24 Temmuz 2018 10:18

İHD: Hapishanelerde işkence ve hak gaspları arttı

İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, 2018'in ilk 6 ayına ilişkin 'Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu'nu açıkladı.

Fotoğraf: Cansu Pişkin/EVRENSEL

Paylaş

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, 2018 yılının ilk 6 ayına ilişkin “Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu”nu açıkladı. Raporda, hapishanelerde 12 Eylül dönemini aratmayacak işkence ve hak gasplarının yaşandığına dikkat çekildi.

İHD’nin hapishanelerdeki mahpuslar ve dışarıdaki yakınları tarafından yapılan başvurular, avukatların ziyaretleri sırasında edindiği bilgiler, Adalet Bakanlığı ve hapishane idarelerinin yazışmalara verdiği cevaplar üzerinden hazırladığı raporda, OHAL döneminde hapishanelere yönelik özel politikalar üretildiğine dikkat çekildi. 2018’in ilk altı ayında İHD İstanbul Şubesi’ne yapılan 543 başvurunun 147’si sağlık ve tedavi hakkına yönelik engeller, 216’sı işkence, darp, tehdit ve disiplin cezaları, 116’i iletişim hakkı gaspları, 65’i “diğer” başlıklarında toplandı. Başvuruların 33’ü kadın mahpuslar tarafından yapıldı. Başvurucular arasında Marmara bölgesindeki hapishanelerde tutulan mahpuslar dışında 12 hapishaneden başvuru yapıldı.

DARP VE İŞKENCE ÖNE ÇIKTI

Rapor, ağırlıklı olarak Marmara Bölgesi’nde bulunan hapishanelerden İHD İstanbul Şubesi’ne yapılan başvuruların derlenmesiyle oluşturuldu. 1 Ocak-30 Haziran tarihlerini kapsayan raporda, altı ay boyunca mahpuslara yönelik fiziki saldırılar, tehdit, darp ve işkence öne çıktı. Raporda yaşanan hak ihlalleri ayakta sayım dayatması, ters kelepçe uygulaması, sayım ve telefon görüşmelerinde askeri tekmil ve askeri nizam dayatması, karşıt görüşlü mahpusların aynı ring aracıyla hastaneye veya mahkemeye götürülmesi, sağlık hakkına erişim engelleri, çıplak arama, keyfi disiplin cezaları, sürgün sevk, mahpusların özel alanlarını görecek biçimde kameraların konulması, yine bazı hapishanelerde havalandırmanın üzerinin tel kafesle kapatılması, aşırı doluluk nedeniyle mahpusların yerde yatmak zorunda bırakılması başlıklarında sıralandı.

SİLİVRİ CEZAEVİNDE ŞÜPHELİ ÖLÜM

Toplam 50 sayfalık raporu Hapishane Komisyonu adına Hatice Onaran sundu. Onaran, hapishanelerdeki hak ihlallerinin yaşam hakkı ihlallerine kadar ulaştığına da dikkat çekti. Onaran, Silivri 5 Nolu L Tipi Hapishanesi’nde Emrah İlhan isimli mahpusun şüpheli bir şekilde öldüğü ve olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği bilgisini paylaştı. İlhan’ın kardeşi gönderdiği mektupta kardeşinin ölümünü şu şekilde anlattı:

“Kardeşim Mart 2017 sonu ile 10 Nisan 2017 tarihleri arasında hapishanedeydi. Denetimli serbestliği ihlal ettiği için tutuklanmıştı. İlk görüşüne gittiğimizde gardiyandan dayak yediğini anlattı. Bize gönderdiği mektupta da kötü günler geçirdiğini yazmıştı. 10 Nisan 2017’de saat 22:40 civarında hapishaneden aradılar, kardeşimin öldüğünü söylediler. Saat 20:45 civarı kalp krizi geçirdiğini söylediler. Yenibosna Adli Tıpa gönderdiklerini, sabah oradan alabileceğimizi söylediler. Ertesi gün babam teslim aldı ve defin işlemi yapıldı. 08 Ağustos 2017’de otopsi raporu çıktı. Öncesinde ve rapor çıktıktan sonra savcıyla görüştüm. Otopsi raporunda ölüm nedeni belirlenemedi yazıyordu. Savcı üst kurula göndereceğini söyledi. Üst kurul raporu gelmediği için avukat tuttuk. Avukat, görüştüğünü ve mart ayının ilk haftası raporun çıkacağını söylüyor. Avukatın savcıdan aldığı ifadelerden, koğuş sorumlusu Emre Hödük denen kişinin kardeşimin göğsüne yumruk attığını, ifadelerde bunun yer aldığını savcının bununla ilgili soruşturma başlatmadığını söyledi.”

KEYFİ DİSİPLİN CEZASI İNFAZINI YAKTI

Raporda, hapishanelerdeki keyfi disiplin cezalarının tecridi derinleştirdiği, iletişim ve görüş yasaklarıyla birlikte hücre cezalarını da içerdiği belirtildi. Onaran, bu tarz keyfi cezalar sebebiyle Silivri Hapishanesi’nde tutulmakta olan Mustafa Tezel’in infazının yakıldığını ve tahliyesinin engellendiğini söyledi.

AMBULANS YERİNE RİNG ARACI KULLANILMASI ÖLÜME SEBEP OLDU

Sağlık ve tedavi hakkına yönelik ihlallerin geçtiğimiz altı ayda tavan yaptığına vurgu yapan Onaran, hastaneye sevklerde ambulans yerine ring aracı kullanılması sebebiyle Bandırma Hapishanesi’ndeki Murat Saat isimli mahpusun yaşamını yitirdiğini söyledi. Yaşamını yitiren Saat’in koğuş arkadaşları İHD İstanbul Şubesi’ne gönderdikleri mektupta şu ifadeleri kullandı:

“11 Aralık 2017’de, Murat Saat fenalaşması sonucu, hastaneye kaldırılması için hızlıca idareye bildirdik. Normalde bu tür ani fenalaşmalar aciliyetinden ötürü, hastaneye ambulansla götürülür. Fakat bizim arkadaşımız ambulans yerine ring aracıyla götürülmüştür. Aynı şekilde hastanede de yüzeysel bir muayene yapıldığından, ilk dakikalarda durumun ciddiyeti fark edilmemiş, görmezden gelinmiştir. Arkadaşımız hastanede tekrar fenalaşınca, ancak yoğun bakıma alınmış, fakat artık çok geç olmuş, tüm bu ihmallerin etkisiyle de arkadaşımız 27 Aralık 2017’de yaşamını yitirmiştir. Belki de bu ihmaller olmasaydı arkadaşımız bugün hayatta ve aramızda olacaktı.”

Raporda, farklı siyasi görüşten mahpuslarla politik mahpusların aynı ring aracıyla götürülerek provakasyon ve nefret saldırılarına ortam yaratıldığına değinildi. Raporda, hapishanelerde uzman doktor bulunmaması hasta mahpusların önündeki en büyük engel olarak gösterildi.

KENDİ YAZDIĞI KİTABA EL KONULDU

Onaran, rapordaki bir diğer ihlalin de iletişim yasakları olduğunu söyledi. Mahpuslara süreli ve süresiz yayınların verilmediğini, mahpuslarca yazılan mektupların gönderilmediği, gelen mektupların da verilmediğini aktaran Onaran, Antalya’da bir mahpusun yazdığı Kürtçe romana da arama sırasında el konulduğunu anlattı. Onaran, yılın ilk 3 ayında hapishanelerden yoğun şekilde gelen mektupların, Nisan ayından sonra azaldığına dikkat çekti. Mektup sayısının azalmasının ihlallerin azalması anlamına gelmediğini kaydeden Onaran, “Yaşanan sorunların bilinmesini ve kamuoyunda duyarlılık oluşmasını engellemek maksadı ile mahpus mektuplarının gönderilmesi hapishane idareleri tarafından keyfi olarak engellenmektedir” dedi.

‘İHLALLERİ BİLDİRDİK’

Onaran, Hapishane Komisyonu’nun hapishanelerdeki ihlallerin çözümüne katkı sunmak amacıyla aldıkları başvuruları Adalet Bakanlığı, Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü, TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Hapishane İdaresi, hapishanenin bulunduğu ilin İl İnsan Hakları Kurulu’na yazdıklarını söyledi.

Onaran, “Yazdığımız yazı sayısı 292’dir. Bu yazıların 54 tanesi Adalet Bakanlığı’na, 83’ü Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’ne, 42’si TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na, 75’i hapishane idaresine, 16’si İl İnsan Hakları Kuruluna, 22’si ise sevk talebine ilişkin yazılar yazdık” dedi.

EN ÇOK BAŞVURU SİLİVRİ VE TEKİRDAĞ F TİPİ’NDEN

Tutuklu ve hükümlü mahpusların başvuru yaptığı cezaevleri şu şekilde:

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü, Tekirdağ 1 ve 2 Nolu F Tipi, Edirne F Tipi, Metris R Tipi, Kırklareli Hapishanesi, Bakırköy Kadın Hapishanesi, Kandıra F Tipi, Bolu F Tipi, Düzce- Çilimli Kapalı T Tipi ile birlikte Adana Kürkçüler, Osmaniye T Tipi, Bandıma 1 Nolu T Tipi, İzmir Menemen, Elazığ T Tipi, Tarsus Kapalı Kadın Hapishanesi, Rize-Kalkandere L Tipi, Ermenek M Tipi, Antalya L Tipi, Gaziantep F Tipi, Kayseri-Bünyan 2 Nolu T Tipi, Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Şakran T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumları.

Raporun hazırlandığı altı aylık süreçte en fazla başvuru Silivri Kampus Hapishaneleri ve Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan alındı.

ÖNCEKİ HABER

Ahmet Şık, TBMM'deki saldırıyı Evrensel'e anlattı: Rejimin prototipi

SONRAKİ HABER

Siirt-Eruh Karayolu neden 30 yıldır yapılmadı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa