12 Ağustos 2018 00:15

Yücel SARPDERE

La Fontaine’in şansı bu devirde yaşamıyor olmasıydı.

Bu devirde yaşıyor olsaydı, adamcağız iktidar medyasının yazdıklarına bakıp, “ben bile bu kadarını yazamazdım” deyip, kâğıdı kalemi toplar, duvara asar, lüleli saçlarını yolup, hayal dünyasının yetersizliğine lanetler okuyarak inzivaya çekilirdi.

Hükümet uçuyordu.

Hükümet uçunca, uçabildiğin kadar uç, mesajını alan medyası da, sınır tanımaz bir şehvetle uçuyor da uçuyordu!

“Ekonomi şaha kalkmıştı”

Hatta bütün dünya kıskançlık ve şaşkınlık içinde bizi izliyordu!

Şaşkınlık ne ki!

Kıskançlıktan çatlıyor, Amerika’dan Almanya’ya, İngiltere’den Rusya’ya Çin’den Japonya’ya kadar her biri, hayret ve dehşetle izliyor...

‘Aman Tanrım’ bunlar bizi de ham yapıp yiyecekler diye panik halinde kurtuluş reçeteleri arıyorlardı!

Hani neredeyse, “Amannn, ne olursun biz ettik, sen etme” diyerekten beyefendinin ayaklarına kapanmadıkları kalmıştı!

Beyefendimiz de coştukça coşmuştu.

Ona zart buna zurt, ona cart buna curt derken, haddini bildirmediği bir Madagaskar kalmış;

Ne gibi bir gerekçe bulsam da, “Eyyyyyy Madagaskar, sen kimsin, denizde yüzmeyi sizden mi öğreneceğiz” diye bir ültimatom çekip kavgalı hale gelmeyi başarmayı planlarken, bu dolar krizi çıkıvermişti de, Madagaskar paçayı şimdilik kurtarmıştı!

***

Şimdi ekonomi uçmasa da dolar uçuyor.

Ve yalaka takımı krizi patlayınca şaşırmış gibi yapıyor.

Ve işi, dış güçlerin hainliğine bağlayıp, tüm dünyayı düşman ilan ediyorlar.

Tamam, elbette kapitalist dünyada kimse kimsenin gelişmesini istemez.

Emperyalistler akbaba sürüsü gibi, leş peşinde koşarlar.

Ama sen bir yandan milliyetçilik naralarını en üst perdeden atar, vatan, millet, ümmet diye uçarken limanlarından, en büyük yerli işletmelerine kadar her şeyi satmadın mı?

Hem de memleketi yabancılara pazarlar, “ne büyük ülkeyiz, yabancı sermaye almak için sırada” derken dış güçler aklına gelmedi mi?

En büyük işletmeler yabancılarda.

Bankalar yabancılarda.

Borsanın yarısından fazlası yabancılarda...

Enerji yabancılarda…

Zaten güdük olan ilaç üretimin bile yabancılara satılmış. İzin vermeseler memleket ilaçsız kalacak.

Eti, patatesi, nohudu, fasulyeyi bile yabacılardan alıyorsun.

Memleketin toprağını bile hem de gururlanarak yabancılara satıyorsun.

Sonra da ‘dış güçler’ naraları atıyorsun!

Ne var ne yok betona gömüyorsun.

Ama, kalkınıyoruz masalları anlatıyorsun.

Kendi bağımsız ağır sanayisi, elektroniği, teknolojisi, kendine fazlasıyla yeter tarımı olmadan, betonla kalkınmış bir tek yer gösterin bize.

Yok!

Gırtlağından fazla borca batmış bir ülkeyiz artık.

22 milyar dolar döviz rezervi, 225 milyar dolar açık pozisyonu var.

Döviz varlıkları 231. 6 milyar dolar, döviz yükümlülükleri 632.5 milyar dolar.

Ondan sonra da, finansal baronlar seninle oynar işte.

Senin döviz stoku dediğin, uluslararası finans için çerez parası.

Faizleri de yükselteceksin...

Kısa vadeli yüzde ellilerde borçlanma bonoları da çıkartacaksın.

Memleketi rehin vereceksin.

Hiç suçu olmadığı halde bu ülkenin vatandaşlarına çektireceksin.

Altının dövizin borcu karşılasa bozdurursun.

Ama hadi diktiğin betonları bozdur da harca bakalım!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Dünya bir imtihan yeridir, ekonomik zorluklar gelip geçer.

Evrensel'i Takip Et