Coşkun: Kürt sorunu siyasi proje etrafında çözülmeli
Doç. Dr. Vahap Coşkun, 'Kürt sorunun sadece bir silah, şiddet boyutu yoktur. Bu sorunun bir de hak, demokratik talepler boyutu vardır' dedi.
Fotoğraf: Evrensel
İktidarın Kürt sorunu şiddetle çözme ısrarına dair konuşan Doç. Dr. Vahap Coşkun, “Bu sorunun sadece bir silah, şiddet boyutu yoktur. Bu sorunun bir de hak, demokratik talepler boyutu vardır. Bunu sizin siyasi bir proje çerçevesinde ele almanız ve çözmeniz gerekir” dedi.
Çözüm sürecinin bitirilmesinden sonra iktidar kanadında Kürt sorununun çözümü noktasında operasyonlarla çözüm konusunda ısrarlı açıklamalar geliyor. Son olarak geçtiğimiz günlerde Hakkari’de askeri üs bölgesini ziyaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Şu anda yurt içinde 790 civarında terörist var. Bütün güvenlik kuvvetlerimiz, istihbaratımızla topyekün aldığımız önlemlerle büyük mücadeleyi sürdürüyoruz ve kararlılıkla da bunu sürdüreceğiz” diyerek, kışın final yapacaklarını söyledi. İktidarın Kürt sorununu silah ve şiddetle çözme ısrarını Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun gazetemiz Evrensel’e değerlendirdi.
‘SİLAHLA ÇÖZÜME İNANMIYORUM’
Kürt sorunun silahla çözülebileceğine hiçbir zaman inanmadığını söyleyen Coşkun, “Silahlı yöntemler belli bir süre içerisinde sonuç verebilir, o sorunun dile getirilebilmesini veya görünürlüğünü azaltabilir, tedbirlerin artmasına bağlı olarak taleplerin dile getirilmesi zaman zaman kamuoyu gündeminden çekilebilir ancak o sorun orada varlığını devam ettirir. Onun belli bir zaman diliminde konuşuluyor olmaması, o sorunun var olmadığını göstermez. Dolayısıyla bu sorunun silah ile çözülmesinin imkan dahilinde olduğunu düşünmüyorum. Dünyadaki diğer örnekler de böyle” diye konuştu.
Coşkun, silahın çözüm olmayacağını ise şöyle anlatıyor: “Bu sorunun sadece bir silah, şiddet boyutu yoktur. Bu sorunun bir de hak, demokratik talepler boyutu vardır. Bunu sizin siyasi bir proje çerçevesinde ele almanız ve çözmeniz gerekir. Keza yine böylesine toplumsallaşmış bir sorunun, toplumsallaşmış bir yapının da silah ile ortadan kaldırılması mümkün değildir. Dünyanın diğer örneklerinde olduğu gibi demokratik siyaset yoluyla bunları toplumsal ve demokratik hayata katmanın, toplumsal ve demokratik hayatın bir parçası haline getirmenin yol ve yöntemlerini bulmak mecburiyetindeyiz.”
BİRLİKTE YAŞAMA İRADESİ ÇÖZÜM İÇİN EN BÜYÜK GÜVENCE’
Şiddet ortamı devam ettikçe demokratik talepler noktasından ciddi güçlüklerle karşı karşıya kalındığını ve kutuplaşmanın oluştuğunu belirten Coşkun, diğer taraftan ise 40 yıldır devam eden sorun için provokasyonlar dışında Kürt ve Türk halklarının karşı karşıya gelmemesinin sevindirici olduğunu ifade etti. Coşkun, bu durumun çözüm noktasında büyük güvencelerinin olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: “Bazı provokasyonlar olduğu zaman bile hemen sağduyu galebe çaldı ve toplum bu sorunu birlikte yaşayabilme çerçevesi içerisinde çözmenin yolların aramaya başladı. Evet böyle bir kutuplaştırıcı etkisi var sorunun. Ama diğer taraftan Türkiye’de birlikte yaşama iradesini de ben son derece güçlü olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen dünyanın başka bir bölgesinde bu kadar kanlı bir süreç, halkların çok daha fazla karşı karşıya gelmesine sebebiyet verirdi. Bizde böyle bir durumun yaşanmamasının, hala çözüm için en büyük güvencemiz olduğu kanaatini taşıyorum. (Diyarbakır/EVRENSEL)