Yaylalar ve doğaya ‘imar barışı’ hançeri
Seçim öncesi alel acele çıkarılan ‘İmar Barışı’ uygulaması için Doğu Karadeniz’de Trabzon, Rize, Giresun ve Artvin’de başvuru sayısı 70 bine ulaştı.
Fotoğraf: Osman Şişko/DHA
‘İmar Barışı’ uygulamasına başvurular sürüyor. Doğu Karadeniz’de Trabzon, Rize, Giresun ve Artvin’de başvuru sayısı 70 bine ulaştı. Başvuruların çoğunluğunu yaylalar, dere yatakları ya da kenarlarındaki kaçak yapılar oluşturuyor. Rize’de meydana gelen selde gündeme gelen dere yatağına inşa edilen 7 katlı binanın sahibi de ‘İmar Barışı’na başvuranlar arasında.
Doğal ve Tarihî Değerleri Koruma Derneği Başkanı, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi Dr. Coşkun Erüz, “İş çığrından çıktı. Burada kamu yararı kesinlikle söz konusu değil. Kıyıları, yaylaları bu şekilde bozan, tahrip eden insanlara bu hakkı veriyor olmak, hukuki adıyla İmar Barışı fakat toplumsal barış değil” dedi.
İmar Barışı uygulaması, Doğu Karadeniz’de özellikle yaylalarda inşa edilen ve yıkım kararı alınan kaçak yapıların sahiplerini harekete geçirdi. Ayder Yaylası ve Uzungöl başta olmak üzere yaylalardaki kaçak yapıların sahipleri, İmar Barışı uygulamasından yararlanmak için 8 Haziran’da başvurulara başladı. Başvuru sahipleri aldıkları Yapı Kayıt Belgesi karşılığında devlete yaklaşık 25 milyon TL ödeme yaptı. Kaçak yapılar nedeniyle doğal güzelliği tehdit altında olan 2 bin 182 metre rakımlı Sisdağı Yaylası’nda kaçak yapı sahiplerinin tamamı başvurularını yaptı.
‘KAMU YARARI KESİNLİKLE YOK’
Doğal ve Tarihî Değerleri Koruma Derneği Başkanı, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi Dr. Coşkun Erüz, İmar Barışı ile birlikte şehirlerde ve köylerde kişilerin imara sokamadıkları, kendi arazileri üzerindeki hatalı yapıların mevzuata uygun şekilde hukuka uygun hale getirilmesinin amaçlandığını belirtti. Dr. Erüz, “Fakat görülen şu ki; iş çığrından çıktı. Devletin malı olan arazileri bir şekilde yağmalayan, işgal edenlerin bu yağmaladıkları alanları hukuki olarak kendine mal etmesinin yolu açıldı. Burada kamu yararı kesinlikle söz konusu değil. Kamu yararı milletin ortak haklarının korunmasıdır. Anayasa’nın 156’ncı maddesi, ‘İnsanların eşit olması gerekir ve temiz bir çevrede yaşama hakkına sahiptir’ diyor. Kıyıları, yaylaları bu şekilde bozan, tahrip eden insanlara bu hakkı veriyor olmak, hukuki adıyla İmar Barışı fakat toplumsal barış değil” dedi.
‘GERÇEK YAYLACILAR DIŞLANIYOR’
Sadece Trabzon’da 100 bin dolayında kaçak yapı olduğunu söyleyen Dr. Erüz, şunları söyledi: “İmar Barış’ı denilen şey aslında kamunun, devletin, milletin malını hak etmeyen insanlara peşkeş çekmekten başka bir şey değil. Bunun da bir an önce durdurulması gerektiğini düşünüyoruz. Aksi durumda yapanın yanına kâr kalır anlayışı doğru değil.” Yaylalara haftasonu dinlemek için giden kaçak yapı sahiplerinin gerçek hayvancılık yapan insanlara ‘Hayvanlarınız koku yapıyor’ diyerek tepki gösterdiğini anlatan “Gerçek yaylacı olan insanlar yaylalardan dışlanmaya başlandı. Doğu Karadeniz yaylaları turizme geçiyor diyoruz ancak bu yaylaları kaybettiğimizde ne hayvancılık ne de turizm kalacak. Aslında biz İmar Barışı ile haklının hakkını haksıza teslim etme noktasına doğru gidiyoruz” dedi.
DERE YATAĞINDAKİ 7 KATLI BİNA İÇİN BAŞVURU
İmar Barışı’na, 2 hafta önce Rize’de meydana gelen sel ve heyelanda Kömürcüler köyünde gündeme gelen, dere yatağına inşa edilen 7 katlı binanın sahibi de başvurdu. Mustafa Yazıcı, 25 yıl önce 3 katlı inşa ettiği, ardından ise ilave katlarla 7 kata çıkan dere yatağındaki binası için başvurusunu yaptı. Yazıcı, gerekli izinleri aldığını öne sürerek binasında kaçak kat bulunmadığını savundu. (Trabzon/DHA)