İlaçları verilmeyen Arin bebeğin durumu ağırlaşıyor!
Urfa 2 No’lu T Tipi Cezaevinde annesi Esma Yılmaz ile birlikte tutulan 13 aylık astım hastası Arin bebek ilaçlar konusunda aile aylardır sorun yaşıyor
Fotoğraf: MA
Gizem ÖRNEK
İstanbul
Annesi Esma Yılmaz ile birlikte 9 aydır Urfa 2 Nolu T Tipi Cezaevinde kalan astım hastası Arin bebek, ilaçları verilmediği için her geçen kötüleşiyor. Babası ve anneannesi Arin’in kilo kaybettiğini, göz altlarında morluklar oluştuğunu açıkladı. Arin bebeğin sağlık durumundan endişe duyan aile, annesinin cezasının ev hapsine ya da denetimli serbestliğe çevrilmesini, cezasının ertelenmesini ya da Urfa Cezaevinden Mardin Cezaevi’ne sevk edilmesini istiyor. Ancak ailenin taleplerinin hiçbiri kabul edilmedi.
Urfa 2 No’lu T Tipi Cezaevinde annesi Esma Yılmaz ile birlikte tutulan 13 aylık astım hastası Arin bebeğe verilen ilaçlar konusunda aile aylardır sorunlar yaşıyor. Evrensel’e konuşan baba Mihdi Yılmaz, 5-6 ay önce Arin’in hastaneye sevk edildiğini ancak hâlâ hastaneden sonuçların gelmediğini belirterek cezaevi revirinde de ilaca gerek görülmediği için ilaçların cezaevine kabul edilmediğini anlattı.
Arin bebeğin ilaçlarının verilmemesi daha önce de basına yansımış, haberler üzerine 2 Ağustos’ta eşini ve kızını cezaevinde ziyaret eden Mihdi Yılmaz, Arin’e ilaçlarının verildiğini, doktora götürüldüğünü, tahlillerinin yapıldığını ve tahlillerden sonra yeni bir tedavi uygulanacağını belirtmişti. Ancak geçtiğimiz günlerde eşini ve kızını tekrar ziyarete giden Yılmaz, Arin’in ilaçlarının yine kesildiğini öğrendi. Arin’in revire götürülmeye başlandığını da söyleyen Yılmaz, bir süre sonra bu taleplerinin yine reddedildiğini ve bu yüzden çocuğunun rahatsızlığının ağırlaştığını belirtti. Astım ilaçlarının yanı sıra Arin bebeğin pişik kremi gibi ilaçları da içeriye alınmıyor.
ASTIM HASTASI BEBEK 30 KİŞİLİK KOĞUŞTA
Kronik bir rahatsızlık olan, düzenli tedavi ve elverişli yaşam koşulları gerektiren astım hastalığı nedeniyle Arin bebeğin durumunun ağırlaşması anne Esma Yılmaz’ı da etkiliyor. Baba Mihdi Yılmaz eşinin anlattıklarını ve Arin’in son durumunu şu sözlerle paylaştı: “Kızım daha çok küçük sütten kesilmedi, annesinin yanından alamıyoruz. Bazen alıp hastaneye götürmek istiyoruz, kardeşlerinin yanına getirmek istiyoruz ama emdiği için yapamıyoruz. Önceden Mardin Cezaevinde kalıyorlardı biraz daha kolay oluyordu. Şimdi Urfa Cezaevi’ndeler, eve de hastaneye de uzak. 10 kişilik koğuşta 33 kişi kalıyorlardı, 3 kişi tahliye olmuş şimdi 3’ü çocuk 30 kişi kalıyorlar. Ama eşim koğuşun çok sıcak olduğunu söylüyor. Yetişkinlerin bile dayanamadığı sıcağa kızım nasıl dayanacak! Su yeterli değil, temizlik yok, çok kalabalık... Bunların hepsi Arin’in hastalığını tetikliyor. İlaçları da verilmediği için gittikçe kötüleşiyor. Annesinin de psikolojisi bozuluyor bizim de.”
’CUMHURBAŞKANINA SESLENİYORUM: BU BEBEĞİN SUÇU NE!’
“Benim söylediklerimi aynen yaz kızım lütfen” diyen Esma Yılmaz’ın annesi Remziye Karakaş Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a sesleniyor: “Bir parti eş başkanı olmak maden bu kadar yasak neden bu partiyi kapatmıyorlar? Benim kızımın da daha yaşı küçüktü, eş başkan oldu, zaten sonra hamile oldu ve eş başkanlık bile yapamadı neredeyse. Günde yalnız 1 saatliğine gidebiliyordu partiye. Çocuğunu doğurduktan 4 ay sonra da zaten tutuklandı. Benim kızım ne yaptı da 8 yıl hüküm giydi? Ben bunu Cumhurbaşkanına da soruyorum: Benim kızımın suçu ne, ne yaptı da 8 yıl ceza aldı? Hasta, ışık yüzü görmemiş bebeğiyle cezaevine girecek ne yaptı benim kızım? Biz görüşe gittiğimizde gördük benim kızım da yıkılmış, bebek de yıkılmış. Bebeğin göz altları morarmış artık. Ben torunumu tanıyamadım. Bu bebeğin suçu ne, günahı ne!
Cumhurbaşkanına sesleniyorum, o da bir baba, belki beni anlar. Esma Yılmaz’ın cezası kesinleşti, tamam. Ama Arin bebek için biz ev hapsi, denetimli serbestlik ya da cezasının ertelenmesini istiyoruz. Bebek biraz büyüsün, sağlığı yerine gelsin istiyoruz sadece.”
Esma Yılmaz’ın en büyüğü 13 yaşında olan 3 çocuğuna da bakan Remziye Karakaş evdeki çocukların da hem annesi, hem de kardeşlerinin hastalığı nedeniyle psikolojilerinin bozulduğunu, bu durumun okullarına, günlük hayatlarına yansıdığını söyledi.
