7 Eylül 2018 12:17
/
Güncelleme: 12:03

İdlib zirvesinde Erdoğan'ın 'ateşkes' ısrarına olumsuz yanıt

İdlib için yapılan zirve, Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ruhani ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin’in katılımıyla yapıldı.

İdlib zirvesinde Erdoğan'ın 'ateşkes' ısrarına olumsuz yanıt

Fotoğraf: Kayhan Özer/AA

İran'ın başkenti Tahran’daki üçlü zirve, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in katılımıyla bugün gerçekleşti.

Üçlü zirvenin en önemli gündemi Suriye’de cihatçıların son büyük kalesi olan İdlib’e yönelik başlaması beklenen operasyon oldu.

12 maddelik Tahran bildirgesine dair gerçekleştirilen ortak basın toplantısı sırasında Erdoğan, "Ateşkes ilan edilmesine dair mesaj verilmesi" vurgusu yaptı. Rusya ve İran'ın sıcak bakmadığı bu öneriye Putin,  "Masada silahlı gruplar yok, onlar adına konuşamayız" diyerek karşı çıktı. 

Zirve sonrasında ortak bildiri yayımlandı. Bildiride Erdoğan'ın gündeme getirdiği 'ateşkes' çağrısı yer almadı. 

ORTAK BİLDİRİ YAYIMLANDI

Tahran'da düzenlenen Suriye konulu Türkiye-İran-Rusya Zirvesi'nin ardından ortak bildiri yayımlandı. 12 madde olarak yayımlanan Tahran sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi:

1- Astana formatının Ocak 2017'den bu yana sağladığı başarılardan, özellikle de Suriye Arap Cumhuriyeti genelindeki şiddetin azaltılmasında katedilen ilerlemeden ve ülkede barış, güvenlik ile istikrara yapılan katkıdan duyulan memnuniyet ifade edildi.

2- Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile BM Şartı'nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli ve devam eden taahhütlerini vurgulandı ve bunlara herkes tarafından saygı gösterilmesi gerektiğinin altı çizildi. Kim tarafından gerçekleştirildiğine bakılmaksızın, hiçbir eylemin bu ilkelere halel getirmemesi gerektiği yinelendi. Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddedildi. Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılık ifade edildi.

3- Sahadaki güncel durumu ele alındı. 4 Nisan 2018 tarihinde Ankara'da yapılan son toplantılarının ardından Suriye Arap Cumhuriyeti'yle ilgili meydana gelen gelişmeleri değerlendirildi ve aralarındaki mutabakat uyarınca üçlü eşgüdümü sürdürmek hususunda hemfikir kalındı. Bu çerçevede, İdlip gerginliği azaltma bölgesindeki durumu görüşmüşler ve bu konuyu yukarıda belirtilen ilkelere ve Astana formatını tanımlayan işbirliği ruhuna uygun olarak ele alınması kararlaştırıldı.

4- BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan DEAŞ, Nusra Cephesi ile El Kaide veya DEAŞ'la bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki işbirliğini sürdürme kararlılıklarını teyit edildi. Terörle mücadelede, yukarıda belirtilen terörist grupların ateşkes rejimine katılmış veya katılacak olan silahlı muhalif gruplardan ayrıştırılmasının sivil zayiatın önlenmesi bakımından da dahil olmak üzere büyük önem arz ettiğinin altı çizildi.

5- Liderler, Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca müzakere edilmiş bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inançlarını yineledi. Siyasi sürecin Soçi'de düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin kararları ve BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu olarak ilerletilmesi amacıyla aralarındaki aktif işbirliğini sürdürme kararlılığı teyit edildi.

6- Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde bir siyasi çözüme ulaşma sürecini ilerletme amaçlı ortak çabaları sürdürme konusundaki kararlılık yinelendi ve Anayasa Komitesi'nin kurulması ile çalışmalarının başlatılmasına yardımcı olmaya yönelik taahhütler vurgulandı. Kıdemli memurları ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi arasındaki yararlı istişarelerden duyulan memnuniyet vurgulandı.

7- Bütün Suriyelilerin normal ve huzurlu bir hayata yeniden kavuşmalarına ve acılarının hafifletilmesine yönelik tüm çabalara destek olma ihtiyacı vurgulandı. Bu bağlamda, ilave insani yardım göndermek, insani mayın temizliği faaliyetlerini kolaylaştırmak, sosyal ve ekonomik tesisler de dahil olmak üzere temel altyapı unsurlarını eski haline getirmek ve tarihi mirası korumak suretiyle Suriye'ye yapılan yardımı artırmaları için başta Birleşmiş Milletler ve insani ajansları olmak üzere uluslararası topluma çağrıda bulunuldu.

8- İhtiyaç duyan tüm Suriyelilere hızlı, güvenli ve kesintisiz insani erişim sağlanmasını kolaylaştırma yoluyla, sivillerin korunması ve insani durumun iyileştirilmesini hedefleyen ortak çabaları sürdürmedeki kararlılık yinelendi.

