Suriyeli işçiler: Savaşın olduğu yerde bayram nasıl olur, bir düşünün

Geçtiğimiz Kurban Bayramı’nda binlerce Suriyeli mülteci, özlem gidermek için memleketlerine gitti. Kimi aylardır, yıllardır göremediği yakınlarına, kimi de mezar taşlarına kucak açtı. Savaşın ortasında darmaduman olan şehirler, köyler de ziyaret edilenler arasındaydı tabii. Ama egemen medyada Suriyelilerin bayram ziyareti sorun edildi. “Suriyeliler Defolsun” kampanyalarıyla öfke 4 milyon insana yöneltildi. Peki, herkesin Suriyelileri tartıştığı böylesi bir zamanda acaba Suriyeli mülteciler ne diyor, ne düşünüyorlar? Çağlayan’da Suriyeli işçilerle konuştuk.

Ali, 6 yıldır İstanbul Çağlayan’da tekstil atölyelerinde çalışıyor. Ali, ilk işe girdiğinde 20 TL yevmiye ile başlamış. Bu yüzden merdiven altı atölyelerde gecelerce mesaiye kalmış.  Bu süreçte Türkçesini geliştirmiş. Ali’nin anne, baba ve kardeşleri Suriye’de yaşıyorlar. Dolayısıyla Ali için bayram 6 yıldır sadece bir hüzünden ibaret. “Askere alacaklar diye gidemiyorum” diyor Ali ve yaşadığı duyguları şu cümlelerle anlatıyor: “Ben çocukluğumu savaşta geçirdim. Şimdi 21 yaşımdayım. Kaç bayram geçti, Suriye kan ağladı. Kimse bir şey yapmadı. Esad’ı savunsak IŞİD vuruyor, IŞİD’i savunsak Esad vuruyor. Bunun dışında ÖSO’su, YPG’si ve daha birkaç örgüt var. Kimle nasıl savaşacaktık?​”

SINIRDAN GEÇİŞ PARAYLA!

Her bayramda yeni ölüm haberleri aldıklarını söyleyen Ali, “Herkesin birbirine düşman olduğu kaç bayram geçirdik” diye soruyor. Ve devam ediyor: “Bizler ailemizden ayrıldık, onlar da bizden. Binlercesini de savaşta kaybettik. Bu bayramda kimi ailelerini ziyarete gitti, kimi askere gitti, kimi de düğün yapmaya.”

Bayram için giden Suriyelilerin sınırdan geçiş için 200-300 TL vermek durumunda kaldıklarına da dikkat çeken Ali, yaşananları şöyle dile getiriyor: “En fazla 15 günlüğüne kalıp gelebiliyorlar insanlar. Eğer bir gün bile gecikilirse bir daha geçiş sağlanamıyor. Gelmek istemeyen kendi kimliğini 3 bin dolara başkasına satıyor. Evlenirken de başkasının kimliğini alıyorlar. Suriye’den tek bir kişiyi Türkiye’ye getirmek istersen 2 bin 500 TL para veriliyor. Tüm bunlar olurken Esad askerlerine rüşvet verilmeden de geçilmiyor.”  

‘SAVAŞ OLAN YERDE BAYRAM MÜMKÜN DEĞİL’

Mustafa da 7 yıldır İstanbul’da, tüm ailesini bırakıp gelmek zorunda kalmış. Ailesi onun savaşta  ölmesini istememiş. Halep’ten kaçmayı bodrum katlarında saklanarak başarmışlar. “Korkudan yerin altında yaşayarak bayram geçirdik biz” diyor Mustafa ve Suriyeliler için “Konforlu yaşıyorlar” sözüne de şu cümlelerle yanıt veriyor: “Savaşın orta yerinde yakınlarımızı kaybettik. Savaşın olduğu bölgede bayram olması mümkün değil. Savaşın olduğu yerde bayram nasıl olur siz düşünün. Şimdi bir yeni savaş daha olacak idlib’de. Eskiden bayramlarda gezerdik burada Suriyeliyiz diye gezemiyoruz. Kimliğimiz de yok. Bize hep ‘Biz güzel yaşayamıyoruz, siz güzel yaşıyorsunuz’ diyorlar. Biz hiç de güzel yaşamıyoruz. Hem ailemize para yolluyor, hem de kendimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz. Sabahtan akşama kadar onlar kadar bizler de çalışıyoruz.”

‘GELECEĞİMİZ ORTAK’

Türkiye’de hayatın pahalı olduğunu söyleyen Mustafa, “Her ay zam da geliyor. Eskiden aldığım meyve sebze şimdi 3 katı oldu. Suriye’de de iş yok, her yer yıkık, Dönsek hain deyip hapse atacaklar.  Burada beraber çalışmaktan başka çaremiz yok. Biz işçilerin ise birlikte olması lazım, çünkü geleceğimiz ortak” diyor. (İSTANBUL)