunu gösteriyor.
Taraf yazarı Yıldıray Oğur, "Peki, sakallı Che'nin Bolivya'da ne işi vardı" diye başlık attığı köşe yazısında, başka ülkelerden gelen askerler için suç duyurusu yap, ardından da Bolivya'da savaşırken öldürülen Arjantinli Che Guevara'ya selam gönder" diyerek sosyalistleri eleştirdiğini sanıyor. Aynı yazıda EMEP'i de "Mustafa Yalçıner'in Filistine gitmesine ne diyorsunuz" diye eleştirmiş. Emek Partisi'nin sakalla şalvarla işi olmadığını, biçim ve şekil peşinde koşmadığı, işin esasına dair konuşan ve tutum alan bir parti olduğunu bile bile bunu yaptığı açık.
Taraf gazetesi yazarı Hadi Uluengin de Özgür Suriye Ordusu'nun eylemlerinin şişirilerek dezenformasyon yaratıldığından şikayetçi olmuş ve "İslamcı enternasyonal" tanımını yapmış. Bu El Kaideci gruplara dair yaptığı tanımı 3. Enternasyonale gönderme yaparak kıyasta bulunmuş. Ne zeka, ne kıyas, ne değerlendirme! Kısaca Taraf Gazetesi yazarları, "devrimciler de, sosyalistler de enternasyonalizmin gereği olarak Filistin'e, Vietnam'a, Yunanistan'a gittiler, şimdi niye Suriye'ye gidilmesinden rahatsız oluyorlar" demeye getiriyorlar. "Ha içerde ha dışarıdan gelmiş olsunlar, ne fark eder. Bunlar Suriye'de haklı bir mücadele veriyorlar, destek olmak gerekirken niye eleştiriliyorlar" babında fikirler yayıyorlar.
Öncelikle biz sosyalistler için sorun, içerden ve dışarıdan sorunu veya çemberli sakallıların gelmesi sorunu değildir. Soruna biçimsel bakmıyoruz. Şalvar, sakal, puşi, forma hesabında değiliz. Asıl sorun, bu silahlı gruplarının hangi amaçla geldikleri, kim oldukları ve kime hizmet ettikleridir. Ortadoğu'nun Amerika'nın arka bahçesi yapılmak istendiği ve bu grupların da bunun taşeronluğuna soyunduğu bir gerçekken sosyalistlerin burayı desteklememesi neden eleştiriliyor. Sosyalistler halkların kendi diktatörlüklerine, kendi egemen sınıflarına karşı yürüttükleri halkçı demokratik ya da daha ileri karakterli her mücadeleyi desteklemişlerdir. Bu gün de bunu yapmaktadırlar. Ancak bir ABD planının, Türkiye'nin Kürtlere kan kusturan, dilini, kimliğini statüsünü yok sayan, Suriye'de hakları için bazı adımlar atan Kürtlere bile tahammül etmeyen AKP Hükümetinin işbirliğinde süren savaşa neden destek olsunlar. Sosyalistler ruhunu ne paraya, ne emperyalizme ne de işbirlikçilere sattılar. Kendinizle sosyalistleri karıştırmayın lütfen! Bu gün bu grupların Suriye'ye hangi amaçla geldikleri ve ne yaptıkları ortada. Apaydın Kampında neler yaşandığı da artık daha anlaşılıyor. Bunlar Amerikan'ın paralı askerleri durumunda. Siz neden bunları desteklemek için paralanıyorsunuz, bunu anlamak güç!
Bunlar paramiliter gruplar. Amerika, Latin Amerika'da başkaca bir çok yerde yaptığı gibi çıkarları için en gerici kesimleri harekete geçiriyor. Afganistan'da Talibanlar nasıl ortaya çıkmışsa, şayet Suriye'de ABD başarılı olursa en gerici gruplar -El Kaide vb- ortaya çıkacaktır. Böylece halkların gerçekten bir arada yaşadıkları ve iradelerinin açığa çıktığı, kendi kaderlerini belirledikleri bir ortam gelişmemiş olacak. Mesela Suriye Demokratik Muhalafeti, "Ulusal Uzlaşı forumu" öneriyor ama ABD buna karşı çıkıyor. Sizler de ÖSO'dan başka hiçbir muhalefet gücünü tanımıyorsunuz. İllahi ABD patentli olsun istiyorsunuz. Sahi sizin bu ABD ve işbirlikçileri destekli muhalefeti meşru ve kutsal saymanıza ne anlam vereceğiz!
Bu gün yaşananlar çok açıkta gösteriyor ki başta demokrasi talebi etrafında oluşan bir Suriye muhalefeti varken, ABD ve işbirlikçi Türkiye'nin müdahalesi ile şimdi sadece karşılıklı silahlı mücadele veren iki güç egemen hale geldi. Dış müdahaleye karşı olmamızın nedeni de budur.
Başkalarını suçlamadan önce lütfen aynaya bakın! Dünyaya mezhepler üstünde bakanlar ancak Taraf gazetesinde ısmarlama haber yapan ve makale yazanlardır. Sosyalistler, meseleye buradan yaklaşmazlar. ABD'nin Ortadoğu'ya dönük yeni stratejisinin bir parçası olan Şii-Sünni ikilemi yaratma ve mezhepsel çatışmaları körüklemeyi ilk eleştiren ve her inançtan halkları birleştirmeye çalışan bizleriz. Ortadoğu enerji kaynaklarının denetimine sahip olmak için her şeyi kullanan ABD ve onun yedeğine düşenlere karşı tutum almanın "çember sakallılara karşı olmak"la nasıl bir ilgisi var.
Taraf gazetesi yazarları, emperyalizme dokunmamaya devam ediyor. Emperyalizme ve işbirlikçilerine bu kadar destek sunanların sosyalistlere tahammülsüzlüğü anlaşılır değil! Sosyalistler, ABD emperyalizmine ve onun işbirlikçi iktidarlarına karşı dün gidip Filistin'de, Küba'da Vietnam'da savaşanlar gibi bugün de aynı mücadeleyi sürdürüyorlar. Ancak ulusal kurtuluş mücadelelerini, ulusal hak eşitliği için direniş sürdürenleri, emperyalizmin boyunduruğundan kurtulmak, kendi bağımsızlığını ilan etmek, dilerlerse devlet kurma mücadelelerini sürdürme mücadelelerini El Kaideci, Selefi Cihadî grupların Suriye'ye dönük emperyalist müdahalenin bir parçası olanlarla eş değer göstermek büyük bir saygısızlıktır. Bu, bilineni yeniden yazmaya kalkmak ve gerçekleri ters yüz etmektir. Che, Deniz Gezmiş ve arkadaşları, bağımsızlık için, özgürlük ve eşitlik için mücadele ettiler. Onlar emperyalizme, kapitalizme karşı mücadele ettiler. Bugün "Suriye' ye emperyalist müdahaleye hayır" diyerek savaşa karşı barışın ve kardeşliğin sesini yükseltenler sosyalistler de aynı şeyi yapmaya çalışıyor.
*Emek Partisi GYK Üyesi
Evrensel'i Takip Et