02 Eylül 2018 15:15

Bir kavram: Kur krizi

Kur krizi nedir? Neye denir?

Fotoğraf: Flickr (Public Domain)

Paylaş

Ekonominin iyi durumda olmadığı üzerine yazılıp çizilirken, ekonomik krizin de adı sıkça anılıyor son günlerde. Peki, dünyada bir ekonomik kriz söz konusu mu? Türkiye bir ekonomik krizin içinde mi?

Ekonomik krizin ne olduğuna, nasıl oluştuğuna dergimizin 303. sayısında değinmiştik.[1] Bugün Türkiye’de, henüz “ekonominin daralmaması” dolayısıyla, tam anlamıyla bir ekonomik krizden bahsetmek için erken. Fakat bir krizin, kur krizinin varlığı yadsınamaz.

KUR KRİZİ NEDİR?

Kur krizi, pek çok farklı adla anılabilen bir olay. Kur şoku, dolar/döviz krizi adıyla da karşılaşabiliyoruz basında. Temelde, para birimlerinin değerindeki ani, yüksek frekanslı değişimlerden bahsediyoruz kur krizi derken.

Uzun süredir değer kaybetmekte olan Türk Lirası, özellikle son bir aydır çok daha hızlı bir şekilde değerini kaybetti öteki para birimlerine karşı. Bu durum, günlük hayatta da sonuçlarına tanık olduğumuz bir kur krizini beraberinde getirdi.

NASIL ETKİLENİYORUZ?

Türk Lirası değer kaybettikçe, ithal ürünlerin fiyatı da doğal olarak yükseliyor. Hammaddede dahi dışa bağımlı olan ülkemizde, bütün ürünlerin fiyatı artıyor dolayısıyla. 5 lirayı aşan patates, fiyatı iki katına çıkan elbiseler “münferit” örnekler değil, genel bir değersizleşmenin sonuçları oluyor. Yalnızca ürünlerin fiyatının artması değil, örneğin fiyatı aynı kalan gıda ürünlerinin gramajının düşmesiyle de karşı karşıyayız. Cips poşetlerindeki hava oranı artıyor, çikolatalar “mini boy” haline geliyor.

Ekmeğe ise her yıl ufak ufak gramaj düşüşleri gelirdi. Örneğin 1,25 liralık ekmek 300 gramdan 250 grama düşürüldü geçen yıl, Ocak 2018’de ise 200 grama hafifletildi. Temmuz 2018’de ise 200 gramlık ekmek 1,50 lira oldu.

Marketlerdeki örneklerin yanı sıra, okullarda da kur krizinin etkilerini görmek mümkün. Örneğin, Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenciler 2017 yılının başında yemekhanede 1,5 liraya yemek yiyebilirken, son zamlarla bu fiyat 3,75 lira oldu. Marketlerin, üreticilerin, şirketlerin bu krizin faturasını müşterilere kesmesine benzer şekilde, okullar da öğrencilerini “müşterilere” dönüştürerek bütçe açıklarını kapatmaya çalışıyor.

BASINI DA VURAN KRİZ

Ülkemizde yazılı basın, ithal kağıda mahkum. SEKA Kağıt Fabrikası, 1936 yılından 2005 yılına kadar aralıksız kağıt üretimi yaptı. 2003 yılında ise Balıkesir fabrikası Albayraklar’a komik sayılabilecek bir rakama satıldı. İzmit fabrikası, Selüloz-İş sendikasında örgütlü işçilerin direnişi sayesinde 2005 yılına kadar dayanabildi. Eski fabrika binaları müze yapıldı, tek gram gazete kağıdı üretilmez oldu. İki yılda gazete kağıdının tonu 450 dolardan 800 dolara, yayınevlerinin kullandığı kitap kağıdının tonu ise 750 avrodan 900 avroya yükseldi. Bu sırada döviz kurunun da yükselmesi nedeniyle, bugün yazılı basın büyük bir ekonomik kıskacın içine sürüklendi.

KRİZİN KAÇINILMAZ SONUCU: İŞSİZLİK

Kur krizi, dövizle borçlanan büyük şirketlerin borçlarını ödeyememesine neden oluyor. Hem şirketleri hem de ülkeyi yöneten burjuvalar, krizin faturasını kendileri ödemeyip, işçilere kesmek için türlü yollara başvuruyor.

Halihazırda kredi borçlarına göbekten bağlı halde yaşamak zorunda kalan işçiler, iş güvencelerinin ortadan kaldırıldığı koşullara mahkum ediliyorlar. Toplu işten atmalar gittikçe yaygınlaşıyor. Memlekette kimi şirketler vardiya sayısını azaltıp daha az işçiye daha çok iş yaptırmanın hesabını yaparken, kimi şirketler ücretsiz izne göndermekte buluyor çareyi. Kimi şirketler ise dayanamayıp iflas bayrağını çekiyor.

KUR KRİZİ, EKONOMİK KRİZE EVRİLEBİLİR Mİ?

Elbette. Kur krizinin sonbahar aylarında iyice derinleşmesi bekleniyor. Enflasyon yüzde 20 dolaylarında. ABD Merkez Bankası faiz artıracak, ticaret savaşları kızışacak, İran’a yönelik ambargoya Türkiye de uymaya zorlanacak. Hükümet, şirketleri kurtarmak için pek çok plan yapıyor olsa da, bu planların başarıya ulaşacağı meçhul. Çokça parlatılan pek çok inşaat projesi durma noktasında. Metro inşaatlarında tek kazma vurulamıyor, işçiler ücretsiz izne gönderiliyor. Ekonomide bir daralmanın kapıda olduğunu söylemek yanlış olmaz.

[1]https://www.evrensel.net/haber/346155/bir-kavram-ekonomik-kriz

ÖNCEKİ HABER

Temsa işçisi: İşçi kıyımına karşı birlik olmamız lazım

SONRAKİ HABER

Göçten anladıkları sadece ucuz iş gücü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa