Ormanlarımız neden yanıyor?
Ülkemizdeki orman yangınlarının nedenleri, yanan orman varlığımızın miktarı ve yangınlarla mücadele yollarını konunun uzmanı bilim insanlarına sorduk.
Fotoğraf: Pixabay
Özer AKDEMİR
İzmir
Yakın zamanda komşumuzda yaşanan orman yangını bizi derinden yaraladı. Felakette 91 kişi hayatını kaybetti, 25 kişi hâlâ kayıp. Atina’da yaşanan bu çevre felaketinin nedenleri bilindik. Yaz aylarının gelmesiyle bizim ülkemizde de deyim yerindeyse “orman yangınları sezonu” da başladı.
Ülkemizdeki orman yangınlarının nedenleri, yanan orman varlığımızın miktarı ve yangınlarla mücadele yollarını konunun uzmanı bilim insanlarına sorduk.
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay ve Doç. Dr. Yücel Çağlar ülkemiz ormanlarının önemli bir kısmının iklim ve topoğrafik nedenlerle yangına hassas olduklarına dikkat çekiyorlar. Her iki bilim insanı da özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerindeki ormanların başta kızılçam ve diğer ibreli türlerin kolayca yanabilmelerinden dolayı yangına daha hassas olduklarını ifade ediyorlar. Tabii bu durumun diğer bölgelerdeki orman alanlarında yangın olmayacağı anlamına gelmediğine de dikkat çekiyorlar. Nitekim 2017 yılı ocak ayında Sürmene’de çıkış nedeni konusunda hâlâ farklı görüşler olsa da orman yangını çıkmıştı.
YANGINLARIN YARISI İHMAL VE KAZALARDAN
Prof. Dr. Doğanay Tolunay, ülkemizdeki orman yangınlarının yaklaşık yüzde 90’ının insan kaynaklı olduğunun söylenebileceğini belirterek, Orman Genel Müdürlüğünün (OGM) yangın istatistiklerine göre ülkemizdeki yangınların yaklaşık yarısının ihmal ve kaza neticesinde çıktığına dikkat çekiyor. Bu ihmal ve kazalara örnek olarak ise anız yakma, orman içindeki ya da yakınındaki çöplüklerde başlayan yangınlar, piknik ateşi ya da araç camlarından sigara izmaritleri örnek olarak veriyor. Tolunay, tarla ve yerleşim yeri amaçlı kasıtlı olarak da orman yangınlarının çıkarılabildiğinin altını çizerken, orman yangınlarının sadece yüzde 10’unun yıldırımlar ya da rüzgarlar gibi doğal nedenlerle oluştuğunu ifade ediyor.
YANGINLARIN YÜZDE 53’ÜNÜN NEDENİ BELLİ DEĞİL
Doç. Dr. Yücel Çağlar ise, OGM istatistiklerinde yüzde 53.2’lik orana sahip olan nedeni bilinmeyen orman yangınlarına dikkat çekti. “Nedeni bilinmeyen” yangınların oranı uzun yıllardır yüzde 50-60. Çağlar, bu yüksek orana dair şunları söyledi: “Yapılması gereken; “nedeni bilinmeyen” orman yangınlarının nedenlerinin araştırılmasıdır. Ancak, ormancılığımızda bugüne değin ülke geneli için anlamlı böyle bir araştırma yapılmamıştır”.
HER YIL 2 BİN ORMAN YANGINI ÇIKIYOR
Gelelim son yıllardaki orman yangınları ile ilgili sayısal veriler ve bunun ne anlama geldiğine; Prof. Dr. Tolunay ülkemizde son otuz yılda toplam olarak 64 bin kadar orman yangını çıktığını ve bu yangınlarda yine yaklaşık olarak 308 bin hektar orman alanının yandığını kaydediyor. Yani ortalama olarak her yıl ülkemizde 2 bin kadar orman yangını çıkıyor ve yılda 11 bin hektar orman alanı yanıyor. Tolunay yanan orman alanlarının düşük gösterilmeye çalışıldığını da sözlerine ekleyerek, Antalya Taşağıl’da OGM tarafından 5 bin hektar olarak açıklanan yanan alanın Orman Mühendisleri Odası ve Türkiye Ormancılar Derneğince 16 bin hektar olarak ilan edildiğini örnek olarak veriyor.
YANGINLAR ARTARKEN YANAN ALAN AZALIYOR
Son 30 yıllık dönem incelendiğinde orman yangını sayılarında artan bir trend olduğunun görüleceğini aktaran Tolunay, buna karşılık yanan alan miktarlarında ise azalma olduğunu vurgulayarak bunun nedenleri konusunda şu görüşleri dile getiriyor: “Azalmanın en önemli nedeni OGM’nin orman yangınlarına özel bir önem vermesi bu amaçla helikopter ve uçak kiralanması, yangın gözetleme kulelerinin kurulması, yerden müdahale ekiplerinin oluşturulması, araçlara takip sistemi takılması gibi önlemleri almasıdır”.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ DİKKATE ALINMALI
İklim değişikliğine bağlı olarak sıcaklıkların ve kuraklıkların artmasının orman yangını riskini de artırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Doğanay Tolunay, ülkemizde 1 Mayıs-1 Kasım tarihleri arasındaki dönem olarak adlandırılan yangın sezonunun değişen iklimler nedeniyle tüm yıla yayılması gerektiği görüşünde. Tolunay, ayrıca orman alanlarında çöplükler, patlayıcı madde depolama tesisleri, madencilik faaliyetleri gibi orman yangınına neden oluşturabilecek çok sayıda faaliyete izin verildiğini ifade ederek, bu gibi risk faktörlerine orman alanlarında izin verilmemesinin yerinde olacağını söylüyor.
HALKA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Orman yangınlarında büyük ölçüde insan faktörünün etkili olduğu düşünüldüğünde halka büyük görev düştüğünü belirten Prof. Dr. Doğanay Tolunay, “Orman yangını konusunda bilinçli davranılmalı orman içinde ya da kenarındaki ter türlü ateşin yangına neden olabileceği unutulmamalıdır. Bu konuda medyanın da önemli sorumluluğu bulunmaktadır” dedi.
AKP’NİN YANGIN POLİTİKASI
“AKP hükümetinin yangınla mücadele politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna yanıt veren Doç. Dr. Yücel Çağlar, gelişen teknoloji ve kamuoyunun artan duyarlılığının iktidarı yangınlar konusunda daha gayretli olmaya ittiği görüşünde. Çağlar, AKP hükümetlerinin yangınları önleme yerine söndürme çalışmalarına, gereksiz yere, çoğunlukla da gösteriş amaçlı uçak, helikopter, onlarca arazöz vb. bilinçsizce kullanımına ağırlık verilmesi uygulamalarını eleştiriyor. Çağlar; orman yangınlarını önleme ve söndürme çalışmalarının yönetsel yapısının son derece düşük olduğunu dile getiriyor.
{{357890}}
PERSONELE ÖNEM VERİLMELİ
“Yangınların önlenmesi konusunda nasıl bir bilimsel yöntem izlenmeli?” sorusuna Çağlar şöyle cevap verdi: “Orman yangınlarının öteki yangınlardan farklıdır; daha da önemlisi, yöre, arazi yapısı, orman ekosisteminin yapısal özelliklerine, iklim vb. denetilemeyen etmenler son derece değişkendir; Dolayısıyla bu alanda özel eğitimli personelin işlendirilmesi zorunludur. Öyle ki, bu personel, işlendirilecekleri yörenin ekolojik, ekonomik ve toplumsal koşulları konusunda bilgili olmalı. Yerel düzeyde teknik personel işlendirmede rastlantıları, keyfilikleri, kayırmaları ve “cezalandırmaları” (sürgünleri) önleyebilecek demokratik düzenler kurulmalı ve işletilmelidir."