Beykent Üniversitesinde çalışan taşeron işçiler paralarını istiyor
Beykent Üniversitesi bünyesinde taşerona bağlı çalışan işçiler aylardır paralarını alamıyor: İşçinin parasını ödemeyen eğitim verebilir mi?
Eren ERGİNE
İstanbul
Beykent Üniversitesi Esenyurt yerleşkesinin büyük bölümü tamamlandı ve yerleşkenin açılışı şaşaalı bir etkinlikle yapılarak kayıtlar alınmaya başlandı. Ancak 70 gurbetçi işçi ile birlikte yaklaşık 500 kişi aylardır ücretlerini alamıyor. Açılışın yapılmasının ardından şantiye bahçesinde gurbetçi işçilerin kalması için kurulu olan konteynerler de kaldırıldı. İşçiler, yerleşkenin bahçesine attıkları yataklarda yatıyor. Beykent Üniversitesi kurucusu olan Adem Çelik’ten 25 milyon lira alacağı olduğunu belirten yüklenici firma olan Arel Peyzaj Mimarlık yetkilileri, ödeme alamadıklarını ileri sürüyor. Borç içinde yaşadıklarını belirten işçiler ise “Adem Çelik milyonluk arabalara biniyor, mangal partileriyle açılış yapıyor ama işçiler aç, sigara dahil alacak parası yok. Biz sadaka istemiyoruz, çalıştık, hakkımızı versinler” diyor.
'ÇOCUKLARIMIZIN EĞİTİM HAKKINI ELİNDEN ALIYOR'
Şantiyenin aşçısı olan ve yaklaşık 6 aydır ücret alamadığını belirten Ayşe Alp de diğer gurbetçi işçiler gibi bahçeye kurulan yatakta yattığını dile getirdi. Zor koşullarda yaşadıklarını belirten Alp “Hakkımı almak için buradan ayrılmıyorum, evimin kirasını ödeyemediğim için ev sahibi evden çıkardı, 2 çocuğum var, küçük kızımın yurt parasını ödeyemedim” diyerek aylardır ödenmeyen ücretini istedi.
Televizyon programlarında Adem Çelik’in gururla yapılan Beykent Üniversitesini anlattığını hatırlatan Ramazan Er de “O binayı diken işçinin parasını vermiyor, eğer gururla anlatıyorsan o zaman işçinin hakkını da vereceksin, işçinin parasını ödemeyen eğitim verebilir mi?” dedi. 3 çocuk babası olan Er, çalışmak için Aksaray’dan gelmiş. 1 yıldır Beykent Üniversitesi inşaatında çalıştığını, 6 aydır ücretini alamadığını ifade ediyor. 2 çocuğunun okuduğunu söyleyen Er, biriktirdikleri bozuk paraları göstererek sigara alacak paralarının daji olmadığını ifade etti: Adem Çelik çocuklarımızın eğitim hakkını elinden alıyor, insanlar zor koşullarda yaşıyor, evlerine para gönderemiyor. İşçiler çevrelerinden aldıkları borç ile hayatını devam ettiriyor, kirada olanların ise durumu daha zor. Benim evim kira değil, ben biraz daha rahatım.
'ÇOCUĞUMUN BEZİNİ DAHİ ALAMIYORUM'
2 gündür yerleşkenin bahçesinde bekleyen işçiler, çağrılarına yanıt vermeyen patrona da sitem ediyor. “İnsanlar mağdur edildi” diyen bir kadın işçi şöyle devam etti: Kendi rahat, keyfi yerinde. Aylardır maaş almıyoruz, şimdi bizim ödenmeyen maaşlarımızdan dolayı biriken borçlarımızın faizini ödeyecekler mi?”
Evine ekmek götüremediği için eşini memlekete, annesinin yanına gönderdiğini belirten Cengiz Acar ise 2 yaşında çocuğunun bezini dahil alamadığını, işler yoluna girene kadar eşini annesinin yanına gönderdiğini anlattı.
TAŞERON SİSTEMİNİN ACI GERÇEĞİ
DİSK’e bağlı Dev-Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut, yaşananların taşeron sisteminin acı gerçeği olduğunu belirtti. Karabulut, "Yıllardır taşeron sistemi yasaklansın diyen sendikaların mücadelesi ne yazık ki güçlü bir karşı çıkış yaratamadı ve taşeron meselesi sadece kamuda çalışan işçiler olarak algılandı. Fakat burada en büyük mağduriyet inşaat sektöründe yaşanıyor. İşçilerin neredeyse yüzde 85’i taşeron firmalarda çalışmakta. Hatta Beykent Üniversitesinde olduğu gibi çoğu zaman işçi, çalıştığı taşeronun adını bile bilmemekte, 'Beykent Üniversitesi işçisiyim' diyor. Çalıştığı firmanın ismi değişse de özünde doğru bir şey söylüyor, ana sorumlu burada Beykent Üniversitesi. Üniversite, taşeron firmaya ödeme yapmadığından işçiler de firmadan ödeme alamıyor, mağdur oluyor. Burada bizim üzerimize düşen örgütlülüğü büyütmek ve güçlendirmek. İşçi, en doğal hakkı olan ücretini bile alamıyor. İşçi sağlığı ve iş güvenliği yok. Tabiri caizse ölümüne çalışmakta. Soma davasında da gördük, tüm çıplaklığıyla katliamı hafifleterek patronlara taksirle ölüme sebep olmaktan karar verildi. Taşeron sistemini kaldıramadığımız sürece bu hak kayıplarını yaşamaya mahkum olacağız. Bizler, burada ücret hakkı için direnen işçilerin yanında olacağız" ifadelerini kullandı.