Erdoğan, Kılıçdaroğlu'ya 250 bin liralık tazminat davası açtı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ya 250 bin liralık tazminat davası açtı.
Fotoğraf: DHA
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ya bir tazminat davası daha açtı.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'dan, il başkanları toplantısındaki konuşmasında kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle 250 bin lira tazminat istiyor.
Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın, Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde, Kılıçdaroğlu'nun partisinin İl Başkanları Toplantısı'ndaki konuşmasında, Erdoğan'ın kişilik haklarını ihlal eden ifadeler kullandığı iddia edildi.
Dava dilekçesinde Kılıçdaroğlunun Erdoğan'ın "sivil darbe yaptığına" ilişkin iddiası, Erdoğan için kullandığı "döviz baronlarının adamı" ve "tek adam" ifadelerinin hakaret olduğu söylendi.
Ayrıca ‘Erdoğan'ın yakınları tarafından Man Adası'nda bulunan bir off - shore şirkete para aktarıldığı’ iddialarının da gerçek dışı olduğu ifade edildi.
Dilekçede, Kılıçdaroğlu'ndan, 9 Eylül 2018'de partisinin İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 250 bin lira manevi tazminat talep edildi.
Erdoğan'ın avukatı Aydın tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verilen suç duyurusu dilekçesinde de Kılıçdaroğlu'nun söz konusu açıklamalarıyla TCK'nın 299. maddesindeki "Cumhurbaşkanına hakaret" suçunu işlediği ifade edilerek, Kılıçdaroğlu hakkında bu suçtan da kamu davası açılması istendi.
KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?
Kılıçdaroğlu, pazar günü Ankara'daki parti genel merkezinde düzenlenen il başkanları toplantısında Erdoğan'ın 15 Temmuz Darbe Girişimi'ni "Allah'ın lütfu" olarak niteleyerek 20 Temmuz'da "Sivil darbe" yaptığını söylemişti.
Kılıçdaroğlu'nun sözleri şöyleydi:
"15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra 20 Temmuz'da bir sivil darbe yapıldı. Pek çok insanın hakkı ellerinden alındı. OHAL ilan edildi. Terörle yakından, uzaktan hiçbir ilgisi olmayan, sadece iktidara muhalif olduğu için yurt dışına çıkışı aile yasaklananlar, üniversitelerden atılanlar, öğrenciler, avukatlar, sivil toplum örgütlerinin yöneticileri, gazeteciler kıta kıta hapishanelere dolduruldu. Ve bunu 15 Temmuz hain darbe girişimini, 20 Temmuz'un ana aktörü olan kişi 'Allah'ın bir lütfu' olarak değerlendirdi. Bunu herkese anlatın. Anlatmak bizim görevimiz. Bir darbe girişimini 'Allah'ın bir lütfu olarak bir kişi dillendiriyorsa, ondan çok şey beklediğini ve haberdar olduğunu dolaylı olarak geniş kitlelere aktarıyor. Demokrasiyi getirmek için mücadele edeceğiz. Görev hepimize düşüyor. Öncelikle bu görev CHP'lilere, Kuvayımilliyecilere, ülkesinin geleceğini düşünen bizlere düşüyor. Bedeli ne olursa olsun bu mücadeleyi vermek zorundayız. Bizim bu ülkeye ve geçmişte babalarımıza, atalarımıza karşı sorumluluğumuz var. Onlar bize böyle bir Türkiye, baskı altında ezilen bir halkı bırakmadılar. Bunun mücadelesini vereceğiz." (AA)