Meslek(siz) Liseli
Kocaeli'den bir meslek lisesi öğrencisi eğitim hayatındaki sorunları, Adana'dan bir dershane öğrencisi de nasıl bir demokrasi istediğini yazdı.
Lojistik Bölümü’nden bir öğrenci
Yahya Kaptan Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi
Kocaeli
Ben son sınıf meslek lisesi öğrencisiyim. “Meslek lisesi meslek sahibi yapar” diyorlar ama yapmıyor, meslek lisesi pişmanlıktır. Lojistik okuyorsun, iyi bir firmada olman lazım çünkü lojistik deposu, dış ticareti, iç ticareti derken çok kapsamlı bir meslek ama gerçek hayatta lojistik okursan postanede posta dağıtırsın. Meslek lisesi mezunu bir lojistikçi en iyi böyle bir iş yapabilir. Eğer torpilin varsa bir fabrikaya girersin. Mesela şu an Pirelli’de lojistik bölümünde çalışanların yüzde sekseni hatta direktörü bile İtalyan dili mezunu ve çok yüksek maaşlarla çalışıyorlar. Diğer çalışanlar da öyle. Ziraat mühendisi, makine mühendisi. On beş yıldır çalışıyor, orada şef olmuş. Sadece bizim düzenlediğimiz evraklara imza atıyor, çok yüksek maaş alıyor. Eşitsizlik çok fazla. Lojistiği meslek lisesinde okursan kendi imkânlarınla o fabrikada fordliftçi olursun. Tırları doldurursun. Sözleşmeli işçi olursun, kadroya geçebilirsen ne ala. Açılan bir kişilik kontenjana yapılan bin kişilik başvuru arasından seçilebilmek için ya torpilin ya da çok büyük şansın olmalı.
'ÜNİVERSİTE BİR HAYAL'
Meslek lisesinden mezun olursan taşeron olabilirsin. Kolay kolay hayalini kurduğun mesleği yapamazsın. Ticaret meslek lisesi geçen sene 200 mezun verdi ama 2 tane 4 yıllık kazanan var. Onlar da okuduğu bölümleri değil başka bölümleri kazandılar çünkü puanları düşüktü. 4 yıllık üniversite, meslek lisesinde büyük bir hayal. Eğitimi ve okulun ortamı buna imkan vermiyor. Ben iki yıllık üniversiteye geçiş hakkımız olduğu için başladım. Lojistik de geleceğin mesleği deniyordu ama lojistik okudun diye seni alacak yer yok. 2 yıllığı kendi imkanlarınla kazanabiliyorsan ne ala. Çoğu kişi mezuna kalıyor bir sene dershaneye gidip sınava gireyim diyorlar. O iş yalan oluyor. Ön sıralarda sürekli ders çalışanlar bile 2 yıllığı kazanabilir miyim diye kaygılanıyor. Üniversite okumak isteyen meslek lisesine gelmesin.
KADROYA ALINMANIN YOLU İŞ KAZASI
Şu an staj yaptığım fabrikada da ileride çalışamayacağım; staj yaptın diye seni işe almıyor fabrika. 9 ay boyunca haftada 3 gün gidiyorsun seninki ne zaman biter, kaç gün geleceksin diye hesaplama yapıyorlar. Ayak işlerini yaptırıyorlar. Ben ofiste daha rahat çalışabiliyorum. İşimi de öğrenebiliyorum. Ama iç sahada daha farklı. Makinenin başında bekliyorsun. Makineye elini kolunu kaptırma ihtimalin var. Ama fabrikada kurnazlık var, tazminat vermemek için kadro teklif ediyor. İşçiler de bunu kabul ediyor. Ama elinden bacağından oluyor. Sağlık açısından 40 yaşını deviren bir tane sağlıklı insan yok. Lastik fabrikası ağır iş. Sürekli kimyasal içindesin. Meslek hastalıklarından kaçış yok.
EĞİTİM İÇİN VERİLEN VAATLER İNANDIRICI DEĞİL
Meslek lisesinde, stajlarda durum böyleyken eğitime dair de belli vaatlerde bulundu siyasi partiler ve adaylar. Ancak ben seçim vaatlerini, eğitim için vaatleri umursamadım. Çünkü bu zamana kadar hiçbiri tutmadı. Her gelen eğitimi geliştireceğini söylüyor. Her şeyi ücretsiz yapacağız diyorlar ama devlet okulunda kantin ve servis var ücretli. Kantini ücretsiz yapsa kantinle anlaşıp; kantinci tostu yarım ekmeğe düşürür. Çünkü devlet bunu hakkıyla ödemez. Yemekhane kurmak istese alan yok. Okulun alanı küçük. Spor salonu bile yok. Çoğu okulda yer yok ya da kitapları ücretsiz dağıtıyorlar ama bunu ders için değil kendi istedikleri olsun diye seçiyor. İçeriği ona göre belirliyor. Bu sene anladım ki kitabın geneli değişiyor. Birine vurgu, birilerini yüceltme var. Kendilerini anlatmak için kitap basıyorlar ama bunu okuyan öğretmen de çocuklar ders çalışabilsin diye başka bir kitap istiyor başka bir yayınevinin kitabını. Devlet bunu tabii ki de karşılamaz. Çünkü kendi istediği yazmıyor. Hükümet kendi yetiştirmek istediği nesle göre kitabı düzenliyor.
BAŞKA BİR GELECEK
Bir dershane öğrencisi
Adana
Size Genç Hayat’ın bana kattıklarından bahsetmek istiyorum. Dergimizin son sayfalarına yaklaştıkça yeni sayının çıkmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Neredeyse bu tür konularla ilgilenmezken, bilgili değilken Genç Hayat sayesinde kendimi geliştiriyorum. Gelelim soruya: Nasıl bir demokrasi istiyorum?
Biliyoruz ki kutuplaşmanın çok fazla yaşandığı ve bu kutuplaşmanın kullanılarak insanların birbirine düşman edildiği, kadınların ezildiği, tecavüze ve tacize maruz kaldığı, küçük yaştaki çocukların bile tecavüze uğradığı ve zorla evlendirildiği, 2 milyon çocuk işçinin bulunduğu ve eğitim sistemini politikalarının bir aracı hâline getirerek kendilerine yön verdikleri bir ülkede yaşıyoruz.
Bu saydıklarımın ve daha birçoğunun yaşanmadığı, herkesin eşit, düşüncelerini özgürce ifade ettiği, bilimin var olduğu bir ülkede yaşamak istiyorum. Eminim ki bunların bilincinde olan herkesin sesini çıkarmak istediğinin yalnızca ben değil, hepimiz farkındayız.