AYM'den 'Cinsiyet değişikliğine izin verilmemesi hak ihlalidir' kararı
AYM, M.K. isimli transa cinsiyet uyum süreci için gereken ameliyat iznini vemeyen yerel mahkemenin hak ihlalinde bulunduğu kararını verdi.
Fotoğraf: Pixabay
Anayasa Mahkemesi (AYM), yerel mahkemeden cinsiyet uyum süreci için gereken ameliyat iznini alamayan M.K’nin, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirmesi hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
M.K. isimli trans, 20 Mart 2014’te Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesine cinsiyet uyum süreci için gereken ameliyata izin verilmesi talebiyle dava açmıştı. Mahkeme, M.K’nin üreme yeteneğinin bulunması nedeniyle cinsiyet değişikliğine izin verilmesi şartlarının oluşmadığına hükmetmiş ve 20 Haziran 2014’te davayı reddetmişti. Temyiz aşamasının tamamlanmasının ardından M.K. mahkemenin ret kararına ilişkin 29 Temmuz 2015’de AYM’ye bireysel başvuruda bulunmuştu. M.K. başvurusunda, Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesinde düzenlenen üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olma koşulunun trans bireyleri kısırlaştırma işlemine zorladığından şikayetçi olmuştu.
‘MADDİ BÜTÜNLÜĞÜNE MÜDAHALE’
AYM’nin resmi internet sitesinde yayınlanan kararında, Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin cinsiyet değişikliği talebini reddetmesi ihlal olarak değerlendirildi. AYM ihlal kararında Anayasa’nın 17. maddesinin herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkını güvence altına aldığını belirterek “Başvurucunun kadın üreme organlarına sahip olmasına rağmen erkek cinsiyet kimliğini benimsemiş olduğu uzmanlardan oluşan sağlık raporuyla belirlenmiş, hayatına erkek kimliğiyle devam etmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Somut olayda cinsiyet değiştirme ameliyatından önce üreme yeteneğinden vazgeçmesini zorunlu kılan kısırlaştırma operasyonuna yönlendirilmesinin başvurucunun maddi bütünlüğüne müdahale oluşturduğu değerlendirilmektedir. Asliye Hukuk Mahkemesinin ret kararı aynı zamanda cinsiyet kimliği ve kişisel gelişim hakkı bakımından da müdahale teşkil etmektedir. Anayasa Mahkemesinin, başvurudan sonra verdiği bir kararda ilgili kanundaki ibareyi iptal ettiği de dikkate alındığında, başvurucunun maddi ve manevi varlığının korunması hakkına yapılan müdahalenin, demokratik bir toplumda gerekli olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır” denildi.
‘DÜZENLEME ÖLÇÜSÜZ’
AYM, 29 Kasım 2017’de Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu” ibaresini Anayasa’nın 13, 17 ve 20. maddesine aykırı görerek iptal etti. Kararın gerekçesinde, “İzin verilmesi talep edilen cinsiyet değişikliği ameliyatı sonrasında izin talep eden kişinin üreme yeteneğinden yoksun kalacağı, söz konusu ameliyat için istenen iznin verilmesini üreme yeteneğinden sürekli yoksun olma koşuluna bağlamanın üreme yeteneği bulunan ve cinsiyet değiştirmek isteyen bireylere ameliyattan önce tıbbi bir müdahalede bulunulmasını zorunlu kıldığı ifade edilerek kişinin katlanmasına gerek bulunmayan böylesine bir tıbbi müdahaleye maruz bırakılmasının maddi ve manevi varlığı ile özel hayatına ölçüsüz bir sınırlama getirdiğini, ayrıca tıbbi müdahale sonucu üreme yeteneğinden yoksun kalan kişinin herhangi bir nedenle cinsiyet değiştirme ameliyatından vazgeçmesi durumunda cinsiyet değiştiremediği halde üreme yeteneğini kaybetmesi sonucuyla karşılaşacağı ve söz konusu tıbbi müdahalenin sonuçları bakımından telafisi imkansız durumlara yol açacağı” belirtilerek düzenleme bu yönüyle ölçüsüz bulunmuştu. Öte yandan AYM süreci devam ederken M.K, cinsiyet değişikliği ameliyatı için gereken izni alma talebiyle Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesine başvurmuş, başvuruyu kabul eden mahkeme cinsiyet değişikliğine izin vermişti. (İstanbul/EVRENSEL)