6 Eylül 2018 08:42
/
Güncelleme: 07:49

Üçlü zirveye kimler katılıyor, İdlib’te kim neyi savunuyor?

Suriye’de cihatçıların son büyük kalesi İdlib’e yönelik beklenen operasyon konusunda liderler Tahran’da yapılacak üçlü zirveye işaret ediyor. 

TAHRAN'DAKİ ÜÇLÜ ZİRVEYE KİMLER KATILIYOR?

İran'ın başkenti Tahran'da yarın (7 Eylül) yapılacak İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin ev sahipliğindeki zirveye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin katılıyor. Erdoğan, Ruhani ve Putin'in zirve sonrası ortak basın toplantısı yapması bekleniyor.

ZİRVEDE NE KONUŞULACAK?

Görüşmelerin ana gündemi Suriye'deki son durum ve İdlib’e yapılması beklenen operasyon olacak. 

Türkiye, İran ve Rusya, Suriye'de çatışmasızlık bölgelerinin kurulması ve siyasi geçiş için oluşturulan Astana sürecinin de garantör ülkeleri konumunda bulunuyor.

ZİRVE ÖNEMSENİYOR

Erdoğan, Kırgızistan dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, “Görüşmelerden çıkacak isabetli bir kararla bu süreci aşarız. 7 Eylül’de Tahran zirvesi var. Bu zirvede bu işi çok daha olumlu bir noktaya taşıyacağız. Bu Astana’nın devamıdır. Cenevre ile karşı karşıya gelme gibi bir durum değildir. İnşallah Tahran Zirvesi’ni olumlu neticelendirmek suretiyle rejimin oralardaki aşırılıklarını önlemeyi başarırız. Zirveyi çok önemsiyoruz” dedi. 

Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ise “Astana formatındaki partnerlerimiz olan İran ve Türkiye ile Suriye’deki nihai amaçlarımız tamamen birbiriyle örtüşmüyor” dedi.  

İDLİB’DE KİM NEYİ SAVUNUYOR?

◘ Türkiye, İdlib’e operasyon düzenlenmesi durumunda ‘katliam’ ve ‘göç dalgası’ yaşanacağını söylüyor ve operasyona karşı çıkıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bölgedeki operasyona karşı çıkarken radikal grupların etkisiz hale getirilmesi konusunda birlikte çalışılabileceğini söyledi. 

◘ Rusya ve Suriye, İdlib'te yoğun bir şekilde silahlı cihatçı grupların bulunduğunu ve İdlib’in temizlenmesi gerektiğini söylüyor.

◘ İran Dışişleri Bakanı Cevaz Zarif de İdlib gibi bölgelerde kalan "teröristlerin yok edilmesi gerektiğini söyledi.

◘ ABD Başkanı Donald Trump da “Katliam olursa ABD çok kızacak” açıklaması yaptı. 

◘ Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, İdlib'in "kan gölüne" dönebileceğini söyledi. 

İLK ZİRVE SOÇİ'DE, İKİNCİSİ ANKARA’DA YAPILMIŞTI

"Suriye" meselesi için yapılan zirvelerin ilki Putin'in ev sahipliğinde Soçi'de, ikincisi Erdoğan'ın ev sahipliğinde Ankara'da gerçekleştirilmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin katıldığı ve 22 Kasım 2017'de Soçi'de yapılan üçlü zirvenin ardından "Türkiye, İran ve Rusya Devlet Başkanlarının Ortak Açıklaması" yayımlanmıştı.

Söz konusu ortak açıklamada, şu ifadelere yer verilmişti:

"Devlet başkanları, Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerini teyit etmiş, bahsi geçen gerginliği azaltma, bölgelerin tesis edilmesi ve Suriye ihtilafının çözümüne yönelik hiçbir siyasi girişimin Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne hiçbir suretle halel getiremeyeceğini vurgulamışlardır." 
Suriye konulu "Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi"nin ikincisi Erdoğan'ın ev sahipliğinde 4 Nisan 2018'de Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılmıştı.

Çalışma yemeğiyle beraber 1 saat 40 dakika saat süren zirve sonunda üç lider ortak basın toplantısı düzenlemişti.

Erdoğan, toplantıda "Suriye'nin toprak bütünlüğü bizim olmazsa olmazımızdır. Birilerinin Suriye dışında kendilerine göre yapmış olduğu parselasyonlar bizim için geçerli değildir. Biz bu toprak ameliyatlarına sıcak bakmıyoruz. Bu bölge, bunların geçmişte çok bedelini ödedi." değerlendirmesinde bulunmuştu.

Öte yandan zirve öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Ruhani 1 saat süren baş başa görüşme gerçekleştirmişti. (HABER MERKEZİ) 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et