07 Eylül 2018 05:49

Colin Kaepernick’in Nike reklamı: Devrim markalaşacak mı?

Colin Kaepernick'in Nike'nin reklam yüzü olması yanıtlarından korkmamamız gereken sorular sormamızı gerektiriyor.

Ekran görüntüsü, Colin Kaepernick'in resmi Twitter hesabından alınmıştır

Paylaş

Dave ZIRIN

Polis şiddetini protesto etmek için milli marş sırasında diz çökmesi sonrası NFL tarafından aforoz edilen Colin Kaepernick’in Nike’nin “Just Do It” kampanyasının 30. yıl yüzü olduğu açıklandığında spor ve pazarlama dünyasında büyük bir şaşkınlık yaşandı. Reklam, Kaepernick’in siyah beyaz yakın çekimle ekrana getirilen yüzüyle “Her şeyi feda etmen gerekse de bir şeye inan” sloganından oluşuyordu.

Bu, kısa süre içerisinde sosyal medyada kargaşa ve karmaşaya yol açtı. Liberal ve solcu sosyal medya kullanıcıları, kendilerini küresel ayakkabı devinin cesur kararını övüp bu hareketi desteklemek için Nike ürünleri satın alma sözü verirken buldu. Sol kanatta yer alan bazılarıysa Nike’yi övmeseler de bunu Kaepernick için bir zafer olarak değerlendirdi: İlkelerine sadık kaldı ve şimdi  protesto kararının meşruiyetini güçlendiren bir sponsorluk anlaşmasına sahipti.

Sağ kanatta ise ayakkabı şirketine karşı eylem çağrıları vardı. #BoycottNike Twitter’da trend oldu. Ayakkabılarını yakan ya da kıyafetlerindeki logo kısmını yırtanların videoları viral oldu.

Tüm bu yaşananlar epey kafa karıştırıcı. Nike, on yıllardır kötü çalışma koşulları nedeniyle öğrenci protestolarının hedefinde oldu. Bu yılın başında şirket, kronik tacizle cinsiyetçi çalışma ortamını güçlendirmekle suçlandı. New York Times haberinin ilk cümlesinde “Çok sayıda kadın için Nike’nin içi zehirli hale gelmiş durumda” deniyordu. Aynı Nike’nin patronu Phil Knight, 2017’de Oregon Valiliğine aday olan Knute Buehler’e 500 bin dolar bağışlamıştı.

Nike, pazarlamaya gelince 30 yıldır -Spike Lee’nin meşhur Air Jordan reklamlarından John McEnroe’nun reklamlarına, LeBron James ve Serena Williams’a- ürünlerini satmak için “İsyan” imajını kullanmayı tercih ederken isyanın içeriğini tamamen boşaltıyor. Nike’nin Kuzey Amerika operasyonlarının Başkan Yardımcısı Gino Fisanotti, ESPN’e şöyle diyor: “Biz, dünyayı ileri doğru taşımak için sporu kullanan Colin’in neslinin en ilham verici atletlerinden biri olduğuna inanıyoruz.” Kendini, Kaepernick’in yıllardır süren erdemli mücadelesinin elçisi olarak konumlandıran Nike yöneticilerinin düşüncesi, onun “dünyayı ileri taşıdığı” yönünde. Burada polis şiddetinden ya da ırkçılıktan bahsedilmiyor. Bunlardan bahsedilmesini beklemek de aptallık olur. Bu, Nike. Onlardan sosyal adaletin sesi olmalarını beklemek bir köpekten miyavlamasını beklemek gibi bir şey.

Tüm bunlarla birlikte Nike’yi muhalefeti metalaştırdığı için eleştirmekten çok daha karmaşık bir meseleyle karşı karşıyayız. Kaepernick, son 2 yılı nefret mesajları ve ölüm tehditleriyle geçirdi, sosyal medya ve Beyaz Saray tarafından düşmanlaştırıldı. Geçtiğimiz yıl kendi cebinden 1 milyon doların üzerinde harcadı. Kariyerinin zirvesinde olduğu dönemde para kazanamadı. Onun, gerçekten para kazanabilecek olması ve aktivizmini bununla destekleyebilecek olması çok iyi bir şey.

Siyaset cangılında geçen 2 yılın ardından, reklamını, siyasi fedakarlığı güçlendirecek mesajlarla destekleyenlerden büyük teveccüh görüyor olması tatmin edici bir şey. Nike, NFL’in resmi sponsoru bu da ona karşı yapılanlara iştirak eden her takım sahibine ciddi bir mesaj anlamına geliyor. Bir NFL maçının ilk reklam arasında bu reklamın ekranlara geldiğini düşünün. Jerry Jones’ın nevri dönebilir ki bu, Colin Kaepernick için çok iyi bir şey.

Ancak isyanları, dünyanın her yerinde korkunç çalışma koşullarına sahip işyerleri olan multimilyar dolarlık şirketler yürütmez. Onlar, bunlara karşı mücadele edip isyanları bastırmaya çalışır. Bu içi yılanlarla dolu çukurda yönünü kaybetmeden gidebilecek bir kişi varsa o da Colin Kaepernick’tir. Ancak bu da kolay değil. Devrim, markalaşmayacak. Bu konuda dürüst olmalıyız. Polis şiddeti ve ırksal eşitsizliğe karşı mücadele Nike logolu bir mezarlıkta sona ermemeli. Bu sponsorluğun doğurduğu riski budur ancak bu riske girme hakkına sahip olan bir kişi varsa o da Colin Kaepernick’tir.

The Nation’dan çeviren Mithat Fabian Sözmen

ÖNCEKİ HABER

Ekvador'da 6,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi

SONRAKİ HABER

British Airways 'hack'lendi, 380 bin yolcunun bilgileri ele geçirildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa