Dünya Barış Günü’ne Çanakkale’den bir selam: Barış Barış Beş Karış
Yazar ve Karikatürist Kemal Gökhan Gürses'in 'Barış Barış Beş Karış' adlı karikatür sergisi, Çanakkale'de 15 Eylül tarihine kadar görülebilir.
Karikatür: Kemal Gökhan Gürses
Eren AŞNAZ
Çanakkale
Yazar ve Karikatürist Kemal Gökhan Gürses, “Barış Barış Beş Karış” karikatür sergisiyle 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne Çanakkale’den selam gönderecek. Çanakkale Belediyesi Sanatçı ve Yazar Evi’nde 15 Eylül’e kadar açık kalacak serginin barış temalı karikatürleri politik alanı hayatın içine yaymaya çalışırken, baskı dönemlerinde insancıl taleplerin yöneticiler tarafından bir tehlike olarak algılanmasındaki mizaha odaklanıyor. Sergiyi, Diyarbakır’da faili meçhul bir şekilde vurularak katledilen dönemin Diyarbakır Barosu Başkanı ve insan hakları savunucusu Tahir Elçi’ye adayan Gürses’le serginin hikayesini ve barışa dair konuştuk.
‘BİR KARIŞ YOL GİDEBİLMİŞ MİYİZ ‘BARIŞ’ KAVGASINDA’
Karikatürist Gürses, şair Can Yücel ile “Barış Barış Beş Karış” isminin doğuş hikayesini; “Zor, sıkıntılı günlerdi. Yanılmıyorsam 1982’ye yeni girmiştik. 12 Eylül Darbesi üstümüze kâbus gibi çökmüştü. Amatör tiyatro yapıyorduk. 18 yaşındaydım. Can Yücel, bizim için absürt tiyatronun kurucularından Alfred Jarry’nin Ubu Roi (Kral Übü) oyununu çeviriyor. Can Abi haliyle oyunu ‘Übü Ağa’ olarak Türkçe çevirdi. Oyun, ‘Opera’dan Pera’ya inmez, aryalardan kanarya beğenmezdim’ diye başlıyordu. Sonradan ya tembelliğine denk geldi, ya da bizim bu oyunu kıvıramayacağımızı düşündü, ‘Siz benim Lorca çevirilerimden birini oynayın’ dedi. Lorca’nın ‘Kız Kurusu Gül Hanım’ oyununu yine Can Yücel çevirisiyle oynadık. İşte bu sebeple sık sık gidip geliyoruz Can abinin Dragos’taki evine. Genç olanlarımız bilmeyebilir. Büyük bir dava açılmıştı o tarihte. ‘Barış Derneği’ adıyla kurulmuş ve ülkede hak ihlallerini dert edinmiş, tek yaptığı barışı savunmak olan bu derneğin kurucusu, yöneticisi, imzacısı, kim varsa uzun yıllar yargılandı. Ülke yönetimlerinde ‘Barış’ hep en büyük tehlike gibi görülmüştür. Sadece dikta dönemlerinde değil, neredeyse bütün Cumhuriyet tarihinde ‘Barış Alerjisi’ olan hükümetler yönetti bizi. Yeni değil yani. Dava bir hışım sürüyor. Yargılananlar ülkenin önemli aydınları. Darbe yönetimi ‘gık’ımızı çıkarmamıza izin vermiyor. Ama bir grup barış yanlısı aydın sözünü söylüyor; ‘Barış İstiyoruz kardeşim biz! Barış! Suçsa bu, tamam, suçluyuz…’ Televizyon haberleri veriyor. TRT var zaten bir tek. Can Abinin evinde alt kattaki büyük masanın etrafında toplanmışız. Haberlerde ‘Barış Derneği’ davasından bahsediliyor. Büyük bir terör örgütünden bahseder gibi… Sinirlendi birden Can Abi… Başladı ellerini koca koca karış yaparak masayı ölçmeye; ‘Hah! Barış barış beş karış! Barış barış beş karış’ diye diye sonunda kalktı ayağa. Durmadan aynı tekerleme… ‘Hah! Barış barış beş karış! Barış barış beş karış!’ Bu sergiye bir isim düşünürken geldi aklıma. Bir karış yol gidebilmiş miyiz ‘Barış’ kavgasında, biraz da bunu konuşalım diye çizdim bu sergideki karikatürleri…” şeklinde paylaştı.
‘O BARIŞ BU ÜLKEYE GELECEK!’
Karikatürist Gürses sergiyi adadıklarını ise; “Elinde ‘Barış İstiyoruz’ pankartıyla Diyarbakır’da, Dört Ayaklı Minare’nin altında vurulan ve faili meçhule giden Barış Elçisi Tahir Elçi’nin tüm yaşamı boyunca verdiği barış mücadelesine adıyorum bu sergiyi… Ve elbette Hrant’ın, 700 haftayı geride bırakmış Cumartesi Anneleri’nin, Barış Akademisyenleri’nin onurlu mücadelesine şapka çıkartarak… Karga Kafası’nın da dediği gibi, ‘O Barış Bu Ülkeye Gelecek!’ er ya da geç” sözleriyle dile getirdi.