Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, eski paylaşımlarıyla dikkat çekti
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kabinesinde Milli Eğitim Bakanı olan Maya Okulları Kurucusu Ziya Selçuk, eski paylaşımlarıyla gündem oldu.
Ekran Görüntüsü: @ziyaselcuk/Twitter
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kabinesinde yeni Milli Eğitim Bakanı olan Ziya Selçuk, eski sosyal medya paylaşımlarıyla ve 2013 yılında Gazeteci Tuğba Tekerek ile yapmış olduğu röportaj dikkat çekti.
Maya Okulları'nın kurucusu olan Prof Dr. Ziya Selçuk, Tekerek'in sorduğu "Diyelim ki Milli Eğitim Bakanısınız..." sorusuna "Allah korusun" diye yanıt vermiş. Eski tweet'lerinde Albert Einstein'ın sözüyle kapitalizmi eleştiriyor ve Gezi Direnişi'nden "İlham olabilir" diye bahsediyor. Ziya Selçuk'un ayrıca yakın dönemde Erdoğan'ın talimatıyla büyük üniversitelerin bölünmesi kararını da eleştirdiği görüldü.
Ziya Selçuk'a 2013'te "Diyelim ki Milli Eğitim Bakanısınız..." diyerek soru sormuşum. Yanıtı "Allah korusun" olmuş. https://t.co/E0fv9uPwzM
— tuğba tekerek (@tugbatekerek) 10 Temmuz 2018
Özellikli söyleşinin 2. bölümü, eğitime yaklaşımı hakkında bayağı fikir veriyor https://t.co/b0wUshv8aN @ziyaselcuk pic.twitter.com/lWLoaQUGv1
Selçuk'un röportajından öne çıkan başlıklar şöyle:
'DİYELİM Kİ MİLLİ EĞİTİM BAKANISIZ: ALLAH KORUSUN!'
Tekerek: Siz diyelim ki Milli Eğitim Bakanısınız...
Ziya Selçuk: Allah korusun! Sistemi sınav odaklı olmaktan nasıl çıkarırsınız?Tedrici olarak önce lise giriş, sonra üniversite giriş sınavıyla ilgili üç dört yıllık bir perspektifimiz olabilir. Şu anda 100 çocuğun 100’ü de liselere giriş sınavına girsin isteniyor. Ama bu çocukların yüzde 96’sının bu tür sınavlara girmeye ihtiyacı yok. Çünkü o çocuklar zaten en başarılı yüzde bir dilimindeki öğrencileri alan okullara giremeyecekler. Gidebilecekleri okullar zaten açık. O nedenle sınava sadece not ortalaması 4.5 ve üzeri olan çocukları alırım. Kazananlara çok iyi bir eğitim vermek isterim, çünkü benim entelektüel sermayem orası. Avrupa şampiyonu bir çocuğa verilen yüzme dersiyle, “Her çocuk yüzmeyi öğrenmeli” diye verdiğimiz yüzme dersi farklıdır sonuçta.
'DİNDAR NESİL'E ELEŞTİRİ
Selçuk, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dilinden düşürmediği "Dindar nesil yetiştirme" için de şunları söylüyor:
"Ben dindar olmayı bu ülkenin ortak paydası olarak görmüyorum. “Dindar değilim” diyor bazıları. Bunun yerine insanların ortak paydasıyla ilgili bir arayışa girmek lazım ki bu ahlak anlayışıdır. Ateistin de Budist’in de Hristiyan’ın da Müslümanın da herkesin bir ahlak telakkisi vardır ve bu evrensel bir temel oluşturur."
KÖY ENSTİTÜLERİNE ÖVGÜ
Selçuk, Köy Enstitüleri'nden ise "Sahici bir eğitim iradesinin göstergesiydi" diye bahsediyor.
Tekerek: Cumhuriyet boyunca dokunulabilir bir alan olmaması nasıl bir eğitim sistemi yarattı bugün geldiğimiz noktada?
Donmuş ve sahici olmayan bir eğitim sistemi. Güvenlik kaygısıyla her şey bloke edilince sahici bir eğitim sistemi olmaz. Sahici olmayınca da gerçek yaşam sahnesine insan yetiştiremez. Oysa ki eğitimin doğası gereği mevsimler gibi sürekli değişmesi, dönüşmesi gerekir.
Tekerek: Donmamış olsaydı nasıl bir eğitim sistemimiz olurdu?
