Çukurova’da kadınların gündemi
Üniversiteli kadınlar bölümlerine dair gelecek kaygısı yaşıyor mu?Ülkemizde yaşanan olayları nasıl değerlendiriyorlar?Biz sorduk, kadınlar cevapladı.
Görsel: Public Domain Pictures
Seren ELATAŞ
Berfin KILIÇ
Çukurova Üniversitesi
Üniversitelerde eğitim-öğretim döneminin başlamasına az bir süre kaldı. Yeni başlayacak üniversite dönemi öncesinde genç kadınları nasıl sorunlar bekliyor? Üniversiteli kadınlar bölümlerine dair gelecek kaygısı yaşıyor mu? Kadınlar ülkemizde yaşanan olayları nasıl değerlendiriyor? Biz sorduk, kadınlar cevapladı.
Uluslararası İlişkiler öğrencisi Gizem ilk karşılaşacakları sorunun barınma sorunu olduğunu ifade etti. Evde kalmanın da yurtta kalmanın da güvenlik açısından sorunlar barındırdığını dile getiren Gizem, “Bunun yanı sıra ulaşımda da birçok problem yaşıyoruz. Özellikle dolmuş beklerken laf atan insanlar, giyimi ve dış görünüşü yüzünden yargılanma, kalabalık dolmuşlarda insanların rahatsız edici bakışları ve tacizden korunmaya çalışmak…” diye konuştu.
Bütün bunların düzenli bir yola girmesi için şüphesiz ki sıkı bir disiplin ve güvenlik önlemleri alınması gerektiğini dile getiren Gizem, “Bitti mi? Tabii ki de hayır. Üniversiteye gittiniz yerleştiniz, mutlusunuz. Bu defa da sizi bekleyen en büyük problem gelecek kaygısı, “İş bulabilecek miyim?” korkusu. Referansın herkesin şikayetçi olduğu bir konu haline geldiği bu ülkede acaba biz de mi işsiz gezeceğiz korkusu yaşamak anormal değil. Kamuda kendine yer bulamayan, referansının olmadığını düşünen nitelikli adaylar maalesef özel sektörün yolunu tutma ve düşük ücretle çalıştırılmaya mecbur kalmaktadırlar” dedi.
KADIN YURTLARINDA BASKI FAZLA
Barınma sorununun hem erkekler hem de kadınlar için bir problem olduğunu söyleyen Gizem, “Yurtlardaki giriş çıkış konusundaki saat uygulamalarını kısıtlayıcı buluyorum, özgür hissettirmiyor. Ayrıca çoğu erkek yurdunda giriş çıkış saatleri son derece esnek uygulanmakta. Özel yurtlarda ise kadınlar için şöyle bir uygulama mevcut: Bir arkadaşının evine gittiği zaman ve geç gelecekleri zamanlarda aileleri aranıyor. Bu kesinlikle yasal bir uygulama değil ama bir kural olarak dayatılıyor ve toplum yapısı gereği kabullenilmiş durumda. Kadın ve erkek arasında bu şekilde ayrımların olması üniversiteye giden ve artık yetişkin birer birey olan biz kadınlar için büyük bir problem” dedi.
Zeynep Endüstri Mühendisliği öğrencisi.Eskiye göre daha fazla genç kadının üniversite okumasına karşın hala mühendislik bölümlerinde kadınlara karşı ön yargıların devam ettiğinden yakınan Zeynep, cinsiyetine göre bölüm seçilmesinin kendisine saçma geldiğini belirterek “Kimin hangi bölüme ilgi ve becerisi varsa onu seçmelidir” dedi.
“TACİZİN ÜSTÜ ÖRTÜLÜYOR”
Öğretim üyeleri tarafından yaşanan taciz olaylarının bir başka ciddi sorun olduğunu ifade eden Zeynep, “Her taciz olayında olduğu gibi yine ve yine kızlar suçlanır. “Hocanın aklına girmiştir, edebiyle dursaydı” olur ve hoca her türlü aklanmaya çalışılır. Çukurova Üniversitesi’nde birkaç yıldır gündemde olan sorunlardan birinden bahsetmek isterim; okul öncesi öğretmenliği okuyan erkek öğrencilerden birisi sürekli sosyal medya üzerinden kızlara tacizde bulunmaktadır. Okula daha önceleri birçok kez bu durum belirtilse de çocuk tacize devam etmektedir. Bu konuda üniversiteler duyarlı olsa herkes huzurlu olabilir. Hocaların, görevlilerin, öğrencilerin taciz etmeyeceği huzurlu bir ortam istiyoruz” dedi.
Her ne kadar mesleğinin önü açık olsa da işsizlik sorunu ile karşılaştıklarını dile getiren Zeynep, “Kendimi bu konuda geliştiriyor, kendime ve ülkeme faydalı bir görüntü oluşturmaya çalışıyorum ancak ülkemizde maalesef kendimizi ne kadar geliştirsek de dışarıya bağımlı bir ülke olduğumuz için başka yerlere gitmek zorunda kalıyoruz.” dedi.
TIP ÖĞRENCİLERİ DE KAYGILI
Tıp fakültesinde okuyan İlayda, bu yıl da kendileriniyurt sıkıntısı, yurt çıkmazsa ev sıkıntısı ve ulaşım sıkıntısının beklediğini söyledi. Kadınların en büyük sorununun taciz olduğunu dile getiren İlayda, “Bir sürü arkadaşımızdan taciz olaylarını duyuyorum. Kadınlar tacizlere tepki göstermeli.” dedi. Tıp öğrencilerinin de artık işsiz kalma kaygısı taşıdığını dile getiren İlayda, “Gelecekte o kadar çok doktor olacak ki hem nitelik azalacak hem işsiz kalma ihtimali olacak.” dedi. Sınıf Öğretmenliği okuyan Canan da öğretmen atamalarının az olmasından şikâyet ederek en büyük sorunlarının atanamama kaygısı ile okumak olduğunu söyledi.
“HİÇBİR ŞEYİN GARANTİSİ YOK”
Ülkemizde geçim sıkıntısının önemli bir boyutta olduğuna dikkat çeken Hukuk bölümü öğrencisi Hande, “Bu aileleri ve haliyle biz öğrencileri de etkilemekte. Buna dayalı olarak ileride okul bittiğinde meslek aşaması nasıl olacak neler getirecek bilemiyoruz. Çünkü hiçbir şeyin garantisi yok ülkemizde. Bir anda değişen yasalar mesleğimizi yapıp yapamayacağımızı bile belirleyebiliyor. Bunlar sebebiyle hem maddi kaygılarım hem de mesleğin kendi geleceğine dair kaygılarım var” dedi.
“GEREKLİ İSTİHDAM YARATILMALI”
Biyomedikal Mühendisliği öğrencisi Şehriban, kendi isteğiyle tercih ettiği bölümüne karşı eski heyecanı duymadığını söyledi. “Çünkü ataması çok az ve mezun olduktan sonra boşta kalma korkusu var. Diplomalı işsiz olmak istemiyorum ve devletin bu konuda gerekli istihdamı yaratmasını istiyorum” dedi. Bir kadın olarak özellikle Türkiye’de yaşanan çocuk istismarları ve kadına şiddete karşı olduğunu söyleyen ve bunların bir an önce önüne geçilmesini isteyen Şehriban, “Aksine çıkarılan yasalarla bunların yaşanmasına zemin hazırlanıyor. Maalesef ki tecavüzler “kendi rızası vardı” ya da “kısa giydi beni tahrik etti” gibi gerekçelerle iyi hal indirimi alıyorlar” dedi.
“ÜNİVERSİTELERDE KADINLARIN SESİ YÜKSELMELİ”
Toplumda yaşananlara kadınların sesini daha fazla duyurabilmesi için üniversitelerin önemli olduğunu dile getiren İşletme Bölümü öğrencisi Medine, “Böylece toplumda kadının sesini daha çok duyurabildiği, daha fazla söz hakkına sahip olduğu, duygu ve düşüncelerini daha rahat dile getirebildiği, kendini özgürce savunabildiği bir toplum yetişeceğine inanıyorum. Üniversiteler bu şekilde şekillenmeli” dedi.