'Şiddet vakalarının yüzde 30’u sağlık emekçilerine yönelik'
Sağlıkta şiddeti değerlendiren TTB Urfa Şube Başkanı Ömer Melik ve SES Yöneticisi Müslüm Saraçoğlu ‘Ortada büyük sorun ve ihmal var, önlenmeli’ diyor.
Fotoğraf: Evrensel
İnanç YILDIZ
Diyarbakır
Yurt genelinde sağlıkta şiddet vakaları artarak devam ederken, son 1 hafta içinde Urfa’da üç sağlık emekçisi hasta yakınları tarafından saldırıya uğradı. TTB’nin verilerine göre, şiddet vakalarının yüzde 30’u sağlık emekçilerine yönelik. Yine her gün 30 vaka yaşanıyor. Yaşanan tabloyu değerlendiren TTB Urfa Şube Başkanı Ömer Melik, ortada büyük bir sorun ve ihmal olduğunu belirterek, caydırıcı ve önleyici tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi. SES Urfa Şube Yöneticisi Müslüm Saraçoğlu ise, iktidarın hastaya müşteri gözüyle bakmasının şiddeti de doğurduğunu ifade etti.
Önlenmeyen sağlıkta şiddet vakaları her geçen gün artıyor. Son dönemde Urfa’dan peş peşe sağlık emekçilerine yönelik şiddet vakaları geldi. 2 Eylül günü Akçakale Devlet Hastanesinde görevli erkek hemşire barkot alması için uyardığı hasta yakınları tarafından darbedildi. 4 Eylül günü ihbar üzerine hipertansiyon vakası için adrese giden 112 acil sağlık ekipleri, hasta yakınları tarafından geç geldikleri öne sürülerek bıçaklı saldırıya uğradı. Bu iki olay son 1 hafta içinde ajanslara düşen haberlerken, yurdun dört bir tarafında görevlerini yapmaya birçok sağlık emekçisi şiddete uğramaya devam ediyor. Yaşanan durumu Türk Tabipleri birliği (TTB) Urfa Şube Başkanı Ömer Melik ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Urfa Şube Yöneticisi Müslüm Saraçoğlu Evrensel’e değerlendirdi.
ŞİDDETTE ÇARPICI VERİLER
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Urfa Şubesi yurt genelinde yaşanan şiddete dair şu verileri sundu: “Mayıs 2012 ile nisan 2018 tarihleri arasında kayıtlara geçen şiddet vakası sayısı 68 bin 375. Kayda geçen vakaların yüzde 30’unda sağlık çalışanları fiziki şiddete maruz kaldı. 2018 yılının ilk dört ayındaysa 2 bin 934 şiddet vakası meydana geldi. Türkiye genelinde her gün sağlık personellerine karşı yaklaşık 30 vaka yaşanıyor.”
SAĞLIK POLİTİKALARI KARŞI KARŞIYA GETİRİYOR
Evrensel’e konuşan Urfa TTB Başkanı Ömer Melik yaşanan tabloya dair şu değerlendirmeyi yaptı: “Mevcut sağlık politikalarının getirdiği aşırı hasta yoğunluğu, hekimin çalışma şartlarını iyice zorlaştırmış, hastayı hekimle karşı karşıya getirmiş, bir de buna basında yer alan sözde ‘sağlık skandalı’ haberleri eklenince hasta ve hasta yakınları doktoru kendilerine şifa vermeye çalışan birisi olarak değil, kendisine her an zarar verme tehlikesi olan bir kişi olarak görmeye başlamıştır. Kısacası, ortada büyük bir sorun ve akıl almaz bir ihmal vardır.”
KIŞKIRTILMIŞ SAĞLIK TALEBİ EN BÜYÜK ETKEN
Kışkırtılmış acil sağlık talebi ile yurttaşların sağlık hizmet beklentisinin yapay biçimde yükseltilmesinin gelinen tabloda katkısının büyük olduğunu belirten Melik, “Sağlıkta şiddette en başat neden uygulanan sağlık politikaları sonucu oluşan sağlık sisteminin plansızlığı, programsızlığı ve kâr odaklı bir sistem olması. Hastanelerde aşırı bir yoğunluk ve kaos var. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistemden normallik çıkmaz. Sağlıkta şiddetin nedenleri arasında toplumsal etkenlerin arasında hasta yakınları ve hastalar, bu sorunların sorumlusunu hekimler ve sağlık çalışanlarını görüyor ve en rahat ulaşabildiği kesim olması nedeniyle faturayı onlara kesiyor. Bu şiddetin diğer bir sebebi ise, piyasacı sağlık sistemi. Bu sistem hastayı müşteri olarak görüyor, hasta üzerinden kâr elde etmek istiyor. O nedenle de aslında birçok gerginliği ve şiddeti de beraberinde getiriyor. Üçüncü olarak Türkiye’de her alanda yaşanan şiddet buraya da yansıyor. Sokağa çıktığınızda kadına, çocuğa nasıl şiddet varsa hekime de aynı şekilde uygulanıyor. Hekime şiddetin azalması için diğer alanlarda da bir iyileşme olması gerekiyor” dedi.
CAYDIRICI VE ÖNLEYİCİ TEDBİRLER GEREKLİ
Bunlar giderilmedikçe sağlık kuruluşlarını tam olarak güvenli ve huzurlu yerler haline getirmenin olanaklı olmadığına dikkat çeken Melik, sağlıkta şiddet yasasının bir an önce çıkarılmasının gerektiğini belirterek, “Kamu çalışanına ve hekime şiddet, hastaya hizmet verilmesini engelliyor. Bunun yasalarla kontrol altına alınması gerekiyor. Bu bireysel bir suç değil, kamu hizmetini engellemektir. Cezası da ona göre olmalı ve indirim yapılmamalıdır. Bununla birlikte hastanelerin güvenliğinin de artırılmasını istiyoruz. Sağlık kuruluşlarında meslektaşlarımızın güvenliğinin sağlanması için caydırıcı ve önleyici gerçekçi önlemlerin ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz” dedi.
HASTAYA MÜŞTERİ SIFATIYLA BAKILMASI ŞİDDETİ DE DOĞURUYOR
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası(SES) Urfa Şube Yöneticisi Müslüm Saraçoğlu, sağlıkta yaşanan şiddetin toplumla iç içe olunan servislerde olduğunu söyledi. Sağlıkta şiddetin nedenlerinin iktidarın sağlık politikalarına bakışında gizli olduğunu belirten Saraçoğlu, özelikle 2010 yılından sonra iktidarın düşüncesinin halkı, sağlığı düşünmeyen ve kendi çevresine çıkar sağlayan bir politikaya döndüğünü dile getirdi. Son olarak şehir hastanelerinin bu politikaya hizmet ettiğini ifade eden Saraçoğlu, hastanelerin otel mantığıyla yapıldığını, gelen hastaya da müşteri sıfatının empoze edildiği için istediği olmayınca şiddete başvurduğunu söyledi. Şiddet olaylarını çözmek için teoride kalmayacak bir kanunun çıkartılması gerektiğini belirten Saraçoğlu, bu durumu da şiddet uygulayanların ceza almamasına bağlıyor. Toplum bilincinin yerleştirilmediği sürece cezaların artırılmasının çözüm olmayacağını ifade eden Saraçoğlu, “Siz duvar örmekle saldırıyı önleyemezsiniz. Saldırı olmadan önce önlemek zorundasınız. Saldırının odağına yoğunlaşmanız lazım. Siz o hastaya müşteri gözüyle baktığınız zaman ki iktidar bu gözle bakıyor. Şehir hastaneleri yapıyor, özel şirketlere devrediyor. Şirket de sen hasta değilsin, müşterisin. Doktor, hemşire seçme hakkın var. Gerekirse onlara şiddet uygulama hakkın var. Bunu söylemiyor ama pratikte bunu gösteriyor” dedi.