Kayıp yakınlarından Soylu'ya: İstismar yok, çocuklarımızı arıyoruz
Kayıp yakınları, Cumartesi Anneleri ‘Anneliği istismar ediyorlar’ diyen Süleyman Soylu’ya yanıt verdi: İstismar edilmiyor, annelik aranıyor.
700. buluşmalarında polis şiddetine uğrayan kayıp yakınları İHD’de açıklama yaptı. Kayıp yakınlarının gündeminde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamaları vardı. Aileler, Soylu’nun açıklamalarını “Gözaltında kayıp davalarına müdahale” olarak değerlendirdi.
Cumartesi Anneleri’nin 25 Ağustos’ta Galatasaray Lisesi önünde 700’üncü hafta gerçekleşecek oturma eylemine yapılan polis saldırısı ve kayıp yakınlarının işkence edilerek gözaltına alınması İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısı ile protesto edildi. “Kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz” yazılı pankartın asıldığı toplantı salonuna, gözaltında kaybedenlerin fotoğrafları da asıldı.
‘SOYLU’NUN SÖZLERİ SİYASİ MÜDAHALE’
Toplantıda konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri saldırının anayasal hakların gaspı olduğunu söyledi. Yoleri’nin gündeminde Süleyman Soylu’nun kayıp yakınlarına dönük sarfettiği sözler de vardı. Soylu’nun açıklamasının, devletin suçlarını örtmeye yönelik olduğunu ve gözaltında kayıp davalarına siyasi müdahale olduğunu belirten Yoleri, “Cumartesi Anneleri, anneliği istismar etmemekte annelik hakkını kullanarak çocuklarının kemiklerine ulaşmak istemektedir. Bu talep hepimizin talebimizdir. Bitmeyen bu yas sürecinin tamamlanması ve adaletin sağlanması devletin görevidir” dedi.
OCAK, SOYLU’YA ERDOĞAN’I HATIRLATTI
Daha sonra gözaltında öldürülen Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak konuştu. Ocak, “Hasan gözaltında iken tanıkları vardı. Bunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Adli Tıp Raporu’nu hatırlatıyoruz. Bugün Süleyman Soylu’nun yaptığı açıklama, Hasan Ağabeyimin davasında olduğu gibi pek çok davayı etkileyecek. Savcıların bu dosyaları kapatmasına yönelik bir müdahale olduğunu söylüyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Berfo Ana’ya verdiği bir söz vardı. Cemil Kırbayır’ın bulunması için halen dosyaları canlandırmadılar. Biz devlet yetkililerinden yasaları işletmesini isterdik. Biz, Süleyman Soylu’nun bizi tehdit etmesi yerine, Soylu’nun dosyaların takibi için savcılara seslenmesini ve yasaları işletmesini söylemesini isterdik. Bize paçoz diyeceğine, savcılara, ‘bu dosyaları sonuçlandır’ demesini isterdik. Bizim bitmeyen yasımız var. Bize tehditler savurmasını anlayamadık. Süleyman Soylu yaptığı açıklama ile suç işlemiştir, yalan beyanda bulunarak suç işlemiştir, mahkemelere müdahale ederek suç işlemiştir. Bu suçu asla cezasız kalmayacaktır” diye konuştu.
'MEYDANA GEL, BİZİ DİNLE'
Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır'ın abisi Mikail Kırbayır da Süleyman Soylu’ya seslenerek, “Senden davacıyız. Senin görevin bizi oradan uzaklaştırmak değil, oraya gelip bizi dinlemektir. Lütfen gel ve bizi dinle” dedi.
Cumartesi Annesi Hanife Yıldız kendisinin de Dolmabahçe Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapılan görüşmede olduğunu hatırlatarak, “Erdoğan bizim üzerimizden boy gösterdi. Süleyman Soylu da boy gösterdi. Bizi dinleseydi ya trafiği takip edeceğine. Beni kimse kullanmıyor. Beni buraya benim yüreğim götürdü. Ben evladımı devlete götürdüm şimdi devletten alamıyorum. Biz sizden eşya istemiyoruz. Biz sizden canlarımızı istiyoruz” dedi.
'DÜNYA CUMARTESİ ANNELERİNİ KONUŞUYOR'
Daha sonra gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren konuştu. Süleyman Soylu’ya seslenen Eren, “Annelik istismar edilmiyor. Annelik aranıyor. Hasan Ocak’ı çukurdan çıkardı Emine Anne, hangi istismardan söz ediyorsunuz? Süleyman Soylu sen bunları bilmiyor musun? Anneleri meşruşlaştırmıştı senin başındaki. Sen şimdi bizim anneliğimizi inkar ediyorsunuz. Bizi, sizin gazınız, tüfeğiniz susturamaz. Bizi susturmaya gücünüz yetmez. Adalet arayışımız talep edecek. Annelik başka bir şey Süleyman Soylu sen bilmezsin” dedi.
Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun da Süleyman Soylu’nun açıklamasını utanç verici olarak değerlendirdi. “Benim eşim nereye gitti, nerede kayboldu?” diyen Tosun, “Tüm bilgiler devlette vardır. İki elimiz onların yakasında olacak. Galatasaray bizim için meşru bir yerdir. Biz haklıyız, kararlıyız, inatçıyız.” ifadelerini kullandı.
‘MEYDANA GEL, BİZİ DİNLE’
Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır da “Biz şunun ya da bunun müdahalesi altında hareket etmiyoruz. Biz irademizi ve cesaretimizi haklılığımızdan alıyoruz. Senin görevin bizi oradan uzaklaştırmak değil, oraya gelip bizi dinlemektir. Lütfen gel ve bizi dinle” dedi.
Kenan Bilgin'in abisi İrfan Bilgin, “Cumartesi günü iktidarın gerçek yüzünü gördük. Bu ülkede yasa yok, hukuk yok. Ülke tek adamın emirleri ile yürüyor. Galatasaray meydanı bizim vicdan adalet yaşam meydanımız. Bizim taleplerimiz var. Eğer karşılarsanız biz zaten oradan kendimiz kalkarız. Yoksa zorla bizi asla kaldıramazsınız.
(İstanbul/EVRENSEL)
ANTEP VE ADANA'DAN CUMARTESİ ANNELERİNE DESTEK AÇIKLAMASI
27 Mayıs 1995’te, gözaltında kaybedilen yakınlarını arayan ailelerin başlattığı direnişin 700. Haftasında, HDP Antep Örgütü ve 78’liler Derneği basın açıklaması düzenledi. 700. Hafta etkinliğinde polis saldırısının kınandığı açıklama Yeşilsu Parkında düzenlendi. Açıklamadan önce söz alan Antep Milletvekili Mahmut Toğrul polisin müdahalesinden İçişleri Bakanlığını sorumlu tuttu ve ‘’yeri geldiğinde anneler ayakları öpülesi insanlardır diyenler, cennet annelerin ayakları altındadır diyenler, akıl almaz bir şekilde 70 yaşındaki annelerimize gazlı coplu saldırıda bulunmuştur’’ dedi. Toğrul’un konuşmasının ardından HDP ve 78’liler Derneği adına açıklamayı okuyan Müslüm Kılıç, kayıpların bulunması ve sorumluların yargılanması konusunda devletin somut bir adım atmadığını dile getirdi.
HDP Adana İl Örgütü de basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan HDP Adana İl Eş Başkanı Gülseren Tural, kaybetme eylemlerinin Türkiye’nin utancı olduğunu, kayıp yakınlarına dün yapılan müdahalenin utancı daha da derinleştirdiğini belirterek “Cumartesi Annelerine, kayıp yakınlarına ve insan hakları savunucularına 700. Oturma eylemi öncesi yapılan müdahaleyi kınıyoruz” dedi.