Aile hekimleri: Şiddet ve aşırı iş yüküne karşı 'tükendik'
Ankara'da açıklama yapan Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu, şiddet, aşırı iş yükü ve hak kayıpları karşısında 'tükendik' dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Türkiyenin dört bir yanından Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu çatısı altında Ankara'ya gelen aile ekimleri, şiddet, aşırı iş yükü ve hak kayıpları karşısında 'tükendik' dedi.
Ankara Eyüboğlu Otel'de aile hekimleri adına basına açıklama yapan Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Şenol Atakan aile hekimlerin iş yüküün arttırıldığına, halk ile aile hekimlerinin karşı karşıya bırakıldığına dikkat çekti. Şenol Atakan, “Aile Hekimlerinin gelirleri tedricen düşürülmüş, İdarecilerin keyfi tutumlarına maruz kalmışlardır” dedi.
Sürekli değişen yönetmelikler ve uygulamalar ile Aile Hekimliği uygulamasının yaz boz tahtasına çevrildiğini ifade eden Atakan, idarecilerin sürekli değişen mevzuatı yorumlarken keyfi tutumlar sergileyerek mobinge varan uygulamalar yaptığını anlattı.
Aile hekimi başına düşen kayıtlı kişi sayısının dünya standartlarında bin beş yüz, iki bin arasında olması gerektiğinin altını çizen Atakan, Türkiye'de bu rakamın yer yer 4 binleri aştığını söyledi.
Bu sistemde yeni hekimlere ihtiyaç olduğunu ifade eden Atakan, Bakanlığın bu konuda çalışması olmadığını ifade etti.
Atakan şöyle devam etti:
“Sonuç olarak görevi dışında iş yüküne maruz bırakılarak birer 'angarya hekimi'ne dönüştürülen, halk ile karşı karşıya bırakılarak halkın gözündeki değeri düşürülen ve şiddete maruz bırakılan birer 'günah keçisi' konumunda kalan, gelir düzeyi yarı yarıya azaltılarak 'kandırılmışlık durumuna' düşürülen aile hekimleri önemli ölçüde motivasyon kaybı ve tükenmişlik sürecinin son noktalarına ulaşmıştır”
AİLE HEKİMLİĞİNİN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜ İÇİN ÖNERİLER
Atakan sorunun çözümü için de önerilerini sıraladı. Özetle öneriler şöyle:
1- Aile Hekimliği yeniden sağlık sisteminin merkezine getirilmelidir.
2- Yaşlı nüfusun risk faktörleri göz önüne alınarak koruyucu tedbirler geliştirilmelidir.
3-Kademeli sevk uygulamasından başlayarak yönetilebilir sevk zinciri uygulamasına geçilmelidir.
4- Günlük pratik çalışma alanı sadeleştirilmeli, iş akış şemaları ile ulusal tanı ve tedavi kılavuzları uygulamalarına geçilmelidir.
5- Türkiye toplumunda düşük olan Sağlık okuryazarlığı konusu acilen gündeme getirilmeli ve vatandaşlarımızın bu alandaki eksiklikleri giderilerek farkındalıkları artırılmalıdır.
6- Türk Ceza Kanununda yapılacak bir düzenleme ile ülkemize özel sağlık çalışanlarına yönelik şiddet suçlarının caydırıcı nitelikte olması sağlanmalıdır.
7- Aile Hekimleri üzerindeki iş yükü azaltılarak daha çok koruyucu hekimlik, danışmanlık, kronik hastalık yönetimi ve periyodik sağlık taramaları gibi alanlarda çalışmasının sağlanması gerekmektedir.
8- Ekonomik unsurlar, özlük hakları, performans uygulamaları, cezalandırmalar sağlık çalışanları üzerinde bir baskı ve mobing aracı olarak kullanılmamalıdır.
9- Sağlık sorumluluğu tek taraflı olarak sağlık çalışanı üzerinden giderilebilecek bir sistem değildir. Kişilerin kendi sağlıkları ile alakalı sorumlulukları olmalı ve kendi sağlıklarıyla ilgili olarak özendirilmeleri gerekmektedir. (Ankara/EVRENSEL)