13 Temmuz 2018 12:12
/
Güncelleme: 11:17

Piyanist Fazıl Say: Ülkemde sanatımı yapmak istiyorum

Piyanist Fazıl Say: Devletin kurumlarında yıllardır yasaklı gibi bir durumdayım. ‘Fazıl Say defolsun gitsin!’ algısına karşı mücadele vereceğim.

Piyanist Fazıl Say: Ülkemde sanatımı yapmak istiyorum

Fotoğraf: Gudrun Meyer/Wikimedia Commens-CC BY-SA 3.0

Piyanist Fazıl Say, “En üstten en alt kademelere yayılmış ‘Fazıl Say defolsun gitsin!’ algısına karşı mücadele vereceğini” ifade ederek, “Ülkemde yaşamak istiyorum ve ülkemde sanatımı yapmak istiyorum” dedi. 

Sanatçı Fazıl Say yaptığı yazılı açıklamada devlet kurumlarında yıllardır yasaklı gibi bir durumda olduğunu söyleyerek, “Devletin kurumlarında hem yorumcu hem de besteci olarak zaten yıllardır yasaklı gibi bir durumdayım. Dünyanın en önde gelen kurumlarıyla yılda 100 kere çalışıyorum, ülkemde bu olamıyor” dedi. 

Bu konuda kendisine dair oluşan önyargının kırılması gerektiğini ifade eden Say şunları dile getirdi: “Benimle konser organizasyonu için çalışan bir belediye suç mu işlemiş olur? Lütfen, bu yanlışlardan dönelim. Sonra…Üniversitelerde tekrar konserler vermek istiyorum. Yıllardır üniversitelere davet edilmiyorum. Gençlerle buluşamıyorum. Bu kapıların da ardına kadar açılması için gayret edeceğim.” 

‘BU HATALARDAN DÖNELİM’

“Bu durum kime ne kazandırdı ki?​” diye soran Say; “En üstten en alt kademelere yayılmış ‘Fazıl Say defolsun gitsin!’ algısına karşı mücadele vereceğim. Çünkü, ‘Fazıl Say defolsun!’ zihniyetinin kimseye bir faydası yok. 81 milyon insanın bir tanesine bile faydası yok. Bu durum, sadece utanç yaratır, tüm dünyada bugüne kadar gördüğü gibi her seferinde de tepki çeker. Bu yanlıştır. Bu hatalardan dönelim istiyorum.” uyarısında bulundu.

Sorunların çözmesi için diyalog ve uzlaşı için elini uzattığını söyleyen Say, “Memleketimde sanatımı pürüzsüz icra etmek istiyorum. Burada herkesten de destek bekliyorum. Sonuna kadar Atatürkçüyüm. Bununla gurur duyuyorum. Düşünceler, duruşlar ve kültürler farklı olabilir. Ama dost olunmayacak diye bir şey yoktur. Gelin bu hatalardan dönelim.” dedi. (KÜLTÜR SERVİSİ) 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et