'Muhalefet, Erdoğan’a oy veren emekçileri örgütleyebilmeli'
Siyaset Bilimci Yard. Doç. Dr. Güven Gürkan Öztan, 24 Haziran seçim sonuçlarını değerlendirdi: MHP kendisini AKP'ye ve Saray'a dayatacak.
Fotoğraf: DHA
Şerif KARATAŞ
İstanbul
Siyaset Bilimci Güven Gürkan Öztan, 24 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan sonucun sorunları çözmeyeceğini ve toplumsal ve ekonomik krizleri tetikleyeceğini belirti. Öztan, muhalefetin kolaycılığa kaçmaması gerektiğini ifade ederek Erdoğan’a ve AKP’ye oy veren emekçileri, işsizleri, ezilenleri sınıfsal talepler etrafında örgütlemesi gerektiğine vurgu yaptı.
Siyaset Bilimci Yard. Doç. Dr. Güven Gürkan Öztan’la 24 Haziran seçim sonuçlarını değerlendirdik. 24 Haziran’ın kritik bir seçim olduğunu belirten Öztan şunları söyledi: Çünkü fiilen 15 Temmuz’dan bu yana devam eden tek adam rejiminin akıbetini gösterecekti. Seçim sonuçları, iktidar blokunun referandumdan bu yana yerleşik hale getiremediği sistemi kurumsallaştırma yönünde belli bir güç elde ettiğini gösteriyor. Ancak bu durum sistemin krize içkin doğasını aşabilecek bir siyaseti kurmaktan çok uzak. Bir başka ifadeyle uyum yasaları çıksa da esas sorun orta yerde durmaya devam edecek. Olağanüstü devlet rejimi olarak kodlanan yönetim modeli, cumhurbaşkanı kararnameleri ve güvenlikçi uygulamalarla yeni bir faza girecek. Toplumsal ve ekonomik krizleri tetikleyecek.
‘MHP KENDİSİNİ AKP VE SARAY’A DAYATACAK’
Erdoğan'ın, seçimi ilk turda kazanarak kendine koyduğu hedeflerden birine ulaştığını anlatan Öztan, şunları söyledi: Ancak Erdoğan’ın 24 Haziran’dan mutlak zaferle çıktığını söylemek kolay değil. Zira Erdoğan, partisinin meclis aritmetiğinde kimseye müdahale etmeyeceği bir rakama ulaşmasını arzuluyordu. AKP’nin 1 Kasım seçimlerine oranla yaklaşık yüzde 7 civarında oy kaybetmesi ve 300 vekilin altında kalması tehlike çanlarının çalması demek. AKP, MHP’ye bir kez daha muhtaç duruma gelerek fiili değil bildiğimiz anlamıyla gerçek bir koalisyona sürüklenmiş vaziyette. Koalisyonları sonlandırmak gibi bir iddiayla yola çıkmış AKP için bu şüphesiz siyasi itibar kaybı. Fakat ötesi var; MHP anahtar parti olarak AKP’nin genel af gibi istekli olmadığı birçok konuda kendi iradesini hem AKP’ye hem de Saray’a dayatacak. Bürokraside henüz ulaşamadığı noktaları bilhassa da polis ve ordu içindeki kilit mevzileri ele geçirmek isteyecek. Çoktan önemli yerlere çöreklenmiş, MHP’ye mesafeli kimi tarikat ve cemaatlerle rekabete girişecek. Bunların hepsi yeni sorunlar demek.
