'Tüm aktörler sahadaki varlıklarını konsolide etme peşinde'
Olası İdlib operasyonunu değerlendiren Prof. Güvenç, Rusya’nın AKP iktidarının çekincelerini dikkate alarak operasyonu birkaç kez ötelediğini söyledi.
Fotoğraf: DHA
Meltem AKYOL
İstanbul
2011’de başlayan Suriye’deki iç savaşta sona doğru yaklaşılıyor. Dera, Guta ve Kuzey Humus’ta üstünlüğü ele geçiren Suriye ordusunun son hedefi cihatçı gurupların da son kalesi konumunda olan İdlib. Yaklaşık bir ay kadar önce Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın da “Bundan sonra askeri önceliğimiz İdlib” diyerek duyurduğu operasyona ilişkin açık-kapalı pazarlıklar-görüşmeler devam ediyor. AKP iktidarı ile Rusya arasında deam eden görüşmelere İran’nın ve ABD’nin de dışarıdan dahil olduğu biliniyor. İdlib’in güney hattı olarak bilinen Hayyan, Anadan, Hureytan, Ureyme, Daret İzze, Maret El Numan, Maret El-Atik ve El Eys gibi bölgelerde 12 gözlem noktası bulunduran Türkiye’nin operayonu geciktirmek en azından ertelemek istediği konuşulurken sorularımızı yanıtlayan Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Güvenç, Rusya’nın AKP iktidarının ‘çekincelerini’ dikkate alarak operasyonu bir kaç kez ötelediğini söyledi.
“Son yaklaşıldığı için tüm aktörler sahadaki varlık ve denetimlerini konsolide etme peşindeler” diyen Güvenç, operaayon sonrası İdlib’deki cihatçı unsurların Türkiye’ye geçme riskinden bahsetti.
RUSYA BİRKAÇ KEZ OPERASYONU ERTELEDİ
İdlib operasyon tartışması daha da artıyor, Türkiye-Rusya arasında bir görüşme trafiği vardı, dün de bugün de İran Savunma Bakanı Hatemi, Suriye’deydi... Ne oluyor, ne zaman bekleniyor olası operasyon, yakın mı?
Özellikle Türkiye ve Rusya arasındaki yoğun ziyaret trafiği İdlib’de toplanan cihatçılara yönelik bir taaruzun çok yaklaşma olduğunu düşündürüyor. Sahayı iyi bilen gözlemcilerin aktardığına göre Rusya, Ankara’nın çekincelerini dikkate alarak operasyunun bir kaç kez öteledi.
CİHATÇILARIN TÜRKİYE’YE GEÇME İHTİMALİ
Olası bir İdlib operasyonunun Türkiye’ye etkileri ne olur ya da Türkiye operasyonu neden engellemek ya da en azından ötelemek istiyor?
Türkiye açısından en temel kaygı böyle bir operasyunun tetikleyeceği olası göç dalgası. Yeni ve kalabalık bir göç dalgası Türkiye’yi ahlaki ve mali bir açmazla karşı karşıya bırakabilir. Üstüne üstlük İdlib’de toplanan ve sayıları 50 bini bulduğu söylenen silahlı cihatçı unsurların da Türkiye sınırlarından ülkeye girmesi ihtimali bu açmazlara bir de güvenlik açmazı ekliyor. Öte yandan İdlib, Türkiye’nin denetimindeki cepçiklerle Suriye rejim güçleri arasında bir tampon işlevi görüyor. Burası rejim güçlerinin eline geçtiği takdirde Türk ordusu ve Suriye rejim güçleri doğrudan temas edecek.
TÜRKİYE VE SURİYE’NİN ÇATIŞMASI MÜMKÜN GÖZÜKMÜYOR
Türkiye’nin İdlib’de 12 kontrol noktası var, Fırat Kalkanı var, Afrin var... Türkiye ile Suriye yönetimi karşı karşıya gelir mi?
Bu olasılık düşük. İki gücün Rusya’ya rağmen çatışması şu an için mümkün gözükmüyor. Öte yandan Şan rejimi ülkenin geri kalan bölümlerinin silahlı muhaliflerden temizlemeye kararlı görünüyor. Türkiye ise özellikle Fırat Kalkanı ve Afrin ceplerini denetiminde tutmaya kararlı. Moskova Şam ve Ankara’nın bağdaşması güç talepleri arasında bir orta yol bulmaya çalışıyor. Türkiye’nin denetimindeki yerler Suriye toprağı olduğu için Moskova Ankara’yı başka yerlerde kazanımlarla ikna etme gayreti içinde olabilir. Fırat’ın doğusuna ABD destekli YPG güçleri hakim olduğu sürece Ankara’nın çekilmeye razı olması beklenmemeli.
Rusya’dan dün yapılan açıklamada ‘kimyasal kullanıldı’ iddiaları ile Suriye’nin vurulacağı yönündeydi...Bugün de ‘İdlib’de Halep ve Hama’ya saldırmak üzere binlerce militan toplandı’ iddiası gündeme geldi? ABD, ‘Batı ülkeleri neresinde bu sürecin?
Bu iddiaların Rusya tarafından ciddiye alındığını, Doğu Akdeniz’e yaptığı deniz gücü yığınaklamasından anlıyoruz. Halen büyük bir gücü bu bölgeye kaydırlar. Yaklaşık 15 parça gemi ve denizaltından oluşan bu güçle olası bir saldırıyı caydırmak ya da engellemek peşindeler.
SON YAKLAŞTIĞI İÇİN...
İdlib’de kimler var, askeri ve siyasi durum nasıl? Bir de İdlib neden önemli, bu kadar gündem oluyor?
İdlib’deki gücün bileşenleri konusunda çok ayrıntılı bilgim yok. Ancak denetimin büyük ölçüde HTŞ’de olduğu söyleniyor. El Nusra türevi bu güç Astana mutabakatı kapsamı dışında bırakılan terörist gruplar arasında yer alıyor. Bu nedenle rejim ve Rusya için meşru hedef oluşturuyorlar. İdlib silahlı muhaliflerin son mevzii. Burası düştüğü takdirde Suriye’de Esad rejimine karşı dişe dokunur bir silahlı muhalefet kalmayacak. Son yaklaşıldığı için tüm aktörler sahadaki varlık ve denetimlerini konsolide etme peşindeler. Ankara da Fırat Kalkanı harekatını başlatırken sahada askeri varlık göstermenin müzakere masasında yer almanın koşulu olduğu varsayımından hareket etmişti. Dolayısıyla Ankara’nın Suriye’nin geleceğinin tartışıldığı müzakere masasındaki yeri, konumu ve ağırlığı sahada denetlediği yerlerle orantılı olacaktır. İdlib ve diğer bölgeler bu açıdan yaşamsal önemde görülüyor.
OPERASYON ER YA DA GEÇ OLACAK
Olası operasyonu Amerikanın Sesi’ne değerlendiren Gazeteci Musa Özuğurlu ise şunları söyledi: “Bana kalırsa, Rusya ile son aşamaya gelindi. Moskova, ‘Bu örgütlerle ilgili ne yapacaksanız yapın’ diyor. Aslında Türkiye’nin Suriye’deki en büyük gücü kendisinin ‘ılımlı’ olarak tarif ettiği güçlerle olan ilişkileri. Bunlar ortadan kalkarsa pazarlık gücü kalamayacak. Bu nedenle de İdlib operasyonu olabildiğince geciktirmeye çalışıyor. Ancak bu operasyon er ya da geç olacak. Elbette Rusya, Türkiye’yi kaybetmek istemiyor. Ama İdlib operasyonuna da iki yıldır hazırlanıldığı bir gerçek.”
“Elbette anlaşmayla başlarsa Türkiye’ye faturası kendilerini ihanete uğramış hisseden bazı örgütler Türkiye’nin sınır kentlerinde eylem yapmaya başlayabilir” diyen Özuğurlu, Onun için de yabancı istihbarat örgütlerinden destek almaları gerekir. Ama eğer Türkiye’nin itirazı olursa o zaman sıkıntı olur. Birincisi mesela Afrin’de zabıta, polis teşkilatını kuran Türkiye uzun vadeli düşünüyor. Ancak İdlib’e askeri operasyon Türkiye açısından bir başka risk daha içeriyor. Bu risk de Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Cuma günü Moskova’da sorduğu “Üç buçuk milyon sivil nereye gidecek?” sorusunda kendisini gösteriyor” dedi.