10 Temmuz 2018 22:40

Linç girişimi, şiddet dili… Antep’te sosyal öfke mültecilere yöneliyor

Bir çocuğun istismara uğradığı iddiası üzerine Suriyelilere linç girişimlerinin yaşandığı Antep'te olayların yaşandığı mahallelerin nabzını tuttuk.

Linç girişimi, şiddet dili… Antep’te sosyal öfke mültecilere yöneliyor

Fotoğraf: Evrensel

Deniz KAR
Antep

Kilis ve Urfa’nın yanında en fazla mültecinin yaşadığı kentlerden biri olan Antep’te, birikmiş ön yargılar linç girişimlerine neden oluyor. Kentte yaşanan son hadise adeta tehlike sinyalleri verdi. 5 temmuz akşamı, 6 yaşında bir kız çocuğunun istismara uğradığı iddiası, mahallelerde linç girişimlerine neden oldu. Olayların yaşandığı mahalleleri gezdik ve gördük ki asılsız ve çelişkili söylentilerle birlikte Türkiyelilerle Suriyeliler arasındaki çatışma eğilimi giderek güç kazanıyor.

FISILTI GAZETESİ İŞ BAŞINDA!

Olayların cerayan ettiği Hoşgör Mahallesi’nde daha önce Türkiyeli ve Suriyeli iki aile çatışmış ve Ramazan bayramı öncesi yaşanan hadisede 2 kişi ölmüş, bir kişi de yaralanmıştı.  Bu tip olaylar üzerinden yayılan asılsız söylentiler, şehir efsanesine dönmüş fısıltılar tepkiyi linç boyutuna götürdü.

Bilgi almak için dolaştığımız mahallede kimse ne olup bittiğini tam olarak anlamış değil. Uğradığımız bir kahvehanede 6-7 kişilik bir grup oturuyor. Suriyelilere, ülkeye ilk geldiklerinde çeşitli yardımlarda bulunduklarını söyleyen grup, “Biz vicdanlı insanlarız ama birimize bir şey olursa sırt sırta verir birbirimizi savunuruz; bir şey yapmaya kalkışırlarsa kan gövdeyi götürür!” diyor. İçlerinden biri, “Bizim gençlerimiz gidip Suriye’de savaşıyor, onlar burada yatıyor’ diyerek ana akım medyadan edindiği öfke dilini gösteriyor. Mahallenin gençleri Suriyeli mültecilerden sırt sırta verip dövüşülmesi gereken düşman bir güç gibi söz ediliyor.

Linç girişimi ve kavgalar sonrası civarda hiçbir Suriyeli esnafın dükkân açamadığı da konuşuluyor, gururlanılarak üstelik! “Önceden ellerinde enerji içecekleriyle dolaşırlardı; şimdi hiçbiri sokağa çıkamıyor’ diyor gençlerden biri.-

SURİYELİ MÜLTECİLER ENDİŞELİ

Yaşanan olaylarda arabası parçalanan, saldırıya maruz kalan ama meselenin nasıl başladığını anlamayan Suriyeli mülteci T.M şunları anlatıyor:  “Arabamın tüm camları kırıldı, otopark bile aracı kabul etmedi.” Suriyeli mültecilerin anlattıkları, plakası daha önceden tespit edilmiş bir çok aracın tahrip edildiğine işaret ediyor. T.M evden çıktığında, köşede bekleyen 8-10 kişilik bir grup gördüğünü, bunun üzerine korkup yönünü değiştirdiğini de anlatıyor, bir otomobilden kendisine küfürler savrulduğunu ekleyerek.

Bayram öncesinde meydana gelen ve 2 kişinin ölümüne sebep olan kavganın yaşandığı sokağa gidiyoruz. Peki, olayları tırmandıran şey ne? Bu sorunun yanıtını arıyoruz. Kimine göre Suriyeli bakkal müziğin sesini fazla açıyordu ve civarda oturan biri onu uyardı. Ancak bakkal dinlemedi! Bir başkasına göre küçük bir çocuk çikolata ya da şekerleme tarzı bir şey çaldı, bakkal müdahale ettikten sonra çocuğun ailesi olaya dâhil oldu ve kavga başladı! Bir başkasına göre ise Suriyeliler kahvehanede gürültü yapıyordu ve kavganın nedeni bu gürültüydü vs...

Ziyaret ettiğimiz bir terzi dükkanında 10-12 yaşlarında bir çocuk içeri giriyor. Bize şöyle diyor: “Yandaki bakkal her şeyi biliyor, o da Suriyeli.”  Sözü edilen bakkal sahibi savaştan kaçıp gelmiş bir Türkmen. O da yaşanan olayın gelişimini şöyle anlatıyor: “Gündüz vakti bağırışlar duyduk, dışarı çıktık. Birkaç kişi tartışıyordu, kahvedekiler ayırdı. Akşama doğru yine sesler gelmeye başladı, yine büyümeden ayrıldılar ve dağıldılar. Dükkânı kapatıp gitmiştik, akşamdan sonra kavga büyümüş, biri Suriyeli biri Türk iki kişi ölmüş. Türk olanın oğlu da vurulmuş, yaralanmış.”  Ama kavganın nedenini o da bilmiyor.

Fotoğraf: Evrensel

SURİYELİ ESNAF SANIP SALDIRMIŞLAR!

Mahalle esnaflarından Yunus Usta’nın anlattıkları da hayli ilginç: “Burayı Suriyeli dükkânı sanmışlar, camı kırmışlar. Birileri kışkırtmış belli, ortalığı karıştırmaya çalışıyorlar.” 

OSB’de, bir tekstil fabrikasında çalışan Adem ise, yapılan saldırıları desteklemediğini söylüyor. Suriye savaşını başlatanlara veryansın ederek şunları dile getiriyor: “Suriyelilere mi kızmalı yoksa onların buraya gelmesine sebep olanlara mı? Mesela şu tatlıcıyı düşün; adam 100 liraya mı eleman çalıştırmak ister 50 liraya mı? 50 liraya çalıştırmak ister. Bizim bakan çıktı ‘Suriyeliler dönerse Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da işçi sıkıntısı çekeriz’ diye açıklama yaptı, zihniyete bak!’ ifadelerini kullanıyor.

Suriyeli bir kuaför ile karşılaşıyoruz. Arapça yayın yapan bir kanal izliyor. Dükkânının camına iki tane Türk bayrağı asmış. Tıraş ettiği kişi 20 yaşlarında bir Türk genci. Yanında başka bir genç daha var. Onların olay aktarımı ise şöyle: “Adamın biri kıza tecavüz etmiş, kız ölmüş, bizimkiler de gerekeni yapmış!’ Başka bir genç bu sözlere şöyle tepki gösteriyor: ‘Askeriye mantığı! Nasıl askeriyede bir kişi hata yapar bütün bölüğe ceza kesilir, bu olay da öyle gerçekleşti. Oysa beş parmağın beşi bir değil”

SOKAK BAŞLARINDA ŞİDDET DİLİ

Köşe başlarında gruplaşmış gençler, darbelerden dolayı üzerinde göçük oluşmuş kepenkler ve kırılmış dükkân camları arasında mahalleden ayrılıyoruz. Gençlerden biri diğerine şöyle diyor: “Kadınlara, çocuklara neden saldırıyorlar? Çok kızdım; erkeklere yapın, öbürleri suçsuz!”  Bu sözler, Suriyelilire yönelik saldırıların gençler arasında ne kadar meşru karşılandığını gösteriyor.

Ziyaret ettiğimiz esnafların söyledikleri, kıraathanelerden yükselen sesler genellikle birbirine benziyor: ‘Suriyeliler gitsin, bizden iyi yaşıyorlar! Geldiler ekmeğimizle oynadılar. Buradaki Suriyelilerin çoğu meçhul işlerle uğraşıyor. Çete haline geldiler, hepsinin evinde silah var. Geçen polis bir eve baskın yaptı, kaç kilo patlayıcı buldu” vs.

Bir tarafta ekonomik-sosyal bütün melanetlerin hıncını mültecilerden çıkarmak için sokaklarda Suriyeli avına çıkanlar, diğer tarafta ise neden linç edildiklerini  bilmeyen savaş mağdurları... Antep hızla sosyal bir patlamaya ve fay kırılmalarına doğru ilerliyor. Sayıca az olsalar da kışkırtmaları görüp vahamete dikkat çeken işçiler umut veriyor.

Evrensel'i Takip Et