'MHP’LİLER İKTİDAR ARZUSUYLA PARTİLERİNE OY VERDİ'
Seçimde ortaya çıkan oy geçişkenliği ve MHP’nin aldığı oy oranına ilişkin Öztan şu değerlendirmede bulundu: MHP’nin içinden İYİ Parti çıkmasına rağmen nasıl olup da 1 Kasım seçimlerindeki oy oranını koruduğu merak konusu oldu. Üstelik daha çok yeni bir oluşum olan İYİ Parti barajı aşacak bir oya ulaşabildi. MHP’ye dair soruların cevabını ararken AKP, MHP ve İYİ Parti arasındaki oy geçişkenliğini hesaba katmak gerekir. AKP’li küskün yüzde yedilik seçmen MHP ve İYİ Parti’ye dağılmış görünüyor. Ancak burada aslan payını alan MHP. Birçoğumuz AKP milliyetçiliğe kaydıkça MHP’yi kemik oylarına kadar geriletir diye düşünüyorduk fakat aksi sonuçlar ortaya çıktı. MHP’lilerin iktidar arzusuyla partisine sarılması da bu sonucun ortaya çıkmasında bir etken. ‘Cumhur ittifakını veririm ama Erdoğan’a vermem’ diyen MHP’li seçmenin ise partinin genel oy oranının ancak yüzde onluk bir kısmına karşılık geldiği görülüyor.
‘MUHALEFET KOLAYCILIĞA KAÇMAMALI’
Güven Gürkan Öztan, muhalefetin kolaycılığa kaçmadan mücadele etmesine vurgu yaparak şu değerlendirme bulundu: Ancak nihai tablo şimdilik o umutlu rüzgarı dindirmiş, komplo teorilerine savrulma riskini arttırmış gibi görünüyor. ‘Muhalefet daha fazlasını yapamazdı’ kolaycılığına hapsolmadan tüm baskılara ve yoksullaşmaya rağmen halen Erdoğan’a oy veren emekçilerin, işsizlerin, ezilenlerin yüzünü döneceği bir adres olabilmek muhalefet için tek çıkış yolu. Bu seçimlerin gözde ifadesi dip dalganın, aslında Saray ile kol kola olan sermayenin ve İslamcı dayatmaların mağdur ettiği farklı kitleselliklere karşılık geldiği ve itici gücün onları sınıfsal talepler etrafında politikleştirmekten geçtiği hesaba katılmalı.
‘CHP KARARSIZ MUHAFAZAKAR SEÇMEN İÇİN ADRES OLAMADI’
Güven Gürkan Öztan'ın, CHP başta olmak üzere muhalefetin durumuna ilişkin değerlendirmesi şöyle oldu: Ana muhalefet partisi iktidar blokunun dengesini bozmak için birçok hamle yaptı. Bu hamlelerin arkasında 'Hayır’ın gücünü konsolide etme fikri yatıyordu. Evet cephesinden de erime olacağı varsayılmıştı. İYİ Parti hamlesi aslında işe de yaradı, ancak Saadet’ten istediği ölçüde randıman alamadı. Milli Görüş geleneğinin AKP’ye muhalif kanadı sadece baraj nedeniyle değil güç asimetrisi nedeniyle de kararsız muhafazakar seçmen için adres olamadı. CHP’nin oyunun 1 Kasım’a nazaran bir miktar azaldığı yerlerde HDP’nin oyunun yükseldiği görülüyor ki bu durum özellikle batıdaki CHP seçmeninin HDP ile 7 Haziran’a benzer bir dayanışma gösterdiğini kanıtlıyor. Böylece ittifakın dışında bırakılmış olan HDP, sol seçmenin desteğiyle baraj sorununu aşarak Mecliste AKP-MHP’nin mutlak üstünlüğünü kırmış oluyor.
Öztan, Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin ise şu değerlendirme bulundu: Cumhurbaşkanlığı seçiminin belirleyicisi ise büyük şehirlerde 'Evet’in üzerine gelen 1 veya 1 buçukluk oydu. Bu oyun neden ve hangi kesimlerden geldiğini analiz etmeden muhalefetin gelecek projeksiyonu yapması mümkün değil. İnce, Erdoğan karşısında en güçlü aday olarak tüm hesabını 2. tura göre yaptı. Kendisi partisinin oylarını fersah fersah aşarak ilk turda ulaşabileceği azami seviyeye yaklaştı. Seçimin 2. tura kalmama nedeni Akşener’in ve özellikle Karamollaoğlu’nun beklenenden yaklaşık 1,5-2 puan az almış olması. 24 Haziran süreci Erdoğan’ın karşısına kitlesel destek alan bir isim çıkardı, bu haliyle büyük bir umut kaynağı da oldu.