9- Sığınmacıların ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye'de ikamet ettikleri asıl yerlere güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşleri için gerekli şartların oluşturulması ihtiyacının altı çizildi. Bu amaçla, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve diğer uluslararası uzmanlık kuruluşları da dahil olmak üzere, ilgili tüm taraflar arasındaki eşgüdüm ihtiyacı vurgulandı. [Suriyeli mülteciler ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişiler hakkında uluslararası bir konferansın toplanması fikrini değerlendirmek hususunda mutabık kalındı.]

10- BM ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) uzmanlarının katılımıyla yürütülen, alıkonulan/kaçırılanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp şahısların tespiti Çalışma Grubu'nun faaliyetlerindeki ilerlemeyi memnuniyetle karşılandı.

11- Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin'in daveti üzerine, bir sonraki toplantılarını Rusya Federasyonu'nda yapılması kararlaştırıldı.

12-Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanları, Tahran'daki Üçlü Zirve'ye ev sahipliği yapmalarından ötürü İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye içten teşekkürlerini sundu.


ZİRVEDE NELER KONUŞULDU?

RUHANİ: SURİYE'NİN YASAL HÜKÜMETİYLE İŞBİRLİĞİ YAPILMALIDIR

İdlib'in kaderi için belirleyici olacağı belirtilen zirvenin başında söz alan ilk isim olan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani şu ifadeleri kullandı:  

*"Suriye krizinin sonlandırılması için üç ülkenin çabalarının devamında yapılıyor bu zirve. Bu zirve gelecekteki ortak eylemlerin incelenmesi için bir fırsattır.

*"İran, Suriye'nin yasal hükümetinin isteği üzerine terörizmle mücadele etmek için bu ülkede bulundu. Bu bulunma, ne gelecekte ne de geçmişte kendi karar ve görüşlerimizi zorla kabul ettirmek gibi olmadı, olmayacaktır. Suriye milletinin iradesini destekleyeceğiz.”

*"Biz bölgedeki bazı ülkelerin terörizme yönelik endişelerini anlıyoruz. Bunun giderilebilmesi için en önemli yöntemin Suriye'nin yasal hükümeti ile iletişim olduğunu biliyoruz.

*"Barış ve istikrarın Suriye'ye geri getirilmesi mücadelenin önemli bir parçasıdır. Ama bu mücadele sivilllere zarar vermemeli. Terör örgütlerinin izlediği savaş için savaşmak yolunun yanlış olduğuna inanıyoruz. Biz barış için savaşıyoruz. Ama kalıcı bir barış elde etmenin terörizmle kesin mücadeleyle sağlanacağını biliyoruz.”

*"İşgalci bir rejim olan siyonist rejimi teröristle mücadele edemezler. Kanunsuzca Suriye'de bulunan Amerika hükümetinden kalıcı barış yapıcı rol beklenemez. Uluslararası toplum yeniden onarım için Suriye hükümetine yardım etmelidir. Suriye'nin geleceği için her türlü yöntemde ilk ve son rol Suriye halkına aittir.

*"İdlib'de terörizmle mücadele terör bitene kadar sürmelidir. Teröristlerin geri dönmesi ve Suriye'nin yeniden inşası için uluslararası toplum üstüne düşeni yapmalıdır. Orada kanunsuzca bulunan Amerika'nın mevcudiyeti derhal sona ermelidir. Siyonist rejimin Suriye'de hergün arttırdığı işgalciliği son bulmalıdır."

PUTİN: ALINACAK KARARLAR SURİYE MESELESİNİN ÇÖZÜMÜNE KATKI SAĞLAYACAKTIR

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in konuşmasından satır başları şöyle:

* "Daha evvelki zirvelerde alınan kararlar hayata geçiriliyor. Ciddi ölçüde başarı elde edildi. Suriye topraklarının yüzde 90'ı devletin varlığına alındı. Kalan terörist gruplar şu an İdlib bölgesinde bulunuyor. Ateşkesi ihlal etmeye çalışıyor teröristler. Kimyasal silahların kullanımıyla provakasyon yapıyorlar."

* "Rusya İran ve Türkiye'nin titiz çalışmaları sonucunda Suriye'de kayda değer başarılar elde edildi. Bugünkü görüşmelerde alınacak kararlar Suriye meselesinin çözümüne katkı sağlayacaktır."

ERDOĞAN: İDLİB'DE ORTAK KAYGILARIMIZI DİKKATE ALAN MAKUL BİR ÇIKIŞ YOLU BULMALIYIZ

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:

* “Zirveden çıkacak sonuçlar tüm dünya tarafından sabırsızlıkla bekleniyor. Alacağımız kararlarla beklentileri boşa çıkarmayacağımıza inanıyorum"

* "İdlib, sadece Suriye'nin siyasi geleceği için değil milli güvenliğimiz ile bölgenin barış ve istikrarı bakımından da hayati öneme sahiptir."

* "Astana ruhunun özünde asgari müştereklerde buluşma iradesi göstermemiz vardır. Bu asgari müşterekler ise Suriye'nin siyasi birliğinin sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması ve ihtilafa barışçıl bir siyasi çözüm bulunmasıdır"

*”İdlib'in kan gölüne dönmesini asla istemiyoruz. Siz dostlarımızdan da bu çabalarımızda bize destek olmanızı bekliyoruz."

* "İdlib'de ortak kaygılarımızı dikkate alan makul bir çıkış yolu bulmalıyız."

* "(İdlib) Bu bölgenin ve ülkemizin sağladığı örtülü güvencenin, kendi halkına yönelik katliamları hala hafızalarımızda olan Esed rejiminin insafına bırakılmasına rıza gösteremeyiz."

*"Türkiye, özellikle Suriye'nin siyasi, coğrafi ve sosyal bütünlüğü gerçek anlamda sağlanana kadar bölgedeki varlığını korumakta kararlıdır."

* "PYD/YPG dahil Suriye'den kaynaklanan terörün her türlüsüne ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne kasteden girişimlere ortak tavır almalıyız." 

* "Biz konvansiyonel silahlarla öldürülenlere karşı veya öldürenlere karşı tavır almakta gecikiyoruz ama kimyasal silahlara karşı tavır koyuyoruz. Neticesi ölüm olduktan sonra kullanılan kimyasal olsa ne fark eder, konvansiyonel olsa ne fark eder."

* "DEAŞ tehdidi ve tehlikesi kalmamasına rağmen Amerika'nın bölgede bir diğer terör örgütünü güçlendirmeye devam etmesinden fevkalade rahatsızız. Bizler İdlib'e odaklanırken ve dünya gözlerini buraya çevirmişken Fırat'ın doğusunda arzu etmediğimiz gelişmeler yaşanıyor. Birtakım yabancı güçlerin bölgede DEAŞ'la mücadele bahanesiyle attığı adımların artık bambaşka bir istikamete yöneldiği gizlenemez bir gerçektir."

* "Ateşkesin sağlanması çok önem arz ediyor. Benim söyleyecek son sözüm budur."

Fotoğraf: Cem Öksüz/AA

ERDOĞAN'DAN BİLDİRİYE İTİRAZ

Erdoğan, Tahran Bildirisi kabul edileceği sırada itirazda bulundu ve "Burada bir ateşkes ilanı yapabilirsek zirvenin en önemli adımlarından biri bu olacak ve sivilleri ciddi manada huzurlu kılacak, rahatlatacak" ifadelerini kullandı. Putin "Bizim masamızda Nusra, IŞİD yok; Erdoğan genel anlamda haklı ama biz onların yerine konuşamıyoruz" diyerek karşı çıktı. Erdoğan, "Hepsi için 'Silahı bırakın' çağrısını zirveden yapmış olalım" dedi. 

Türkiye, İran ve Rusya, Suriye'de çatışmasızlık bölgelerinin kurulması ve siyasi geçiş için oluşturulan Astana sürecinin de garantör ülkeleri konumunda bulunuyor.

"Suriye" meselesi için yapılan zirvelerin ilki Putin'in ev sahipliğinde Soçi'de, ikincisi Erdoğan'ın ev sahipliğinde Ankara'da gerçekleştirilmişti.


ZİRVE ÖNCESİ İKİLİ GÖRÜŞMELER YAPILDI

Zirve öncesinde Erdoğan Putin ve Ruhani ile baş başa görüşmeler gerçekleştirdi. Erdoğan'a İran seyahatinde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, MİT Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın da bulunduğu heyet eşlik ediyor.

ERDOĞAN-RUHANİ GÖRÜŞMESİ

Fotoğraf: Cem Öksüz/AA

Erdoğan ve Ruhani, Üçlü Zirvesi öncesinde 45 dakika süren baş başa görüşme gerçekleştirdi. Görüşme basına kapalı yapıldı.

Baş başa görüşmenin basına açık bölümünde konuşan Erdoğan, sözlerine besmeleyle başladı. Erdoğan, "Bugün gerçekten çok önemli ve anlamlı bir gün. Günlerden de cuma. Soçi ve Ankara'dan sonra Tahran'da önemli bir görüşmeyi gerçekleştireceğiz." ifadesini kullandı.

Ruhani de, "Bugün 3 ülke olarak bölgesel sorunları çözmek üzere üçüncü zirve toplantımızı yapıyoruz. Bu görüşme, iki ülke meselelerini konuşmak ve müzakere etmek için de bir fırsattır. Tahran'a tekrar hoş geldiniz. Bu yolculuğunuzun iki ülke ve iki millet için hayırlı ve bereketli olmasını temenni ediyorum." diye konuştu. 

ERDOĞAN-PUTİN GÖRÜŞMESİ

Fotoğraf: Raşit Aydoğan/AA

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin'in de "Üçlü Zirve" öncesi baş başa görüşme gerçekleştirdi. Basına kapalı gerçekleşen görüşme 45 dakika sürdü. (HABER MERKEZİ)

Evrensel'i Takip Et