Evrim'i destekleyen ve kullanan bilimler - 2: Antropoloji
'Eric Wolf bir eserinde antropoloji için; 'İnsani bilimlerin en bilimseli ve bilimlerin en insanisidir.' cümlesini kullanır.'
Görsel: Pxhere
Antropoloji, insanbilim olarak Türkçeleştirilen, ırksal tayinler yaptığı konusunda kafatasçılıkla suçlanan ya da bilim bile olmadığı konusunda bazı kişilerce yerilen aslında tüm bilimlerin tek nedeni olan insanı incelemekle yükümlü multidisipliner bir bilim dalıdır.
"İnsan neden vardır, neden değişir, niye birbirlerine benzer, niye benzemez?" sorularından yola çıkarak insanı insan olarak ele alır ve çevresiyle ilişkilerini, doğaya uyumunu, doğayı nasıl kontrol altında tuttuğunu, psikolojisini nasıl yönlendirdiğini, nasıl bir sosyal yapı oluşturduğunu tümüyle ele alır. Bunu yaparken kültürel görelilik perspektifini elden bırakmaz. Antropoloji multidisipliner bir bilim dalıdır. Sosyoloji, psikoloji, tıp-biyoloji, tarih, linguistik (dil bilim), etnoloji (köken bilim), felsefe gibi bilimlerden ne bağımsız çalışabilir ne de onlara bağımlı kalabilir.
Evrimsel süreçte çevresine nasıl uyum sağladığını, quadropedal (dört ayak üzeri) iken nasıl bipedal (iki ayak üzeri) olduğunu, konuşma yetisini nasıl kazandığını, sosyoloji biliminin ana noktası olan bu toplumları nasıl kurduğunu, biyolojinin ana dalı olan biyo-yapısını nasıl kazandığını, psikolojinin ana noktası olan zihin kavramını nasıl bünyesine kazandırdığını açıklar. Sonrasında da bu bilimlere temel oluşturur.
Eric Wolf bir eserinde antropoloji için; "İnsani bilimlerin en bilimseli ve bilimlerin en insanisidir.” cümlesini kullanır.
Antropoloji bilimini büyük bir ağaca benzetirsek; bu gövdenin dört ana dalı olduğunu görürüz. Bunlar;
1) Biyolojik ya da Fiziksel Antropoloji: İnsanın zaman ve mekan içindeki çeşitliliğidir. Bu farklılaşma büyük ölçüde genetik ve çevresel yönlerinin bir karışımıyla oluşmaktadır. İlişkin çevre baskıları sıcaklık ve soğuğu, nemi, gün ışığını, yüksekliği ve hastalığı içermektedir. İnsan biyolojisini incelerken sadece biyoloji ile yetinmez. Bir taraftan insan atasal formların fosil kanıtlarını, dünyada yaşayan nüfus içindeki çeşitli genlerin dağılımını, genetik kalıtım mekanizmasını ve çeşitli ülkelerde yaşayan insanların farklı biçim ve renk kompozisyonunu incelerken, öte taraftan insanların ve yakın primat akrabalarının davranış modelini anlamaya ve açıklamaya çalışır.
Charles Darwin sayesinde herhangi bir popülasyon içindeki mevcut çeşitliliğin bazı bireylerin hayatta kalma ve üremede daha başarılı olmasını sağladığının öğrenilmesiyle gelişen genetik, bu çeşitliliğin nedenleri ve aktarımı konusunda bizleri aydınlatmaktadır. Ne var ki bu çeşitliliğin tek nedeni genler değildir. Bireyin yaşamı süresince biyolojik özelliklerinin gelişiminde kalıtım çevreyle birlikte etki eder. Bu nedenle Fiziksel/Biyolojik Antropoloji çevrenin, gelişme süresinde beden üzerindeki etkilerini de araştırır. İnsanın biyolojik ve kültürel evrimi karşılıklı ilişki içindedir ve birbirini daima tamamlar.
2) Sosyo-Kültürel Antropoloji: Kültür ve kültürel evrimin incelenmesi olarak tanımlanabilir. Örgütlenme ve davranışlar konusunda ortak bir ilgiyi Sosyoloji ile paylaşır. Kültürel Antropoloji de kendi içerisinde alt dallara ayrılır. Bunlardan biri, insan davranışlarını gözleyerek hatta deneyerek “kültür” kavramını araştıran Etnoloji’dir. Bir diğeri toplumsal olguları inceleyen Sosyal Antropoloji’dir. Sosyolojiden ayrıldığı ana nokta, sosyologlar sanayileşmiş Batı toplumlarını ele alırken, Kültürel Antropologlar sanayileşmemiş toplumları ele alır. “İlkel” kavramı üzerine yoğunlaşır.
3) Arkeolojik Antropoloji (ya da daha yalın bir tabirle Arkeoloji): tarih öncesi çalışmaları kapsar ve insan davranışı ve kültürel örüntüleri maddi kalıntılar aracılığıyla yeniden inşa eder, betimler, yorumlar. Tarih öncesi devirleri kendisine konu edinmiş olan Arkeoloji bu devirlerin sırasını ve gelişimini inceler. Bu incelemelerde bazı devrelerde sadece kazılarla ele geçirilmiş, malzemeye dayanarak insan kültürü saptanır. Bazen yazılı dokümanlar da yardımcı olur bu saptamaya. Maddesel kültürü bu yönüyle incelemek son derece önemli ve gereklidir. Çünkü modern sanatın ve teknolojinin gelişimini anlamaya başka türlü olanak yoktur.
4) Linguistik (Dil Bilim): İnsana özgü haberleşme ve ifade etme sistemlerinin incelenmesi olarak bilinir lakin genellikle dil-lisan üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırmıştır. Hominidlerin tam olarak ne zaman konuşmaya başladığını dil-mekan-zaman bağlamında sosyo-kültürel yönde araştırır. Çeşitli dilleri karşılaştırmalı olarak inceleyen bu bilim, toplumların nasıl birbirleriyle ilişkili olabilecekleri konusuna da ışık tutar.