İhraç edilenlere para cezası kestiler!

Salih YEŞİL
Diyarbakır

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, ihraç protestosuna katılan aralarında KHK ile ihraç edilenlerin de olduğu 50’nin üzerinde KESK üyesine mahkeme kararı olmaksızın ayrı ayrı 30'ar günlük hapis cezası verdi. Ceza, günlüğü 30 TL olmak üzere 900'er TL para cezasına çevrildi. Savcılık, bu rakama 14 TL’lik soruşturma giderini ekleyerek 914'er TL’ye çıkardı.

Diyarbakır’da KESK bileşenleri, 2016 yılında farklı tarihlerde yayımlanan kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile kamu kurumlarından ihraç edilenlerle birlikte KHK’leri protesto eylemi düzenlemişti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 2911 Sayılı Yasa Kapsamına Giren Suçlar Bürosu, eylemlere katılan 50’nin üzerinde KESK üyesi hakkında, OHAL Kanunu’nun 25/b-1. maddesine muhalefet etmekten soruşturma açmıştı. Yürütülen soruşturmanın sonuçlanmasından sonra savcılık her birey için ayrı ayrı 30 gün hapis cezası verdi. Ceza daha sonra savcılık tarafından “2935 Sayılı Olağanüstü Hal Kanununa Muhalefet” etmeyi düzenleyen 25/b-1.1 maddesine göre “30 gün hapis cezası karşılığı olarak, günlüğü 30 TL’de 900 TL” ve 14 TL de yargılama gideri olmak üzere toplam 914 TL para cezasına çevrildi.

‘SORUŞTURMADAN BİHABERİZ’

SES Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Mahfuz Karaaslan, verilen para cezasını “Haksızlığın hukuk haline geldiği bir süreç” olarak değerlendirdi. Karaaslan, “Hakkımızda açılan soruşturmadan, yargılamadan bihaberiz. Cezanın elimize ulaşmasından sonra haberdar olduk. Bu konuda ifademize hiçbir şekilde başvurulmamış. Doğru bildiğini söylemenin ve adalet istemenin suç olduğunu gösteren bir uygulamadır” dedi.

AKTAR: BU BİR UZLAŞMA ÖNERİSİDİR

Bu maddenin OHAL’in ilan edildiği bölgelerde 90’lı yıllarda uygulandığını söyleyen Diyarbakır Barosu eski Başkanı Mehmet Emin Aktar, özellikle 90’lı yıllarda yaşanan kepenk kapatılma olaylarında 2935 Sayılı Olağanüstü Halk Kanununa Muhalefet” maddesinin sık sık işletildiğini aktararak, “Bu bir hapis cezası değildir. Bir ön ödeme önerisidir. Savcılığın ceza verme yetkisi yok. Savcılık şunu demek istiyor: ‘Sen bu suçu işledin, bu suçun cezası en az 30 günlük hapis cezası gerektiren bir suçtur. Eğer bu suçun karşılığı olarak bu para cezasını ödersen senin hakkında kamu davası açılmaz. Ödemezsen hakkında kamu davası açılır.’ Yani bir nevi uzlaşma ve pazarlık önerisidir. Yargı yükünü azaltmak için düşünülmüş bir adımdır” diye konuştu.  

Avukat Serdar Çelebi ve Avukat Erhan Ürküt de yapılan önerinin bir uzlaşma önerisi olduğu konusunda Diyarbakır eski Baro Başkanı Aktar’la aynı görüşte. Çelebi, “OHAL dönemiyle sınırlı bir uygulamadır. Yeni dönemde uygulanan OHAL döneminde yaşanan ilk uygulamadır, ama geçmişte OHAL döneminde sık sık uygulanıyordu. OHAL kanunun 25. Maddesi çerçevesinde uygulanan bir yaptırımdır” ifadesini kullandı.

‘ADİL YARGILAMA HAKKINA MÜDAHALE’

İsminin yazılmasını istemeyen hukukçular ise ilgi maddenin hapis cezasını öngördüğünü, kamu davalarında yasaların savcılığın “uzlaşma önerisi yapması olanak tanımadığını” savunuyor. Savcılığın önerisinin “kendini mahkeme yerine” koyma anlamına geleceğini belirten hukukçular, uygulamanın “adil yargılanma hakkına” müdahale anlamına geldiğini söyledi.

‘HAPİSLE TEHDİT EDİLİYORUZ’

Kayapınar Belediyesi’ndeki ihraçları protesto edenlere, OHAL Kanunu’nun 25/b-1. maddesine muhalefet etmekten 914'er TL para cezası verildi. Konuyla ilgili  Tüm Bel-Sen Diyarbakır Şube Yöneticisi Baki Öndeş, Mezopotamya Ajansı’ndan Lezgin Akdeniz’e konuştu. Yenişehir Belediyesi’nde Satın Alma Müdürü iken aynı KHK ile ihraç edilen ve eylemde yer alan Öndeş, “Yaşam hakkı bırakmadılar” diyerek verilen cezaya tepki gösterdi. Öndeş, kararın hukuksuz olduğunu ve cezayı ödemedikleri takdirde hapis ile tehdit edildiklerini söyleyerek, hukuksuzluğa karşı mücadele edeceklerini belirtti.