'Dersim'de orman yangınlarına son! Doğa ile savaşan insanla barışamaz'
İstanbul ve Adana'da düzenlenen basın açıklamalarında Dersim'deki yangınlara tepki gösterildi, 'Gelenekselleşen orman yangınlarına son' denildi.
Fotoğraf: Evrensel
Dersim’de geçtiğimiz hafta Ovacık, Çemişgezek ve Hozat arasında bulunan Bozat Yaylası, Zoğar, Dereköy, Kozulca, Koçkozulca, Zengi, Değirmendere, Dündül deresi ve Geyiksuyu bölgelerinde yapılan askeri operasyondan sonra başlayan orman yangınları, rüzgarın da etkisiyle binlerce hektarlık alana yayıldı. Munzur Koruma Kurulu ve Dersim Dernekleri (DEDEF), İstanbul, Adana, İzmir, Bursa ve Ankara gibi birçok kentte orman yangınlarına ilişkin eş zamanlı eylem düzenlendi. Açıklamalarda bir araya gelen siyasi partiler, kitle örgüleri ve yurttaşlar, yangınlara tepki gösterdi. Yakılan alanların sermayeye peşkeş çekildiği hatırlan açıklamalarda, yangınların ağaçlarla birlikte bölgenin doğal yaşamına da zarar verdiği vurgulandı.
DEDEF: MUNZUR’LA EDİRNE’DE YANANIN FARKI YOK
Munzur Koruma Kurulu ve Dersim Dernekleri (DEDEF), orman yangınlarına ilişkin İstanbul'da basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, “Gelenekselleşen orman yangınlarına son” denildi.
Galatasaray Meydanı’nda gerçekleşen ve “Dersim dört dağ içinde, dört dağ ateş içinde” pankartının açıldığı eylemde, “Dersim’de yanan yüreğimizdir”, “Toprağıma, suyuma, ormanıma dokunma”, “Ormanlar bizim, yakan el devletin” sloganları atıldı.
‘YAKILAN ALANLAR SERMAYEYE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR’
Basın açıklamasını Dersim Dernekleri Başkanı Ali Haydar Ben okudu. 1937 yılından bu yana Türkiye’de 70 bini aşkın yangın yaşandığını kaydeden Ben, doğal nedenlerle çıkan orman yangınlarının yanan ormanların yalnızca yüzde 3’ünü oluşturduğunu söyledi. Ben, “Akdeniz ve Ege kıyılarında yanan ormanların yerinde ortaya çıkan oteller yangınların hangi ellerce gerçekleştiğini açıkça gösteriyor. Devlet organları bu konuda sessizliğini koruyarak, yanan yakılan alanları sermayeye peşkeş çekerek suça ortak olduklarını göstermektedirler” dedi.
‘DOĞA İLE SAVAŞAN İNSAN İLE BARIŞAMAZ’
Dersim’deki orman yangınlarının her askeri operasyonun ardından yaşandığına dikkat çeken Ben, “Sözde ‘terörle mücadele’ ettiklerini belirten yetkililer, Dersim’de bulunan Anadolu’nun bu önemli orman kaynağının tükenmesine yol açacak davranışta bulunuyorlar. Biz Dersimliler orman yakmakla hiçbir sorunun çözülemeyeceğini bimekteyiz. Doğa ile savaşan insanla barışamaz, insan ile savaşan doğa ile barışamaz” diye konuştu.
DERSİM VALİSİNE TEPKİ
Dersim Valisinin, “Medyaya yansıyan görüntüler Tunceli’ye ait değildir. Yanan orman değil altındaki çalı çırpıdır” sözlerini eleştiren Ben, “Dersim halkı doğasına, yaşam alanlarına sahip çıkacak size boyun eğmeyecektir” dedi. Dersim’deki orman yangınlarına sessiz kalan çevrecilere de seslenen Ben şöyle devam etti:
“Yakılan her meşe ağacının ahı ile ‘sözde çevrecilerin’ maskeleri düşecek. Çünkü bölgemizdeki her orman yangınına karşı üç maymunu oynamaktadırlar. Dersim’de orman kundaklamalarına, HES’lere, madenlere karşı devlet eliyle girişilen sermaye yağmasına Dersim halkı izin vermeyecektir.”
Ben, yangınlara ilişkin suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti.
‘DERSİM DOĞASI ÖLÜMLERDEN DOĞACAK’
Eyleme katılan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise şöyle konuştu:
“Siyasette, hayatta eşit davranmıyorsunuz; hiç olmazsa doğaya karşı eşit davranın. Aynı yangın bu boyutta, bu sürede Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde olsa kamuoyu, hükümet ve yerel makamlar böyle mi davranırdı? Ancak 1 hafta sonra Valilik açıklama yaptı ve gündeme getirenleri suçladı. Yangının 1 hafta sonra yeni kontrol altına alındığını söyledi. Ne kadar yok ederseniz edin Dersim doğası ölümlerden doğacak, yaşamaya devam edecek.”
HDP Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de, “1938’de mağaralara insanlarımızı kadın-çocuk ayırmadan doldurup katleden zihniyetle bugün Dersim coğrafyasını yakmaya çalışan aynı zihniyet. Bu zihniyet Dersim’in varoluş gerekçelerinden korkmaktadır. Dersim'deki doğa aynı zamanda bir inancın, kültürün parçasıdır. O kültür bugün AKP hükümetince yok edilmeye çalışılıyor. Doğamızı, insanımızı ayrıştırmaya çalışan bu zihniyet bilsin, bizler Seyit Rıza’nın torunları olarak doğamıza sahip çıkacak, mücadeleyi büyütecek, boyun eğmeyeceğiz, yan yana duracağız. Munzur’la Edirne’de yananın hiçbir farkı yoktur” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)
ADANA'DAN YANGINLARA TEPKİ: BİNLERCE CANLIYI YAKIYORSUNUZ
Orman yangıları Adana’da da protesto edildi. Adana Dersimliler Derneği’nin çağrısıyla düzenlenen basın açıklamasına EMEP, HDP, İHD ve KESK de destek verdi. Açıklamada yangınlara bir an önce müdahale edimesi istendi.
Basın metnini okuyan Dernek Başkanı Metin Çelik, “Bu bir doğal afet değil, devlet afetidir. Geleceğimiz yakılıyor" dedi.
Açıklamada Dersimli bir vatandaşın yazdığı “Bizim doğduğumuz topraklarda ateşe su dökülmez” başlıklı bir mektup da okundu.
Mektubu paylaşan Çelik, "Bizim doğduğumuz topraklarda ateşe su dökülmez. Suyun canı acır, bu yüzden toprağa gömülür. Biz ağaçları da kutsal biliriz, taşı toprağı da. Ağaçlarımızı yakıyorsunuz ya, hani meşelerimizi… 'Sadece onları yakmıyorsunuz, umutlarımızı yakıyorsunuz' diyeceğimi mi sandınız? Asla! Umutlarımız hiç yok olmadı. Ağaçlarımızı yakarken onarın üzerindeki börtü böceği, gölgesinde boy veren çiçeği, mantarı, sincapları, tavşanları, tilkileri, sakız yaptığımız kengeleri, kuşları ve sayısız mikro organizmayı yakıyorsunuz…” dedi. (Adana/EVRENSEL)