'Dur' deme zamanı
Genç Hayat'ın 313. Sayısının Rota'sı
Seçim sonuçları çeşitli biçimlerde tartışılıyor: OHAL koşulları altında meşru olmayan bir seçim, sandık başına giden geleceği için oy veren milyonlarca genç seçmen; kaçırıldı mı? Tehdit altında mı? Bu soruların seçim gecesi karşılıksız bırakmış, ardından şaibeleri normalleştirecek bir biçimde yapılmış mücadele adına pek bir ses vermeyen cumhurbaşkanı adayı açıklamaları ve kapanış balkon konuşması…
Gençlik genelde hükümet cenahında seçim dönemlerinde hatırlanan bir toplumsal kesim olma durumunda. Dertleri, sıkıntıları, işsizliği, dersi, sınavı, geçim sıkıntısı, barınma sorunu ile boğuşurken seçim dönemleri tüm bu sıkıntıları çözeceğini vaat eden adeta “Siz bizim geleceğimizsiniz ‘ama şimdilik’, biz size bu zorluları yaşattık evet ama herkesin 17.şansı vardır öyle değil mi?” minvalinde gençlikle dalga geçen bir propaganda ile karşı karşıya kalmıştır. Seçim sonuçları analizlerinde de çok net görülmüştür ki gençliğin büyük bir kısmı da bundan ciddi bir rahatsızlık duymaktadır.
'İŞTE BENİM DE FİKRİM BU'
Her sene üniversite öğrencilerinin bir kesimi için heyecanlı bir dönemdir yaz mevsimi, tahmin edin hangi kesimi? Tabii ki mezun olmayı başarmış arkadaşlarımız! Ülkenin gündemi ne olursa olsun bin bir emekle elde edilmiş bu başarı her mezun arkadaşımız için ayrı bir heyecan demek. Son yıllarda yukarıda da bahsettiğimiz sorunlarla boğuşan, gelecek kaygısı tırmanmış, ülkenin gidişatından kaygılı gençlik kesimleri için mezuniyetin başka bir anlamı oluyor. Ülkede ifade özgürlüğünün ayaklar altına alındığı, üniversite öğrencilerinin tutuklandığı, gözaltına alındığı, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek yüzlerce insanın mahkemelerde, cezaevlerinde olduğu bir dönemde mezuniyet; fikrini, derdini ülkenin hâletiruhiyesinden kaynaklı anlatamamış gençlere bir pankartla da olsa “işte benim de fikrim budur ey ahali sormayan herkese duyurulur” dediği yerdir.
YENİ TÜRKİYE’NİN HABERCİSİ
Bu yıl da ODTÜ mezuniyetinde yaşananlar ülkenin durumunun bir yansımasıdır. Pankartların birine müdahale edilmesinin ardından mezunlar ve veliler pankartı, öğrencileri, esasında ODTÜ’yü ve ifade özgürlüğünü savunmuştur. Mezuniyetin ardından ise cumhurbaşkanlığına hakaret iddiasıyla daha önce mahkeme önüne çıkmış ve aklanmış bir karikatürü taşıyan öğrenciler gözaltına alınmış bununla da kalmayıp pankartı çıkartan kırtasiyeci ardından da ODTÜ öğrenci temsilcisi gözaltına alınmıştır. O sırada orada bulunan bazı öğrenciler de ifadeye çağrılmıştır. Bu çok açık bir biçimde ODTÜ’ye gözdağı, bizlere de yeni Türkiye’nin habercisidir. OHAL’i kaldıracağız diye kitlelere seslenenler OHAL’i kaldırmak bir kenara, kalıcılaştıracaklarını gösterdiler. Bu tabloda dikkat çekilmesi gereken yer elbette yaratılan baskı ortamına rağmen mezunların ve velilerin “dur” diyen tutumudur!
Tarih, her dönem iktidarını sağlamlaştırmak, sömürüyü artırmak için baskı ve zor yolunu kullanan iktidarlar, tek adamlar görmüştür ancak tarih aynı zamanda bunlara “dur” diyenleri, başka bir dünyanın mümkün olduğunu haykıranları da görmüştür. Bu yüzden hiçbir seçim, hiçbir referandum ve hiçbir iktidar bir kapanış değildir dünyayı değiştirmek isteyene! Tıpkı grev yasaklarına, baskılara rağmen sendikalaştıkları için işten atılan ancak yılmayan 50’yi aşkın gündür fabrika önünde olan Flormar işçileri gibi. Tıpkı okullarına sahip çıkan ODTÜ’lüler gibi, tıpkı ihraç edilmelerine rağmen yepyeni projeler üreten barış akademisyenleri gibi.
ÇALINAN BİR GELECEK Mİ? MÜCADELE Mİ?
Yeni Türkiye, çok açıktır ki ekonomik çıkmazlarıyla, baskı ve zor uygulamaları ile OHAL ile, dış ilişkilerde facialar ile yönetilecektir. Bunun karşısında sen ne yapacaksın genç arkadaşım? Geleceğinin parsel parsel satıldığı, eğitim sisteminin içinin boşaldığı, kadınların, çocukların sokaklarında dolaşmaya korktuğu memleketin için dur diyenlerle kol kola sınıfında, kulübünde, atölyende, tezgâhında mücadele mi edeceksin yoksa emarelerini gördüğümüz yeni Türkiye’de yaşamayı kabul mü edeceksin?
Failleri geçtiğimiz günlerde ceza alan, Şili askeri darbesinde öldürülen ünlü müzisyen Viktor Jara’dan bir kesitle bitirelim;
“birlikte söylemeye devam edelim
bütün insanlık için”