Selçuk: Donmamış olsaydı Türkiye Atatürk dönemindeki eğitimüretim ilişkisini geliştirirdi. Örneğin o dönemde köy enstitüleri sahici bir eğitim iradesinin göstergesiydi. Ama bu eğitim-üretim ilişkisi Atatürk’ten sonra çok zayıfladı. Eğer darbeler olmasaydı, Türkiye daha demokratik bir ortamı bulabilseydi, eğitimin hesap verebilen, sorgulanabilen, dönüşebilen bir yapısı olurdu. Merkezi bir karakter yerine, yerinden yönetimin ağırlıklı olduğu bir yapısı olurdu. Türkiye’nin coğrafyasına benzer şekilde, farklı eğitim modelleri, okul tipleri, eğitim anlayışları, felsefeleri çıkabilirdi.
Tekerek: AK Parti’nin bu yapıyı dönüştürememesinde müesses nizamın yanında etkili olan diğer sebep neydi?
Bir metafizik temel olmadan, evrensel değerler üretecek bir eğitim sistemi kurulamaz. Eğitim sisteminizin bir ideolojisi ve mimarisi olması lazım. Örneğin, neoliberal politikalar, “homo economicus” dediğimiz bir insan algısına sahiptir ve eğitimi ekonominin arkasından koşturur, sürekli bu ekonomiye uygun insan yetiştirmeye çalışan bir eşyaya dönüştürür. Biz bunu mu istiyoruz. AK Parti bunu mu istiyor? Bence istemiyor. Ama ortaya koyabileceği bir şey yok, bir metafizik yok. Eğitim sistemi kurmak açısından bir dünya görüşü yok, ki bu aslında bir medeniyet tasavvurudur.
Tekerek: “AK Parti’nin bir medeniyet tasavvuru yok” mu diyorsunuz?
Medeniyet tasavvuru çok kolay bir şey değildir. Söylemde bir medeniyetten söz edilebilir ama bu, yaşayan bir medeniyet değilse sadece tarihsel değeri vardır. Sayın Başbakan’ın konuşmalarında kullandığı kelimelerin doğum tarihine, Türkçe’ye giriş tarihine bakın. Eğer ekonomiyle ilgili bir konuşmaysa doğum tarihi çok yakınlardadır. Ama kültürle, sosyal meselelerle ilgili bir şeyse 11’inci asırdan bu tarafa gelir. Bu zihinsel iklimi ortaya koyuyor. Biz şu anda kopya ve moda bir takım terimlerle, tamamen işgal edilmiş kavramlarla yeni bir medeniyet tasavvuru da, eğitim sistemi de ortaya koyamayız. Ama dediğim gibi medeniyet tasavvuru bir partinin tek başına yapabileceği bir şey değildir.
Tekerek: Hiç etkileri yok mudur?
Partiler başlatıcı bir işlev üstlenip öncülük yapabilirler. Egemen kültürün kendisini evrensel kültür diye pazarlamasına karşı bir duruşa ve yaratıcı sentezlere ihtiyacımız var.Ama ne yazık ki böyle bir çaba göremiyoruz, zihnimizin dijital kapitalizmle yeniden işgal edildiği bir dönemi yaşıyoruz.
PAYLAŞIMLARI DA DİKKAT ÇEKTİ
Selçuk'un sosyal medyada gündem olan tweet'leri şöyle:
Gercek gezi eylemcileri bir siyasi parti programi hazirlasa, partiler, STK'lar ve burokrasi icin yeni bir dile ilham kaynagi olabilir.
— Ziya Selçuk (@ziyaselcuk) June 21, 2013
Insani sakatlayan kapitalizmden, toplum hedeflerine dayali bir egitim sisteminin tamamladigi sosyalist bir ekonomiyle kurtulunur A.Einstein
— Ziya Selçuk (@ziyaselcuk) October 12, 2013
Babamin dershane yorumu: Bakanlik deveyi yularindan dondurmeyi beceremeyince kuyrugundan dondurmeye calisiyor. Olmayacak is.
— Ziya Selçuk (@ziyaselcuk) November 18, 2013
Universe kelimesinin etimolojisi BİR'e ulaştıran anlamını da içeriyor. Küçük üniversitelerin yönetilemediği bir ortamda "BÜYÜK" üniversiteleri yönetilemediği için bölmek Bir'leşmeyi engelleyen ne tür bir "fallacy" biliyorum galiba. Birileri Bir"e ulaşmak istemedi birden.
— Ziya Selçuk (@ziyaselcuk) May 12, 2018
Erkeklerin kadınları anlamaması doğal, çünkü kadınlar tekamülün, evrimin daha ileri basamağındalar. Az önce anonim oldu.
— Ziya Selçuk (@ziyaselcuk) March 8, 2016