‘Susmayacakmışsın bunu öğrendik’
İşten çıkarılan genç Flormar işçileri ile çalışma koşullarına, sendikalı olmaya karar verme sebeplerine ve 58 günlük direnişe dair konuştuk.
Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel
Kamile KARKUŞ
Kocaeli
Gebze Organize Sanayi Sitesi'nde kurulu kozmetik fabrikası Flormar’da Petrol-İş’e üye oldukları için işten atılan ve direnişe geçen işçiler, 58 gündür fabrikanın önünde direnişte. İşten çıkarılan genç Flormar işçileri ile çalışma koşullarına, sendikalı olmaya karar verme sebeplerine ve 58 günlük direnişe dair konuştuk.
Örnek bir direniş olarak Flormar direnişi
Merhaba seni tanıyabilir miyiz?
Merhaba ben Yağmur Özgören, 22 yaşındayım, 2 yıllık Flormar işçisiyim.
Nasıl çalışmaya karar verdin?
Liseyi bitirdikten sonra ilk olarak özel sektörde bir yerde çalıştım, sonrada Flormar’a girdim. Maddi yetersizlikten dolayı üniversiteye gidemedim.
Çalışma koşulları nasıldı neden sendikalı olmaya karar verdin?
Firmadan kaynaklı bize hiçbir hakkımız verilmiyordu, sosyal haklarımız yoktu. Herkes asgari ücretle çalışıyordu, bu sendikalı olma kararımı daha çok etkiledi. Bir de bizim vardiya amirlerimiz sorunluydu, bizi hiç anlamıyorlardı, konuşma şansı vermiyorlardı, verseler bile bize hakaret ederek konuşmamıza izin veriyorlardı. Bu bardağı taşıran son damla oldu.
‘EKONOMİK ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ KALMADI’
Çalışma saatlerin ve aldığın ücret sosyal yaşantını nasıl etkiliyordu?
Asgari ücret yetmiyor. Normal bir aileye yetmediği gibi benim gibi genç birinin de ihtiyaçlarını karşılamıyor asgari ücret. Evde de sorumluluklarımız var, eve de yardım ediyoruz. Sadece hafta sonu sosyal yaşantım vardı, hafta içi yorgun olduğumuz için eve gelip dinleniyorduk. Gece vardiyasına kalınca da evde dinlendikten sonra dışarı çıkmaya vakit kalmıyor. Şimdi çalışmayınca birçok şeyimiz kısıtlandı. Dışarı çıkıp bir kafede oturmak zor artık. Ekonomik özgürlüğümüz kalmadı.
Türkiye’deki gençler için çalışma sistemi nasıl? Rahat ve mutlu çalışma şansı var mı?
Sanmıyorum. Biz hiç rahat ve mutlu değiliz, diğer gençlerin de öyle olacağını düşünmüyorum.
Ne yapmak lazım hal böyleyken?
Biz buna bir örneğiz. Bizim gibi hakları olmayan gençler sendikalaşsınlar, haklarını arasınlar ve birlik olsunlar.
Eninde sonunda kazanacağız
Sizi tanıyabilir miyiz?
Adım Mahir Öztürk, 24 yaşına gireceğim. Aşağı yukarı 13 yaşımdan itibaren yazları çalışırdım, üniversite bittikten sonra da sürekli çalışmaya başladım. Birçok yerde çalıştım sözleşmeli ve taşeron, arada boşluk bırakmamaya çalışıyorum çünkü bırakınca toparlaması zor oluyor. Son durağım Flormar oldu. 2 aydır Flormar’da çalışıyorum.
Nasıl sendikalı olmaya karar verdin?
İçimde değişik bir his vardı buraya geldiğimde. İlk zamanlar fabrikaya alışma süreciydi, yavaş yavaş arkadaşlarla tanışıp arkadaş olmaya başladık ve söz sendikaya geldi. Burada daha önce çalışan arkadaşlarım “bu fabrikada sendika olmalı, çalışma koşulları kötü” diyorlardı. Ben de burada çalışmaya mecbur olduğumu söyledim. Bana sendika üyeliği teklif ettiler. İlk başlarda korktum daha yabancıyım biraz da yabaniyimdir. Korkmamın sebebi eskilerden bir abinin bana sendika üyeliği önerdiğinde vardiya amirininbeni kenara çekerek sözleşmemi feshetmek ve hiçbir hakkımı vermeden kovmakla tehdit etmesiydi. Ben de şüphelendim, bir buçuk iki aya yakın sendika üyeliğini aklımdan geçirmedim.
İÇERİDEN DIŞARIYA DESTEK
10-18 Mayıs’ta sendikalı oldukları için işçiler toplu bir şekilde işten çıkarıldı. Ben de bunun işçilere yapılan bir haksızlık olduğunu düşündüm ve hiç kimseye söylemeden e-devlet üzerinden sendikaya üye oldum. Gizliden gizliye dışarıdaki direnişe destek vermeye başladım. Çay ve yemek molasında alkış yapıyordum tek başıma yani amirlerin göremeyeceği şekilde. İspiyonlamışlar beni. Sorguya çektiler: “Neden alkış tutuyorsun? Neden zafer işareti yapıyorsun?” diye. Benim orada arkadaşlarım var, bu kadar insan bir davadan dolayı orda duruyor. Bir beklentileri var ki bir kaygıları var ki oradalar.
Çalışma koşulları çok kötü. Asgari ücretli çalışıyoruz. Yol falan derken 12-13 saat yoksun, evini sadece otel gibi kullanıp uyumaya gidiyorsun. Haftasonu geliyor, arkadaşların arıyor bir yere çıkamıyorsun, aldığın para, para değil. Evi mi geçindireceksin, gezecek misin? Ben de bu yüzden dışarıdaki arkadaşlar gibi direnişe katıldım. Daha iyi şartlar altında insanca yaşamak için ben de 35.günümde direniyorum.
Nasıl bir sosyal yaşantın vardı?
Ben tatil nedir bilmem. Hiç tatile gittiğimi hatırlamıyorum. Kendi imkânlarımla spor yapmaya çalışıyordum.
Cebindeki paran kadar dışarda sosyal yaşantın vardır. Asgari ücretle çalışan birinin cebinde ne kadar olacak ki? Cepte olmadığı zaman arkadaş da olmuyor. Gidip konuşamıyorsun, görüşemiyorsun.
Buradaki genç işçilerin durumu nasıl?
Genç arkadaş da çok burada ama genelde olgun yaşta insanlar var. Şuan içerde genç arkadaşlar çoğunlukta çalışıyor. Soruyorum “evli misin?” diye;“yok.”“Çoluk çocuk var mı?”; “Yok.” “Ev mi geçindiriyorsun?”; “Yok.”
E niye o zaman niye çıkmıyorsunuz? Dul olanlar var çocuğa bakmak zorunda olanlar var çıkıyor da gençler neden çıkmıyor anlamıyorum.
İşsizlik kaygısı mı böyle olmasına yol açıyor?
Hem işsizlik kaygısı hem de içerdeki amirlerin baskısı. “Kriz var, savaş var, ülkenin gidişatı belli” diyerek korkutuyorlar. Sendikalı daha önce çalışmamışlar, ben daha önce sendikalı çalıştığım için biliyorum sendikalılığı. Sendikalı olunca çok iyi koşullarda çalışıyorsun. Yine çok çalışıyorsun ama hakkını da alıyorsun. Ay sonu geldiğinde en azından bir şeyler kazandım diyorsun. Genç arkadaşlar sendikalı çalışmadıkları için bilmiyor.
Gençler ne yapmalı?
Gençler bilinçlenmeli, çünkü ben de bu direnişe kadar bilinçsizdim. Burada insanın kafası açılıyor, daha farklı açılardan görebiliyorsun, evrensel bir bakış açın oluyor. İşsizliğin sebebini anlatmama gerek yok zaten. Ha bire üniversite kuruyorsun ama iş yok. Eskiden okumamış insanlar işsizdi, şimdi okumuş insanlar işsiz.
İŞÇİLERİN BİRLİĞİ OLSA 3 GÜN SÜRMEZ
Dergimiz aracılığıyla Türkiye’deki gençlere ne söylemek istersin?
Kesinlikle hep beraber olmalı, arkadaşını, iş arkadaşını satmamalısın, arkasından iş çevirmemelisin. Burada biz eninde sonunda kazanacağız. Bunu fabrika müdürleri de biliyor, herkes biliyor. Ama işçilerin birliği yok. İşçilerin birliği olsa inanın bana 3 gün sürmez bu. Ben her şeyden önce birlik olmak gerek diyorum. Birbirimizin haklarına görüşlerine her şeyine saygı duymak zorundayız. Flormar ve YvesRocher ürünlerine boykot çağrısı yapıyorum.
‘Birlik olup sesimizi duyurmayı öğrendik’
Seni tanıyabilir miyiz?
Merhaba ben Arzu Akyüz, 23 yaşındayım, 5 yıldır Flormar işçisiyim.
Nasıl başladı bu direniş? Niye sendikalı oldunuz?
Hak ettiğimiz ücreti almıyorduk, hep asgari ücret alıyorduk, ne yaparsak yapalım yükselmiyordu ücretimiz. Daha önce işverenle görüştük ve işveren kabul etmediği için sendikaya başvurduk. Sendikayı da istemedi. İlk önce öncü olan arkadaşları işten çıkardı. Sonra öğrendiğini, üye olanı, destek vereni çıkarttı. Şuan çıkartmaya devam ediyor.
‘HER İŞ YERİNE SENDİKA GELMELİ’
Daha önce hiç sendikayla ilgili bilgin var mıydı?
Hayır, ne olduğunu bile tam bilmiyorduk. Şöyle biliyorduk; sosyal hakları olan bir şey olarak biliyorduk. İçine girince daha çok öğrendik. Yani sadece maddi olarak değil manevi olarak da sendikanın olması iyi bir şey. Psikolojik olarak bile hep yanında oluyor. Biz bunu yaşayarak öğrendik daha önce bilmiyorduk. Pişman değiliz, her iş yerine sendika gelmeli.
İçeride çalışan genç işçiler neden dışarı çıkmıyorlar?
Borçları olduğunu bahane ediyorlar. Bu doğru olabilir ama yine de bahane. Çünkü dışarı çıktıktan sonra amacımız içeriye sendikanın gelmesi. Zaten senin borcun varsa sendika geldikten sonra daha iyi geçineceksin, daha iyi şartlar altında çalışıyor olacaksın. Biz de içerdeyken sendikanın ne olduğunu bilmiyorsak onlar da şuan bilmiyorlar sendikanın ne olduğunu ve tepki vermiyorlar. Bir de işverenden ve işsizlikten korktukları için çıkmıyorlar.
Yaşam koşulları nasıl iyileşebilir?
Biz sendikanın ne olduğunu bilmeden önce eylemler oluyordu ama biz katılmıyorduk. Bilmiyorduk, bize saçma geliyordu, “bunlar ne yapıyor?” diyorduk. “Niye sokaktalar?” diyorduk,“iş yoksa başka işe gitsinler” diyorduk. Hiç bakmıyorduk, dinlemiyorduk bile ne yaptıklarını. Ama birlik olunca başarıyormuşsun. Susmayacakmışsın bunu öğrendik. Belki biz bu tepkiyi yıllar önce verseydik şuan sendikalı çalışıyor olabilirdik. Ne kadar sesini duyurursan o kadar başarırsın. Direne direne kazanacağız. Bizim için boykot yaparak, sosyal medyada da bunu duyurarak bize destek olurlarsa mutlu oluruz.
‘Direnmeye devam edeceğiz’
Merhaba seni tanıyabilir miyiz?
Ben Sibel Yüce, 22 yaşındayım,5 senedir Flormar’da çalışıyorum.
Neden sendikalı oldunuz, çalışma şartlarınız nasıldı?
Şartlarımız iyi değildi. Hak, hukuk hiçbir şey yoktu. Sadece kuru bir maaş vardı: 1600 TL’ye talim ediyorduk.Biz de hak hukuk olması için haklarımızdan yararlanabilmek için sendikaya başvurduk, sendikalı olduk. Sendikalı olunca da işveren kapıya koydu. Her zamanki gibi bunun için direniyoruz, direnmeye devam edeceğiz.
Genç işçilerin öğrenim durumu nedir?
Üniversite mezunu çok artmaya başladı. Üniversite mezunu olup da benimle beraber aynı işi yapan var. Üniversite okumak da yetmiyor, ben bu yüzden üniversite okumadım. Çünkü aynı işi yaptıktan sonra ben neden kalkıp da 4 yılımı heba edeyim ya da gelip de neden Flormar’da çalışayım?
Nasıl bir sosyal yaşantın var?
Tatillerde deniz kenarına değil, memlekete gitmeyi tercih ediyorum ancak Flormar’dayken onu da yapamıyordum. İzinleri kullanamıyorduk. 2017’den beri hiç izin kullanmadım. İzin verdiklerinde de arka arkaya iki hafta olarak kullanamıyordun.
Türkiye gençliğine ne söylemek istersin?
Mücadele etsinler birlik olsunlar sendikalı olmak için mücadele etsinler sendikasız bir yerde çok çalışmasınlar.