Kötü gidişata karşı bir umut, bir nefes
16. Gençlik Yaz Kampına katılan gençler, kampa ilişkin değerlendirmelerini Evrensel’e yazdı.
Fotoğraf: Evrensel
Hatay’dan bir katılımcı
Kampa ilk defa katılıyor ve kimseyi tanımıyor olmama rağmen inanılmaz güzel vakit geçirdiğim oldukça verimli bir tatil olduğunu söyleyebilirim. Gelecek kaygısı, işsizlik, siyasi baskının arttığı günümüzde bu tür bir ortamda bulunmak bana umut verdi. Birlikte çalıştığımız, ürettiğimiz, öğrendiğimiz, bir haftalık da olsa kendi dünyamızı yarattığımız kısa tatilimiz unutulmayacak bir deneyim oldu benim için. Atölyelerin çok çeşitli olması ayrıca bir fırsattı. Katıldığım politik iktisat atölyesi; yeni Türkiye’nin hangi temeller üzerine inşa edildiğini, AKP’nin bunca zamandır iktidarda kalmayı nasıl başardığını, Lenin’i nasıl okumamız ve nasıl anlamamız gerektiğini öğretti. Ayrıca en büyük kamp sorumluluğumun buradaki atmosferi dışarı taşımak olduğunu öğrendim.
ÇEKİNGENLİĞİMİ HIZLICA YENDİM
Melek DAĞCILAR
Eskişehir Anadolu Üniversitesi
Herkeste olur mu bilmem ama ben biraz heyecanlıydım. Çekingenliğim daha fazla artmıştı. Kapıya geldiğimde burada bulunan insanların samimi ve sıcak davranışı, arkadaşlarımı gördüğümde onların güler yüzü daha rahat hissetmemi sağladı. Kampta sadece bilgi edinmiyorsunuz, sanat aktivitelerine katılmak için de fırsatınız oluyor. Kilden heykeller, tiyatro, dans gibi istediğiniz etkinliğe katılabilirsiniz. Diğer bir güzel yanı ise Türkiye’nin dört bir yanından insanlar orada, birçok insanı tanıma fırsatınız oluyor. Bu da birçok yeni görüş demek. Hem eğlenip hem de yeni bilgiler edinilebilecek çok güzel bir ortam. Umarım bir dahaki sefere gidip kalma fırsatım olur.
‘İLK DEFA TOPLULUK KARŞISINDA ŞİİR OKUDUM’
Umut SAYGAN
Kıbrıs
Kampta farklı illerden gelen arkadaşlarımız sayesinde farklı farklı kültürler farklı farklı sohbetlere rastlamakla beraber yeni bir sosyal çevreye sahip olduk. Genel itibari ile bakış açımı genişleten platformlar ve atölyelerin yanı sıra çerçevenin içini doldurmayı, yeni renkler katmayı başarabilen bir gençliğin burada olduğunun farkına vardım. 7 günlük süre zarfında özgüven bombardımanına tutuldum ve hiç aklımda dahi bulunmadığı halde sadece şiir gecesinde herkes karşısında elime ilk defa topluluk karşısında mikrofonu alıp şiir okuyabilmek benim kendi içimde büyük bir devrime yol açtı. Bir diğer eklemek istediğim şey ise ilk katılımcılarına uyguladıkları kitap hediye etme alışkanlıkları beni çok duygulandırdı. Daha yeni tanıştığım insanlardan aldığım kitaplar benim için çok anlamlı ve içten gelen bir dostluğun simgesi oldu.
GELECEĞİN İŞÇİSİNDEN İŞÇİ TOPLANTISI NOTLARI
Kocaeli Üniversitesi Uzunciftlik Meslek Yüksekokulu’ndan bir öğrenci
16. Gençlik Yaz Kampı’na Kocaeli’den katıldım. Benim ilk kampımdı. Bu kampta kendim için birçok şey öğrenmiş oldum. Kocaeli Üniversitesi makine teknikerligi mezunuyum. İş için birçok yere başvuru yapmama rağmen hiçbirinden geri dönüş alamadım. Patronlar işçi alımı yaparken iş deneyimi arıyor ancak kimseyi de işe almıyor. Bu yüzden şu anda işsizim. Kampta yapılan bir işçi toplantısına katıldım. Bu toplantıya katılan işçiler iş yerlerinde yaşadıkları sorunları, sağlıklı çalışma koşulları taleplerini anlattılar. Toplantı, katılan tüm işçiler için bir ders niteliğindeydi.
Bu toplantıya katılanlar arasında aynı sektörde yer aldığım başka fabrikalardan da işçiler vardı. İşçiler fabrikadaki yaşantıları ile ilgili olarak iş güvenliğinin sağlanmadığını, iş sebebiyle birçok sağlık problemi yaşadıklarını, tüm bu olanların yanında bir de ücretlerinin düşük olduğunu söyledi. Herhangi bir iş kazası durumunda kendilerine suçlu gibi davranıldığını ifade ettiler. Bu anlatılanlar geleceğin işçisi olacak benim için çok etkileyiciydi. Bunları anlatan işçi fabrikadaki makineleri anlatınca tüm ayrıntısına kadar bildiğimi fark ettim. Derslerde öğrendiğim makineler bazı zamanlarda insanlara zararlı bir hale gelebiliyor. Fabrika hayatının anlatılması da benim için küçük bir iş deneyimi oldu. İşçi toplantısının bir diğer katılımcıları da sendikalaştıkları için 90 küsur gündür direnen Flormar işçileriydi. Flormar işçileri ilk günden beri fabrika önünde yaşadıklarını bizlere aktardı. Daha iyi çalışma koşulları ve insanca yaşayabilecekleri bir maaş talebiyle sendikaya üye olmuşlar ama 127 arkadaşları gibi onlar da işten çıkarılmışlardı. Ben de hayatımı fabrikada çalışarak geçireceğim ama Flormar gibi ve birçok işçi gibi yaşayacağım sıkıntılar var. Bunlarla nasıl baş edeceğimi, yalnız olmadığımı, aslında kocaman bir sınıf olduğumuzu bu kamptan öğrendim. Bir dahaki seneye tekrar gelmeyi yeni şeyler öğrenmeyi istiyorum.
KAMPIN BANA KATTIKLARI
Dilan SARICA
Alibeyköy/İstanbul
Kampa ilk defa gelmeme rağmen sanki 3-4 yıldır geliyormuşum gibi ve farklı hissettim. Farklıdan kastım burasının normal hayattan kopmuş ayrı bir hayatmış gibi gelmesi, çünkü düşüncelerimi açıkça ve özgürce paylaşabileceğim ya da kafamdaki soruları rahatça sorabileceğim bir ortam her zaman bulunamıyor. Her bir atölyenin bana kattığı çok şey var, özellikle Edebiyat Atölyesi’nin. İlk gün bunların farkına varabilmek için fazla çekingendim ama öyle bir ortam var ki daha ilk gün bitmeden çekingenliğim bitmişti. Konuştuğum her kişiden ayrı ayrı bir sürü şey öğrenmek, birlik olmaları ve nasıl birlik olduklarını görmek en iyi kazanımlarımdı. Bu kamp bana gerçekten çok şey kazandırdı ama en büyük kazancı Emek Genci olmaya karar vermekti.