Correa devrim projemize ihanet etti
Ekvador’un El Oro eyaletinin başkenti olan liman kenti Machala’dayız. Sahilini renklendiren balıkçılarına, elişi ve çeşitli yemek tezgahlarıyla sokaklarına hareket katan işportacılarına rağmen çirkin bir kent olan Machala, güzel bir buluşmaya ev sahipliği yapıyor. 7 Şubat 2013’te gerçekleştirilecek devlet başkanlığı se&cce
Ekvador’daki sol, sosyalist örgütler bugün devlet başkanı olan Rafael Correa’yı ve partisi hükümete getirdiler ve uzun süre desteklediler. Ne değişti de bu destek geri çekildi?
Ben Rafael Correa Hükümeti’nin Enerji ve Maden Bakanı ve 2007-2008 yıllarında yeni anayasayı hazırlayan Kurucu Meclis’in başkanıydım. Yine PAIS’in (Correa’nın partisi) kurucuları arasındayım ve devlet başkanının 1991 yılından beri arkadaşıydım. Hatta kardeş gibiydik diyebilirim. Ancak ne yazık ki görüyoruz ki devlet başkanı ve hükümeti ilk günkü hedeflerimizden gün geçtikçe uzaklaşmakta, tam tersi yöne savrulmaktadırlar.
Nasıl gerçekleşti bu değişim süreci?
Bugün, Rafael Correa Hükümeti sorumsuz bir otobüs şöförü gibi davranıyor, direksiyon bir sola bir sağa çeviriyor. Yoksul halkın yanında olduğunu söylüyor ancak bu hükümet döneminde en çok kazanan zenginler olmuştur. Ülkenin en büyük 100 şirketi karlarını yüzde 50 oranında artırdı. Geçtiğimiz yıl, sadece geçtiğimiz yol, bankaların kazançlarında yüzde 52 artış yaşandı. Bu hükümet açısından çok ciddi bir çelişki. Başkan Correa, anayasadaki haklardan bahsediyor, dört yıl önce anayasayı onayladığımız zaman, Correa bunun Latin Amerika’nın en ileri anayasası olduğunu söylemişti, hayata yazılmış bir şarkı olarak tanımlamış ve 300 yıl boyunca bu anayasanın yürürlükte kalacağını duyurmuştu. Ancak görüyoruz ki Correa bugün anayasadan pek hoşlanmıyor, ona uymuyor. Toprak reformu yapmayı reddediyor, suyun adil dağılımını hayata geçirmiyor, işçi haklarını görmezden geliyor, öğrencilerin üniversiteye özgür giriş hakkını gasp ediyor ve ifade özgürlüğünü veto ediyor. Bakınız ben Wikileaks’in kurucusu Julian Assange olayında hükümetin tavrını destekliyorum. Correa, Assange’ı korumakla doğru olanı yapmıştır, bir insanın hayatını ve insan haklarını korumaktadır. Bu haber alma özgürlüğü ve ifade özgürlüğü meselesidir, bu konuda aynı fikirdeyim. Ancak aynı devlet başkanı uluslararası arenada ifade ve bilgilendirme özgürlüğünden bahsederken, Ekvador’da kendi hükümetin eleştiren gazetecilere davalar açmaktadır. Bunlar, büyük çelişkilerdir. Ama biz bugün aynı siyasi çizgide yürüyoruz, devlet başkanının, hükümetinin ve partisinin uzaklaştığı çizgide. Onlar devrim projemizin temel ilkelerine ihanet ettiler.
ÇİN ŞİRKETLERİNE BAĞIMLILIK ARTIYOR
Correa hükümetinin temel politik çizgisindeki değişimin yanı sıra bize hükümetin çeşitli alanlarda sürdüğünü politikalar bilgi verebilir misiniz? Örneğin ekonomik alandaki tercihleri; uluslararası alandaki kararları...Nedir eleştirileriniz bu alanlarda?
Correa hükümetinin Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ilişkileri kesmiş olması, Washington ile arasını açması olumlu gelişmedir. Öte yandan Çin kapitalizmi ile başka türlü bir bağımlılık ilişkisi geliştirilmektedir. Çinliler, ki dünyanın her yerinde satın alabildiklerini alıyorlar; petrol ve diğer maden yatakları, bayındırlık ihaleleri vs... Sonuç olarak IMF’ye bağımlılıktan Çin şirketlerine bağımlılığa doğru bir geçiş süreci yaşıyoruz. Bu bizi çok endişelendiriyor. Çünkü bu iş ilişkilerin bir şeffaflık yok. Yapılan anlaşmalarda neler olduğu bilmiyoruz. Bütün bunlar Correa’nın politikasının çelişkileri. Öte yandan uluslararası ilişkilere baktığımızda, Corre hükümeti ulusal egemenlik açısından tutarlı bir politika yürüttüğünü düşünüyorum.
8 BİN KAMU EMEKÇİSİ İŞTEN ATILDI
Ya işçi hakları, işçi ve emekçilerin yaşam ve çalışma koşulları?
Ülkede hâlâ işçi haklarına saygı gösterilmiyor. Şu anda Ekvador’da tazminat karşılığı binlerce kamu çalışanının «tazminatlı zorunlu istifa» adı verilen bir uygulama ile işten çıkartıldığı bir süreç devam ediyor. Gönüllü değil zorunlu istifa! Bu tamamen yasal barbarlıktır. 8 binin üzerinde kamu çalışanının bu yolla işine son verdiler. Bu tür bir uygulama neoliberalist hükümetler döneminde bile yoktu. Kayıt dışı çalışanların, küçük işportacıların hâlâ hakları yok, sokaklarda gözaltına alınmaya devam ediyorlar. Memurlar ise hükümeti savunmak için sokağa çıkmaya, eylem yapmaya zorlanıyorlar, çünkü bu hükümetin aslında sosyal temelleri bulunmuyor, sağlam bir politik parti ya da harekete dayanmıyor. Devletle parti, partiyle devlet içiçe geçmiş durumda; bu da çeşitli çarpıklıklara sebep oluyor ve hak ihlalleri devam ediyor. Üniversiteye özgür geçiş hakkı uygulanmıyor, gazetecilere dava açılıyor, daha önce de söylediğim gibi tarım reformu uygulanmıyor, suyun adil dağıtımı gerçekleştirilmiyor ve bu koşullar gösteriyor ki bu hükümet devrimci bir hükümet değildir. Hatta reformist bir hükümet bile değildir.
Herşeye rağmen Ekvador dışında da Correa’yı ilerici bir lider olarak görenler çoğunlukta, Latin Amerika’nın ilerici olarak tarif edilen hükümetleri de Correa ile bir daynışma içinde. Sizin anlattıklarınız doğruysa bu destek nasıl devam ediyor?
Çünkü yeterli bilgi alınamıyor. Çünkü hükümet medya kuruluşlarını kontrol altında tutuyor ve çünkü çoğu zaman gazeteciler yeteri kadar araştırma yapmıyor, yeteri kadar halkı bilgilendirmiyor ve basit okumalarla habercilik yapıyorlar. Bazen de, coğrafi uzaklık derinlemesine bilgi almayı engelliyor. Ancak Ekvador hükümetinin gerçeği budur. (Machala/EVRENSEL)
VAADiMiZ BASiT: ANAYASAYI UYGULAMAK!
Çokuluslu Sol Koordinasyon’un seçim programı nedir? Ne vaat ediyorsunuz?
Koordinasyonun programı çok basit. Zamanında devlet başkanının, hükümetin ve hükümet partisi Ülke Hareketi’nin de savunduğu, Ekvador halkının 28 Eylül 2008 yılında onaylayarak yürürlüğe soktuğu Anayasayı savunuyoruz. Bu anayasa geçerli oyların yüzde 80’i ile kabul edildi. Ekvador halkı bu anayasaya „evet“ dedi. Bu anayasa ortak yaşam projesidir, gerçek bir devrim yapmak için yapılması gerekenler anayasada yazılıdır. Fakat bugün anayasa devlet başkanını ilgilendirmemektedir, o kendine başka politikalar aramaktadır. Artık Ekvador’un demokratik bir hükümeti yoktur, sadece baskıcı bir lideri vardır. Ancak mücadele ediyoruz ve değişim hayalimizden vazgeçmiyoruz, bu değişim sürecinde ise otoriter liderlere yer yok. İlerici güçlerin birliği ise halklarımızın bu süreçte çimentosu olacaktır.
ÇOKULUSLU SOL KOORDİNASYON NEDİR?
EKVADOR’da 7 Şubat 2013’te gerçekleştirilecek Devlet Başkanlığı Seçimlerinde birleşen sol, sosyalist ve ilerici örgütlerden oluşan Çokuluslu Sol Koordinasyon (La Coordinadora Plurinacional de Las Izquierdas) içinde çok sayıda bölgesel ve yerel örgütün yanı sıra 7 ulusal siyasi parti bulunuyor: Demokratik Halk Hareketi (MPD), Ekvador yerlilerinin siyasi partisi olan Pachakutik, Halk Gücü (Poder Popular), Katılım (Participación), Montecristi Yaşıyor (Montecristi Vive) ve Devrimci Sosyalist Akım (Corriente Socialista Revolucionaria) ve la RED. Ancak Ekvador Ulusal Seçim Konseyi (CNE) bu birliğin en büyük iki örgütü olan MPD ve Pachakutik’in toplamda 100 binden fazla üyesini bir kalemde “geçersiz” ilan ederek seçimlere katılmalarını riske attı. Yaşananları Correa’nın “seçim sahtekarlığı” ilan eden örgütlerin 24 Eylül’e kadar onbinlerce yeni üye yapmaları gerekiyor. Ekvador’da ulusal ölçekteki siyasi partilerin resmi olarak kurulabilmeleri için ülke nüfusunun yüzde 1.5’i oranında üyeye sahip olmaları gerekiyor.
Correa bu süreçte tarihe geçecek özlü bir söze de imza atmıştı: “Televizyonu kapatın, temiz bir zihne sahip olun. Gazete okumanız da gerekli değil...”