28 Haziran 2018 15:24

Türkiye Gençlik Hareketi Tarihinden Portreler 1923-1960

Cumhuriyetin ilanının ardından gençlerin Kemalist bir ideoloji ile yetişmesine önem verilmiş, bunun için okullar kullanılmıştır.

Paylaş

Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra devlet, yeni bir düzen kurmanın ve bu düzeni sağlamlaştırmanın aracı olarak gençleri görerek gençlerin Kemalist bir ideoloji ile yetişmesine özel önem vermiş, bunun için okulları doğrudan gençleri Kemalist ideolojiye örgütleme aracı olarak kullanmışlardır. Bunun sonucunda gençler Kemalist ideolojiye sıkı sıkıya bağlanmış ve yayılması için çaba göstermiştir. 1916 yılında İttihat ve Terakki Fırkası tarafından üniversite gençliğini bir araya getirmek için kurulan Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) Cumhuriyet sonrasında da bir devlet-gençlik örgütü haline getirilerek hükümet ve devletin eylemlerinin destekçisi olarak faaliyet göstermiştir.

KEMALİZMİN GENÇLİK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Uzun yıllar boyunca gençlik Kemalizm’in etkisi altında biçimlenmiştir. Bu süreçte gençler, "yüce", "sınıflar üstü" bir devlet ve ona bağlılık; devletin, devletle aynı anlama gelmek üzere hükümet ve CHP'nin politikalarına bağlılık, ulusal çıkarların her şeyin üstünde görülmesi anlayışıyla eğitilmiştir. Otuz yıl içinde yetişen kuşaklar başka herhangi bir etki altında kalmadan bu görüşlerle biçimlendirilmiştir. 60'lı yıllardan sonra gelişen sosyalizmden etkilenen, hatta kendisini Marksist ve Leninist sayan gençlik yığınları bile bu yıllardaki eğitimin etkisiyle "devlet saygısını" taşımaya devam etmiştir. Hükümetlere saldırırken bile bunu devletin çıkarları için yaptıklarını savunmuşlardır.

DP İKTİDARINA KARŞI GENÇLİĞİN TUTUMU

1950'lerden başlayarak, Kemalizmin tek yanlı, baskıcı etkisinin hafiflemesiyle birlikte gençlik içinde dinci ve ırkçı-şovenist eğilimler güç kazanmıştır ama öğrenci gençliğin önemli bir kesimi Kemalist tutumu sürdürmeye devam eder. İktidar ve muhalefet arasındaki çekişme gençlik içine de yansır. Cumhuriyet tarihi boyunca bütün öğrenci gençliğin tek örgütü görünümündeki MTTB bölünür ve gençliğin DP'ye muhalif kesimleri TMTF (Türkiye Milli Talebe Federasyonu) adı altında toparlanır. Bunlarla birlikte, CHP, gençlik üstünde Kemalizmin etkinliğinden yararlanarak, 1954 Ocağında, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde, SBF-FK'yı (Siyasal Bilgiler Fakültesi Fikir Kulübü) kurdurmuştur. Fikir Kulübü etrafında toplanan gençler ve öğretim üyeleri, seminerler, paneller, sanatsal etkinlikler yoluyla gençlik ve aydınlar içinde CHP doğrultusunda ama ondan daha radikal bir muhalefet yürütmeye koyulurlar. Muhalefete gittikçe tahammülsüz hale gelen DP hükümeti kulüp ve üyeleri üstünde yoğun baskılara yönelir. Bir grup öğretim üyesi görevlerinden istifa ederek hükümetin baskılarını protesto ederken öğrenciler de dersleri boykot etmişlerdir. Hükümet ise sert önlemlere başvurur. DP, Fikir Kulübü’nün binasını yıkarak tutumunu ortaya koyar.

Bu yıllarda öğrenci gençlik hükümetin baskılarından hoşnutsuzdur ve özgürlük mücadelesi yürütmek için örgütlenmektedir ama 1956'dan sonra ortaya çıkan "Kıbrıs Sorunu"nda da geleneksel "devletçi" ve "ulusçu" tutumunu sürdürerek DP'nin politikası peşinde sokaklara dökülür.

Fikir Kulübü’nün kapatılması, gençler ve öğrenciler üstündeki baskılar CHP'nin de desteklemesiyle tüm yüksek öğrenim gençliği, öğretim üyeleri ve aydınlar arasında geniş tepkilere yol açtı. Kısa bir süre sonra öğrenci gösterileri baş gösterdi, İstanbul ve Ankara'da gösterilere başvuran öğrencilere polis sert davranınca işler iyice kızıştı. 28-29 Nisan olayları olarak bilinen olaylar ile 555 K eylemleri toplumsal etkisi geniş, cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşmiş en yığınsal gençlik eylemleri olmuştur.

28-29 NİSAN OLAYLARI

28 Nisan 1960 tarihinde DP’nin baskıcı politikalarını protesto etmek için İstanbul Üniversitesi’nin merkez fakültesinde öğrencilerin toplanması üzerine polisin toplantıya müdahale etmesi sonucunda olaylar çıkar. Polisin üniversiteye izinsiz girmesine üniversite yönetimi tarafından tepki gösterilince İÜ rektörü Sıddık Sami Onar tartaklanarak Emniyet’e götürülür. Üniversitede başlayan eylemler polisin müdahalesi sonucunda büyüyerek Beyazıt Meydanı’na kadar taşar. Polis silahlarla göz yaşartıcı bombalar kullanır. Polisin açtığı ateş sonucunda Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz vurularak hayatını kaybeder, Hukuk Fakültesi öğrencisi Hüseyin Onur sakat kalır. Öğrenciler protestolarını ertesi gün de sürdürdüler. 

555K EYLEMİ

İktidarın baskıcı politikalarını protesto etmek için planlanan 555 K eylemi, “5. ayın 5.günü saat 5’te Kızılay’da” şifresiyle hazırlanmıştır. Saat 17.00’a doğru “Olur mu böyle olur mu, kardeş kardeşi vurur mu, kahrolası diktatörler, bu dünya size kalır mı?​” marşıyla Kızılay gençlerle dolmaya başlar. Hedefte hükümetin istifası vardır. 18.00’a doğru bir spor arabayla Ulus yönünden alana giren Bayar, Menderes ve TBMM Başkanı Refik Koraltan’dan ilk ikisi Kızılay’da arabadan inerler. “Devlet büyükleri” olarak sözlerini dinletip kitleyi yatıştıracaklarını düşünüyorlardır. Gençler “devlet büyükleri”ni yuhlayarak karşılarlar. Durumu gören Bayar, indiği arabaya binip Demirel’i orada bırakıp kaçar. Menderes, bir gazetecinin arabasına binerek alandan ayrılabilir.

ÖNCEKİ HABER

Sert rüzgara karşı sıkı mücadele

SONRAKİ HABER

Müzik varsa biz (de) varız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa