Kovada Gölü ölüyor!
Bir zamanlar içilebilir kalitedeki suya sahip olan Kovada Gölü, sanayi ve tarımsal kirlilik ile ihmal yüzünden ölüm saçan bir bataklığa döndü…
Kovada Kanalı sanayi ve tarımsal kirliliği göle taşıyor (Fotoğraf: Yusuf Yavuz)
Yusuf YAVUZ
Isparta
Bir zamanlar Türkiye’nin en güzel doğal göllerinden biri olan milli park statüsündeki Kovada Gölü’nde bir türlü önüne geçilemeyen sanayi ve tarımsal kirlilik ölümcül seviyeye ulaştı. Isparta’nın Eğirdir ilçesinde bulunan Kovada Gölü ve göle su taşıyan kanalda ciddi bir iyileştirme çalışması yapılması gerektiğini dile getiren Türkiye’nin önemli sulak alan uzmanlarından biri olan Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, “Göldeki su seviyesinin giderek azalması sanayiden kaynaklanan ağır metal ve tarımdan kaynaklanan azot, fosfat kirliliği sonucunda önce yüksek su bitkilerinin yoğunluğu artmış, daha sonrası ise bataklık alana dönüşümün göstergesi olan mavi-yeşil alana dönüşüm ve sığlaşma gölün sonunu hazırlamıştır. Bu gün Kovada Gölü’nde bırakın yüzmeyi, göle parmağınızı bile sokmanız hiç ama hiç sağlıklı bir davranış olmayacaktır. Bunun yanı sıra gölden balık yakalayıp yemek son derece tehlikeli. Gölün balıkları insanları adeta zehirlemektedir” dedi.
PROJEDE SANAYİ KİRLİLİĞİ YOK
Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı tarafından desteklendiği kaydedilen ve tam adı ‘Eğirdir ve Kovada Gölü Evsel ve Zirai Atıkların Tespit Edilmesi ve Kirliliğin Önlenmesi için Politikaların Geliştirilmesi’ şeklinde olan 508 bin TL maliyetli projede, sanayi ve soğuk hava tesislerinden kaynaklanan kirlilikten söz edilmiyor.
1960’LARDA DOĞA MÜZESİYDİ
Kovada Gölü’nün ortalama su seviyesinin 5.7 metre olduğuna değinen Erol Kesici, 1960 yılına kadar insanların müdahalesi olmadan birinci sınıf su kalitesiyle ve gölün etkisiyle adeta bitki müzesi özelliğine sahip olan bölgedeki ormanların bitki ve hayvan çeşitliliğiyle bilindiğini belirterek, “1960’lı yıllarda Eğirdir Gölü’nden gelen kanalın yönü değiştirilerek Kovada adeta bir çökelme –süzme alanı olarak kullanıldı. Böylece o yıllarda kurulan hidroelektrik santrallerine su verilmesi sağlandı. DSİ, ‘60 -’75 arasında Eğirdir Gölü bağlantısıyla yılda ortalama 600 hektometreküp su çekti. Eğirdir Gölü’nün Kovada Kanalı ile bağlantılı olan kanalının bulunduğu kesime regülatörün konulması da, Eğirdir Gölü’nden Kovada Gölü’ne doğal su akışını engelledi. Böylece Eğirdir Gölü’ndeki su seviyesinin azalmasına bağlı olarak Kovada’ya gelen su ‘sızıntı’ haline dönüştü. Su seviyesinin azalması, sanayiden kaynaklanan ağır metal ve tarımdan kaynaklanan azot ve fosfat kirliliği sonucunda gölde önce yüksek su bitkilerinin yoğunluğu arttı sonra bataklık alana dönüşümün göstergesi olan mavi-yeşil alana dönüşüm ile sığlaşma gölün sonunu hazırlamıştır” dedi.
NE YAPILMALI?
Yard. Doç. Dr. Erol Kesici’ye göre Kovada Gölü ve göle su taşıyan kanalda acilen iyileştirme çalışması başlatılmalı. Öncelikle gölde mekanik ve biyolojik temizlik yapılarak seviyenin 2-3 metre düşmesine neden olan dipteki çamur çıkarılmalı. Kesici, aynı temizliğin Eğirdir Gölü ve Kovada Kanalı için de şart olduğunu dile getiriyor. Ayrıca kanal boyunca kurulu olan sanayi tesislerinin atıklarının göle ulaşması engellenmeli. Eğirdir’deki arıtma tesisinin ise günümüzün teknolojisine uygun hale getirilmesi gerektiğine işaret eden Kesici, “Doğa bugünün değil gelecek yılların da ekonomi ve yaşam alanı olmalıdır. Sorunları gizlemek ve ötelemekten dolayı kayıplar artıyor ve çözüme ulaşmak oldukça zorlaşıyor. Bu sorunları kısa süre içinde çözemezsek yakın bir gelecekte birçok doğal varlığımız gibi Kovada Gölü’nü de yitireceğiz” diye konuştu.