Birleşmiş Milletler’de İdlib’e harekat gerginliği
Beklenen İdlib operasyonu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Suriye hükümetinin kimyasal kullanacağı iddiaları dile getirildi.
Fotoğraf: AA
Suriye’nin cihatçıların kontrolündeki son vilayeti İdlib’e yönelik askeri operasyonla ilgili gerçekleşen İran, Rusya ve Türkiye Cumhurbaşkanlarının Tahran zirvesi öncesi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde İdlib gerilimi yaşandı.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ise Suriye ordusunun İdlib’e “Kimyasal silahla saldıracağına dair birçok kanıt olduğunu” ileri sürdü. BMGK tartışmaları ve Jeffrey’in açıklaması “ABD, Suriye’ye yeni bir müdahale için zemin mi hazırlıyor?” sorularına neden oldu. ABD ve İngiltere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyindeki İdlib toplantısında da benzer iddiaları gündeme getirdi.
ABD: DURUM ÇOK TEHLİKELİ
ABD’nin başkenti Washington’da basın mensuplarına değerlendirmelerde bulunan ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey, İdlib’deki durumun “kötü olduğu”nu söyledi. Kısa süre önce Türkiye, İsrail ve Ürdün’ü ziyaret eden Jeffrey, “İdlib’de durum çok tehlikeli; (İdlib için) kimyasal silah hazırlandığına dair birçok kanıt var” dedi.
Beşar Esad yönetiminin durumuyla ilgili de konuşan Jeffrey, “Suriye’de Esad’ın yönetici olarak bir geleceği yok” ifadesini kullandı, ancak Esad’den kurtulmanın ABD’nin işi olmadığını söyledi. Jeffrey, “ABD, IŞİD’i tamamen bitirene kadar Suriye’de kalacaktır; bu da biraz zaman alacaktır” yanıtını verdi.
Jeffrey, Rusya ve Esad rejimi kuvvetlerinin girişeceği bir saldırının, bölgedeki tansiyonu “pervasızca artıracağını” savundu. Jeffrey, 1-4 Eylül’de sırasıyla İsrail, Ürdün ve Türkiye’de temaslarda bulunmuştu.
BMGK’DE KİMYASAL SİLAH TARTIŞMASI
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) Suriye’deki kimyasal silah varlığı üzerine düzenlenen oturum da, Rusya ile İngiltere ve ABD temsilcilerinin tartışmasına sahne oldu.
Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, Suriye’de Esad hükümetinin kimyasal silahı olmadığını söyleyerek, “Bu tür uyarıların teröristlere yeni bir kimyasal silah saldırısı düzenleme ve yetkilileri de bundan sorumlu tutma çağrısı olarak görüyoruz. Suriye’ye provokatif aktivitelerde bulunulması için kimyasal silahlar ve ekipmanlar sokuldu. Savaşçılar Batılı istihbarat servisleri tarafından eğitildi” dedi.
ABD VE İNGİLTERE’DEN ORTAK TAVIR
İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Karen Pierce, “Suriye rejiminin kendi halkına karşı kimyasal silah kullandığının tespit edilmiş olduğu”nu söylerken ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley de, “Şunu söylemeliyim ki Konsey üyeleri arasında Esad hükümetini hesap vermekten korumak için umarsızca savaşanlar olduğunu görmek büyük bir utanç” diye konuştu. Haley, “Esad rejiminin İdlib kuşatmasını bitirmek için kimyasal kullanmayı planladığına dair göstergeler var” iddiasını da yineledi.
AB ÜYESİ ÜLKELERDEN İDLİB AÇIKLAMASI
Bu arada Avrupa Birliği (AB) üyesi 8 ülke de, BMGK öncesi İdlib konusunda endişelerini dile getirerek, “acil diplomatik çözüm” çabalarına destek verdiklerini açıkladı. Grup adına konuşan İsveç’in BM Daimi Temsilcisi Olof Skoog, “İdlib’e yapılacak tam ölçekli bir askeri saldırı, bölgede yaşayan bir milyon çocuk dahil 3 milyondan fazla sivilin hayatını tehlikeye atacak. Rejimin acımasız kuşatması ve askeri operasyonları nedeniyle zaten yerlerinden edilen siviller de dahil olmak üzere bu yeni toplu göçlere sebebiyet verebilir.”
KANADA’DAN İDLİB ÇAĞRISI
İdlib ile ilgili bir açıklama da Kanada’dan geldi. Dışişleri Bakanı Chrystia Freeland, İdlib kentindeki gelişmelerin, siviller açısından endişe verici hale geldiğini belirterek, “Suriye rejimini uluslararası insancıl hukuka saygı duymaya, sivil yaşamı korumaya, güvenli ve engelsiz insani yardım imkanı vermeye çağırıyoruz” ifadesini kullandı.
“Kanada, İdlib’deki değişen insani durumu izlemeye devam ediyor ve gerektiğinde cevap vermeye hazır durumda” diyen Freeland, “Esad rejiminin, bir savaş suçu teşkil edecek olan İdlib’de kendi halkına karşı kimyasal silahları tekrar kullanabileceğinden kaygı duyuyoruz” dedi.
RUS BASININDA ‘RUSYA BÜYÜK OPERASYON İSTEMİYOR’ İDDİASI
Tahran’daki Suriye zirvesi öncesinde Rus basınında hem Tahran görüşmelerine hem de olası İdlib operasyona dair yorumlar yer aldı.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre, Nezavisimaya gazetesi, “Rusya ve partnerlerinin Suriye’deki son testi” başlıklı makalede Rusya’nın İdlib’de büyük bir operasyon istemediği ileri sürüldü. Makalede şöyle denildi: “Uluslararası İlişkiler Uzmanı Anton Mardasov’a göre Rusya İdlib’de büyük bir operasyon istemiyor çünkü bu kendi askerlerinin de sahada olmasını gerektirir. Marsadov ‘Eğer hükümete bağlı küçük gruplar İdlib’e girerek yalnızca radikal gruplara karşı değil diğer silahlı muhaliflere karşı da savaşırsa bu muhtemelen hükümet yanlısı güçleri zayıflatır. Sahada durum zor. Sadece Heyet Tahrir Şam’la (HTŞ) savaşarak Halep, Hama ve Lazkiye’yi birbirine bağlayan hatların kontrolünü ele almak ve sonrasında müzakerelere başlamaktan bahsediyorlar’ diyor ve ekliyor: ‘Bu en olası seçenek, hem Rusya hem Türkiye’yi tatmin eder. Ama aynı zamanda hedeflerin tam isabetle bombalanmasını gerektirir.”
‘ABD SALDIRABİLİR’
Nezavisimaya’ya konuşan Askeri Uzman Şamil Gareyev ise ABD ve müttefiklerinin Suriye’ye aynı anda 250 ila 300 roketle saldırı düzenleyebileceği uyarısında bulundu. “Akdeniz Donanması Tahran zirvesini destekliyor” başlıklı haberde Gareyev’in şu görüşlerine yer verildi: “Bu roketler aynı anda 100 hedefi vurabilir. ABD roketleri fırlatmak için her an emir verebilir. Bunu ‘İdlib’in kan gölüne dönmesini engelleme’ bahanesiyle ‘önleyici saldırı’ olarak yaparlarsa, saldırı öncesinde Rusya’ya bilgi vermeyebilirler.’ Bu yüzden sadece Esad’ın güçleri ve Şii birlikler değil, Rus askerleri de ateş altına girme tehlikesiyle karşı karşıya. Buna karşı emin olabileceğimiz tek şey var: Rusya’nın füze savunma sistemleri Suriye’de tamamen aktif.”
VEDOMOSTİ: OPERASYON KESİN
Vedomosti gazetesindeyse zirveyle ilgili “İdlib’in kaderi İran’da belirlenecek” başlıklı bir makale yer aldı. Gazeteye konuşan Akademisyen Aleksandr Şumilin “İdlib’e kesinlikle operasyon gerçekleşecek” dedi. Şumilin, “Fakat Türkiye ve Batı’nın buna vereceği tepki belirsiz. Bu yüzden zirvenin ana gündemi operasyonun tüm ayrıntılarını konuşmak, ilişkileri geliştirmek, Rusya’nın bir yandan İran’la diğer yandan da Türkiye’yle yaşadığı fikir ayrılıklarını aşmak. İdlib’e yönelik askeri operasyonun insani boyutu da dikkate alınacak ve bu yüzden operasyon Türkiye ile anlaştıktan sonra başlayacak” dedi.
TAHRAN ZİRVESİ ÖNCESİ İDLİB’E HAVA SALDIRILARI SÜRDÜ
Rusya uçakları dün sabah da İdlib’e yönelik hava saldırılarını sürdürdüler.
Cihatçı gruplara yakın, Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Tahran zirvesi öncesinde erken saatlerde İdlib’in güneyindeki kırsal alanın birkaç kez havadan vurulduğunu duyurdu. AFP, Rus tipi Sukhoi-34 savaş uçağının Kafr Ain köyünü hedef aldığını bildirdi.
İdlib’de, Ahrar’uş Şam ve Nur El Din El Zenki’nin olduğu Cabat Tahrir Örgütü, el Kaide bağlantılı olan ve eski adı el Nusra olan Hayat Tahrir el Şam (HTŞ) ve Cabat El Vatan lil Tahrir ile Türkiye destekli ÖSO gibi çok sayıda fraksiyon ve farklı gruplar bulunuyor.
HTŞ ise İdlib’deki en büyük güç durumunda ve şehrin yüzde 60’ını kontrol ediyor.
ABD’DEN SURİYE’YE PETROL YAPTIRIMI
ABD Hazine Bakanlığı, ‘petrol tedarik ağı’ olarak tanımladığı Lübnan ve Suriyeli 4 kişiye ve 5 kuruluşa Suriye hükümetine petrol sevkiyatı ve finansal işlemleri kolaylaştırdığı iddiasıyla yeni yaptırım uyguladığını duyurdu. “Bugün, ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlık Kontrol Ofisi (OFAC) dört kişi ve beş kuruluşu belirledi” diyen açıklamada “bunlar, finansal işlemleri ve Suriye rejimine yakıt ve silah sevkiyatı kolaylaştırdığı sonucunda özel olarak belirlenmiş ulusal ve engellenen kişiler listesine (SDN listesi) eklendi” ifadeleri kullanıldı. Bakanlık, “petrol tedarik ağı” olarak tanımlanan söz konusu kişi ve kuruluşlar arasında Suriye hükümeti ile IŞİD arasında yakıt ticaretini kolaylaştırdığını öne sürdüğü Muhamed el Katırıcı ve şirketini de hedef aldığını da belirtti. (DIŞ HABERLER)