24 Temmuz 2018 23:15

İran’da ne oldu? Ne oluyor?

İran’da rejim, ABD merkezli ekonomik ambargonun sonuçlarıyla karşı karşıya ve sürekli yükselen halk muhalefetini de bastırmakla uğraşıyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

E. Ava

İran ve ABD arasındaki nükleer anlaşmanın ABD tarafından feshedilmesiyle birlikte gözler yeniden İran’a çevrildi. Bugünlerde İran’da rejim, ABD merkezli yürütülen ekonomik ambargonun sonuçlarıyla karşı karşıyayken, diğer taraftan sürekli yükselen halk muhalefetini bastırmakla uğraşıyor. Bugün İran’da gerçekleşen eylemlere gelmeden önce, bu eylemler açısından dönüm noktası olan 28 Aralık 2017 eylemlerini hatırlayalım.

‘DİKTATÖRE ÖLÜM’

Mezhepsel etkinin en güçlü olduğu Meşhed ilinde “diktatöre ölüm” sloganı ile başlayan eylemler, yıllardır birikmiş olan öfkenin patlaması sonucu gerçekleşti. Eylemin başlangıcında ifade edilen talepler “Yoksulluk, adaletsizlik, mali yolsuzluk ve medeni-siyasi özgürlüklerin olmaması”ydı. Hemen ardından eylemleri gerçekleştiren halk “İslam’ı basamak yaptılar, insanları bıktırdılar” sloganı ile herkesi birleşmeye çağırdı.

İlk günden (28 Aralık 2017) itibaren Tahran’da başörtüsünü çıkaran Vida Movahed, Zorunlu Başörtüsü Kanunu’nu protesto ederek, başörtüsü yasağına karşı yükselecek eylemlerin de startını verdi.

Aynı günde Meşhed ilinde ve ardından Neyşabur ilinde “Genç İran’lı ayağa kalk” ve  “Diktatöre ölüm halka özgürlük”, Yazd ilinde “Korkmayın, korkmayın biz hepimiz birliğiz” sloganlarıyla eylemler yayıldı. İlerleyen saatlerde halka biber gazı ve cop ile müdahale edildi.

29 Aralık’tan itibaren telegram uygulamasında bulunan muhalif kanallar ve İran rejimine karşı olan medya (Çoğu İran dışından yayın yapmak zorunda) herkese sokağa çıkın çağrısı yaptı.

TRUMP’IN AÇIKLAMASI KULLANILDI

Muhalif kanallar ve medya ortak hedeflerini açıklayarak, her ilde toplanmak için ortak yer ve saat belirlediler. 29 Aralık’ta eylemlere katılan il sayısı oldukça arttı. Eylemlerin fotoğrafları ve videoları telegram kanalları tarafından hızlı bir şekilde yayılıyordu. 30 Aralık’ta ise, Donald Trump’ın “İran halkını destekliyoruz” söylemi ile birlikte tartışmalar yaşandı. Bunun üzerine İran rejimine bağlı ya da rejime sempati duyan medya, “Eylemleri ABD yönetiyor” gibi başlıklar atarak halkın isyanını bölmeye ve sindirmeye çalıştı.

İran’daki farklı kurumlar ve dernekler bu eylemlerin hiçbir dış kuvvetle ya da kişiyle bağlantısı olmadığını ve ilk günden itibaren halkın iradesi ile yönetildiğini ve bu tür suistimalleri İran halkına vurulan bir darbe olarak tanımladıklarını resmi yazı ile açıkladılar. Bu açıklama İran muhalefetinin birlikte hareket etme yeteneği kazanması ve giderek tek merkezden hareket etme eğilimleri açısından önemliydi.

ÇOK SAYIDA KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

30 Aralık’ta eylemler Tahran Üniversitesine sıçradı. Öğrenciler “Ya özgürlük ya ölüm sloganları attılar”. Bunun üzerine isyana karşı, rejim polisleri üniversiteyi sararak içeri biber gazı ve göz yaşartıcı gaz atmaya başladı. Öğrenciler geç saatlere kadar direndiler ve birçok kişi tutuklandı. Eylemlerin artması ile birlikte halka ateş açıldı. Lodostan ilinin Durud ilçesinde 6 kişi, Hamadan ilinde 6 kişi, Ghahdicaran ilinde 12 kişi, Kirmanşah ilinde 1 kişi, Masced Süleyman ilinde de 2 kişi hayatını kaybetti. Eylemler sırasında daha önce rejim karşıtı gözüken reformcular, doğrudan rejimi desteklediler. Ve eylemcilerin tutuklanmasını istediler. Bunun üzerine “Usulcü ya da reformcu, bu olay bitmiştir” sloganı ortaya çıktı.

2 Ocak 2018 tarihinden itibaren tutuklamalar arttı ve gençler belirsiz yerlere nakledildiler.

Bu tarihte eylem sırasında sokakta öldürülenlerin sayısı 34 oldu ve öldürülenler arasında 13 yaşındaki Ahmad Heydarin’in olması büyük bir öfkeye neden oldu. O gün eylemler gece 2-3’e kadar devam etti.

Eylemlerde tutuklanan gençler belirsiz ve intihar süsü vererek öldürüldüler. Bazı tutuklulara ise idam cezası verildi. Simge isimlerden biri olan Ramin Hosein Panahi, bunların içinde ve itirazlara rağmen hükmü hâlâ geri çekilmedi.

DERVİŞLER EYLEMLERE KATILDI

Bu esnada (sufi) dervişler, siyasi öğrencilerin tutuklanması ile birlikte Tahran Evin Cezaevinin önünde protesto yaptılar. Dervişler, İran’da farklı bir mezhebe bağlı yaşıyorlar, her zaman İran rejimi tarafından linç edildiler ve hakları verilmedi.

Yaptıkları protesto sonucu isyana karşı kuvvetler, dervişlerin yaşadığı mahalleye baskın yaptılar. Çok çatışmalı geçen bu saldırıda çok sayıda yaralı oldu. Mohammad Salas, Sacad Razmi, Rasul Hoveyda, Avişa Calaledin, Mahdi Mahdavi tutuklandı. Mohammad Salas’a; kendisi, avukatı ve yakınlarının dediğine göre, işkence altında bir polis memuru öldürdüğüne dair itiraf imzalatıldı. Bunun üzerine idam cezası verildi. İdam edilmemesi için tüm dünyada kampanyalar örgütlenmesine rağmen18 Haziran’da idam edildi.

2009 EYLEMLERİ İLE FARKI

2018 başındaki bu eylemler, hem gelişimi hem de sonuçları itibari ile oldukça kitlesel bir şekilde gerçekleşen 2009 eylemlerinden belirgin farklılıklar taşıyordu. Son dönem İran tarihinin bu iki büyük eylemini karşılaştırmak gerekirse;

  1. 2009 eylemlerinin büyük bir kısmı reformculara bağlı olarak gerçekleşti. 2018 eylemleri “Usulcü ve reformcu bu olay bitmiştir“ sloganıyla reformculardan koptu.
  2. 2009 eylemlerinde sınıfsal eşitsizlikler, artan yoksulluk eylemlerin sloganı değildi. 2018 eylemleri ise yoksulların kendi talepleriyle katıldığı eylemler oldu.
  3. 2009 eylemleri süreç içinde radikalleşti ama 2018 eylemleri ilk günden itibaren radikaldi.
  4. 2009 eylemlerinde rejime bağlı Usuılcü ve reformcular birbirine karşı savaşıyordu, 2018 eylemlerinde iki parti halka karşı savaştı.

Bütün tutuklamalara ve verilen ağır hapis cezalarına rağmen kadınların zorunlu başörtüsü kullanma kanununa karşı yaptıkları protestolar devam ediyor. Tutuklananlar, 1-6 yıl arası hapis cezası ve para cezasına mahkum ediliyor. İran’da eylemlere katılan gençlerin çoğu aylarca polis takibinde kalıyor, gerekçesiz gözaltına alınıyor ve birçok genç hukuksuz tutuklamalar nedeniyle İran dışına çıkmak zorunda kalıyor.

İran’da basına çok yansımasa dahi son 6 ayda 607 kaydedilmiş işçi eylemi var. Bu eylemlerin görüntüleri sürekli alternatif medya kanallarına düşüyor.

Örneğin; İsfahan çiftçileri Zayande Nehri’nin yanında eylemler yapıyor aylardır. Hepko fabrikası işçileri birkaç aydır eylemde. Kiyan lastik işçileri 20 Temmuz’da Tahran’da eylem yaptılar. Tebriz demir yolu işçileri 28 Haziran-1 Temmuz arası eylem yaptılar. 17 Temmuz’da Fars ilinde belediye işçileri alamadıkları maaşlar için eylem yaptılar. 2 Temmuz’da Sircan demir işçileri alamadıkları maaşları için eylem yaptılar. Özellikle maaşların ödenmemesi nedeniyle irili ufaklı böyle onlarca eylemden söz edebiliriz.

DOLARIN YÜKSELİŞİ ESNAFI HAREKETE GEÇİRDİ

İran’da bugünlerdeki önemli gelişmelerden biri, doların yükselişi. Geçen ay finansal olarak doların değerinin birdenbire artması öfkeleri daha da çoğalttı. Kızgın esnaf Tahran, Şiraz, Geşm ve diğer illerde eylemler yapmaya başladı. Esnaf çarşılarda kepenk kapattı. Eylemler git gide çoğaldı. Kepenk kapatma eylemleri ekonomik gidişatı daha da ağırlaştırırken, rejim de tüm eylemlere sert müdahale etmeyi sürdürüyor. Örneğin geçtiğimiz haftalarda Karaç ilinde esnafa, zabıta tarafından çarşıda tezgahların kaldırılması söylendi. Esnaf tezgahlarını kaldırmamak için direndi. Kepenk kapatma eylemlerinin yapıldığı sırada 1 Temmuz gecesi, tüm tezgahları zabıta tarafından yakıldı. Bu ve bu tür gelişmeler halkın rejimle arasını açıyor.

SUSUZLUK SORUNU

İran’da rejimin karşı karşıya kaldığı diğer eylemlerin sebeplerinden biri de su. Uzun yıllardır İran’ın güney bölgesinde susuzluk ve hava kirliliği ile ilgili halk oldukça fazla sorun yaşadı. Buna rağmen İran suyu başka ülkelere (Irak gibi) gönderiliyor. Bunun üzerine günlerdir bu sıcak havada suyu olmayan güney bölgesi ayağa kalktı. 30 Haziran Ahvaz’da ve 3 Temmuz’da Horam Şahr ilinde eylemler devam ederken isyana karşı ekipler birçok kişiyi ateş ederek yaraladı. İran’da son aylarda gerçekleşen taleplere bağlı her eylem aslında rejime karşı eylemler olarak da gelişiyor.

ALTERNATİF BİR SİYASET OLUŞUYOR

Son bir yıldır gelişen eylemler neredeyse tüm muhalif grupların içinde olduğu bir alternatif ortaya çıkardı. Birçok farklı hedefi olan ama rejime karşı olmakta birleşen bir ortak hareket grubu.

Bu eylemlerin ilk aylarda belirli bir alternatife bağlı olmamasının pozitif ve negatif yanlarından bahsedilebilir. Ani olması ve partiler tarafından örgütlenmemesi uzun sürede motivasyonun düşmesine, hedefin çarptırılmasına, yönünün suistimal edilmesine ve sonunda eylemlerin bitmesine neden olabilirdi.

Ama bir yandan da ilk aylarda bunun olmaması, rejimi hep yaptığı işten alıkoydu. Rejim hep protestoları ve eylemleri bir muhalif partiye ya da kişiye bağlayarak baskı yoluna gidiyordu. Bu sefer ilklerde birine bağlı olmaması halka zaman kazandırdı. Ve bastırılmasını güçleştirdi. Eylemlerin başında fazlaca tedirgin olan halk, şimdi daha öz güvenli. İran halkının önünde yorulmaksızın bir mücadele ve birleşmek için harcanması gereken yoğun bir çaba var.

Rejim ve burjuvazi bu eylemleri bastırmak ve gittiği yoldan saptırmak için ellerinden geleni yapıyorlar ama umut ile bakmak için artık daha çok sebep var. Çünkü eylemlerin artık hedefleri daha belirgin ve organize olmaya meyilli. Çünkü İran halkı artık daha güçlü.

ÖNCEKİ HABER

Olağanüstü hal kalktı ancak Şırnak’taki 29 kontrol noktası duruyor

SONRAKİ HABER

BM’den Kıbrıs için yeni adım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa