Şehir hastaneleri: Hastane şehir dışında, işçinin ömrü yollarda
Kayseri Şehir Hastanesinde çalışan işçilerle çalışma koşullarını konuştuk. İşçiler 'Ömrümüz yollarda geçiyor' diyor…
Fotoğraf: Sağlık Bakanlığı
Ahmet AKARSU
Kayseri
Kamu-özel iş birliğiyle kısa süre önce açılan Kayseri Şehir Hastanesinde çalışan işçiler, “Hastane şehrin dışında. İşbaşı saatinden yarım saat önce gelip, paydostan yarım saat sonra çıkıyoruz. Ömrümüz yollarda geçiyor” dedi. Asgari ücret karşılığında çok yoğun çalıştıklarını ve baskı altında olduklarını belirten, YDA ve ISS şirketlerinde çalışan işçiler, “Haklarımız ve çalışma koşulları çalışanlar ve vatandaşın ihtiyacına göre planlanmalıdır. Şirketin ihtiyacına ya da kâr hırsına göre değil!” dedi.
Görüştüğümüz şirket çalışanı işçiler, çalışma koşullarının zorluğunu anlattı. Haftalık değişmesi gereken vardiyaların bir süredir aylık değiştiğini ifade eden bir işçi şunları söyledi: “Sabit bir yerde asla çalışamıyoruz. Şirket ne isterse o oluyor. Çalışanlara insan gözüyle bakan yok! Servisler bizleri işbaşı saatinden yarım saat önce hastaneye bırakmış oluyor. İş çıkışı da çoğu zaman yarım saat geç hareket ediyor. Ömrümüz yollarda geçiyor. Hastane zaten şehrin dışında! Ayrıca asgari ücretle çalışıyoruz. Puantajlar yanlış hesaplanıyor mesai ücretleri doğru yansımıyor. Sonra da ‘Yanlış hesaplama yapıldı’ diye şirket yöneticileri açıklama yapıyor” dedi.
‘MOLALARIMIZI BİLE KULLANAMIYORUZ’
Sürekli baskı altında olduklarını belirten bir işçi, “Öğle arası yarım saat yemek molası var. YDA ve ISS şirketleri yöneticileri sürekli hastanenin içerisinde geziyor. Elini sallasan şirket yöneticisine ve şefe çarpıyor. Oturmak yasak! Aynı yerde çalıştığın işçi arkadaşınla sohbet etmek, neredeyse selam vermek bile yasak. Hemen savunma yazdırıyorlar. İşten çıkartma tehditleri havada uçuşuyor. Yemeği yemek için on dakika veriyorlar. Sırayla yemeğe gönderiyorlar. On dakika içinde nasıl yemek yiyelim? Çay molaları var deniliyor ama molaya çıkan yok! Yazlık kıyafetler daha yeni geldi. Kışlık kıyafetler ise kış bitimine doğru gelir diye konuşuyoruz aramızda. Kısacası düzen hiç yok!” diye konuştu.
Kadın işçilere, “Siz bizim vitrin yüzümüzsünüz, makyajsız gelmeyeceksiniz. Sürekli makyaj yapın” denildiğini belirten bir işçi de “Sürekli baskı altındayız. Maaş bordrolarımızı birbirimizle paylaşmamamızı istiyorlar. Bunun işten çıkarma sebebi olduğunu söylüyorlar” dedi.
‘YOĞUNLUKTAN HİÇBİR YERE YETİŞEMİYORUZ’
Çok sayıda yaşlı hastanın tek başına tedavi olmaya geldiğini belirten bir işçi de “Yönlendirme yaparken, bir yeri tarif ederken, yardımcı olmaya gelirken vs. çok zorluk çekiyoruz. Hastalar için hastane içinde araçlar var. Fakat yeterli değil. Sabit bir yerde durmadığın zaman, ki hastalara yardımcı olmak için bazen polikliniklere götürüyoruz, şeflerden ve şirket yöneticilerinde sürekli azar işitiyoruz. Hastane içerisinde yataklı alanlar dışında pencere olmadığı için sürekli baş ağrısı çekiyoruz. Sadece biz değil, vatandaşlar da rahatsız oluyor. Gelen hasta iki doktora tedavi olmadığından yakınıyor. Tahlil sonuçlarının çok uzun sürdüğünden yakınıyorlar. ‘Hastanelerde sıra derdi yok’ diye övünenler gelsinler de şehir hastanelerine baksınlar. Yoğunluktan hiçbir yere yetişemiyoruz” dedi.
Devletin şirketlere yüzde 70’lik doluluk garantisi verdiğini söyleyen işçiler, “Bu oranı yakalamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Dolu olduğu bilindiği halde şehir hastanesine hasta getiriyorlar. Doğum yapacak hastaya yatak yok deniliyor bu sefer de. Çalışanlar baskı altında olmadan rahat çalışmalı, vatandaş iyi bir sağlık hizmeti almalıdır. Haklarımız ve çalışma koşulları çalışanlar ve vatandaşın ihtiyacına göre planlanmalıdır. Şirketin ihtiyacına ya da kâr hırsına göre değil!” dedi.