Ölümsüzler
Adnan Özyalçıner'den değinmeler: Ezen, batıran, yok eden dağ gibi yükselen en hızlı dalga bile kumsala ulaştığında dağılır. Biter.

Fotoğraf: Pixabay
Adnan Özyalçıner
YAZ ORTASINDA
Yaz, kış ortasındaki gibi, gök gürültüleri, şimşeklerle çıkageldi. Sel gibi aktı sular, aydınlığı bastıran karanlıkta. Yaz ortasında üşüyorken hepimiz.
ATEŞ EDENLE EDİLEN
Bir yerden ateş ediliyor; görmüyorsun. Bir yerden çığlıklar yükseliyor; duymuyorsun. Birileri neler olduğunu sorduğunda cevap veremiyorsun. Ateş eden, edilen de; çığlık atan attıran da sensin. Bilmiyorsun.
GONCA
Sabahtı. Bahçıvan, erkenden gül fidanlarını bir bir yoklarken güllerden birinin, bir gün önceki kızgın güneşten kavrulmuş, yanık, kupkuru, kokusuz, baş aşağı sarktığını gördü. Onu koparıp atmak için makasını şaklattığı anda, kuru gülün sapı dibinden küçük bir tomurcuk ağzını yarı açarak yemyeşil taç yaprakların arasından fışkırdı. Onun yerine çabucak açabilecek bir gonca olarak.
DİKİNE DÜNYA
Bir yokuşu çıkıyoruz, inişi yok. Dik duvar önümüz hep. Çık çık bitmeyen. Dünya dikine dönmüş/dönüyormuş diyorlar.
VINLAMA
Kentin her sabahla akşamki kargaşasının uğultusu artarak sürüyor. Tedirgin edici bir vınlamayla. Mekanik bir biçimde.
KAYIP
Birbirinin içinden geçen bir kalabalık bu. Kimse kimseyi görmüyor, duymuyor. Kimse kimseyle konuşmuyor. Konuşturulmuyor. Birbirlerinin içinde kaybolmuşlar.
KOMİK
Yaşadığımız olayların içindedir ‘komik’. Hep öyledir. Öyle olmuştur. Bu komiği bulup çıkarmak da gülmecenin işidir. Gülmececinin ustalığına bağlıdır. Hep öyledir. Öyle olmuştur.
ÖLÜMSÜZLER
Onlar, halkın ekmeğinin bölüşülmesinden yanaydı. Yandılar. Tümüne el koymak isteyenlerce yakıldılar. Ölmediler. Halkın ekmeğini bölüştürmekte ölümsüzleştiler.
UMUDU İŞÇİNİN
Yenildik, evet! Umutvarız gene de. Gelip geçici yenilgilerden sonra olduğu gibi. Sennur Sezer’in dediğince:
“Yorgun akşamlarında
Verdiğin güven, yarın ekmeği
Umudu işçinin.”
TOPRAKSIZ
Toprağı öldürdüler. Betona kesti her yer. Bir çiçek açsın istersen toprak satıyor çiçekçiler. Saksıda domates serpintisi, limon, mandalina ağaççıklarıyla birlikte.
SÜREN YAZ
Yaz sürüyor. Kentin ortasında. Betonların arasında. Ağaçsız, rüzgârsız, kuşsuz. Denizle gökyüzünün birleştiği uçsuz mavilikten uzakta. Sürüyor yaz. Bütün ağırlığıyla. Ezip geçerek.
SONUÇ
Ezen, batıran, yokeden dağ gibi yükselen en hızlı dalga bile kumsala ulaştığında dağılır. Biter.
Evrensel'i Takip Et