14 Eylül 2018 14:20

Sur’daki ‘acele kamulaştırma’ AİHM’ye taşındı

'Acele kamulaştırma' kararı verilen Sur ve Yenişehir ilçelerindeki 15 mahalle için başvurular sonuçsuz kalınca AİHM'e gidildi.

Fotoğraf: Metehan Ud/EVRENSEL

Paylaş

Bakanlar Kurulunun Diyarbakır Sur ilçesinde 2016 yılında aldığı “acele kamulaştırma” kararı nedeniyle evi kamulaştırılan Halit Ölmez, kararın iptal edilmesi için yaptığı bütün başvuruların sonuçsuz kalması üzerine AİHM’ye gitti.

Bakanlar Kurulunun 2012 yılında “riskli alan” ilan edip, 21 Mart 2016’da Resmi Gazete’de yayımladığı kararla Diyarbakır’ın Sur ve Yenişehir ilçelerine bağlı 15 mahalledeki 6 bin 300 parsel için “acele kamulaştırma” kararı vermişti. “Acele kamulaştırılan” Sur’daki evi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescillenen ve restorasyon projesi onaylanan Halit Ölmez isimli yurttaş, Bakanlar Kurulunca alınan “acele kamulaştırma” kararı şartlarının oluşmadığı ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması ve işlemin iptali için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine Danıştaya dava açmıştı. Danıştay, Bakanlar Kurulunun kararında “Hukuka aykırılık bulunmadığını” ileri sürerek davayı reddetti. Bunun üzerine Halit Ölmez, kasım 2017’de Anayasa Mahkemesine (AYM) yaptığı bireysel başvuruda, yasaya aykırı bir şekilde alınan kamulaştırma kararı nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini belirti. Başvuruyu reddeden AYM, kamulaştırma kararının “Yasal mevzuata uygun ve meşru bir amaca yönelik olduğu, mülkiyet hakkına yönelik bir ihlalin olmadığı”nı savunmuştu. 

İç hukuk yollarının tükenmesi üzerine Halit Ölmez, davayı Avukatı Rona Sidar Ölmez aracılığıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) taşıdı.

MÜLKİYET HAKKININ KISITLANMASI AİHS’YE AYKIRI

Bakanlar Kurulunun Sur için aldığı acele kamulaştırma kararının hukuka, yasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS)  Ek Protokol’ün 1’inci maddesine aykırı olduğuna işaret edilen başvuruda, “Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde ortada hiçbir makul ve haklı bir sebep yokken, mülkiyet hakkının kısıtlanmasını gerektirecek üstün kamu yararından bahsedilemezken, 6306 sayılı Kanun kapsamında acele kamulaştırma yolunun istisnai bir durum olduğu ve yasada açıkça belirtilen haller dışında uygulanamayacağı hüküm altına alınmışken bizzat devlet eliyle özel mülkiyet hakkının kısıtlanması Anayasa’ya aykırı olduğu gibi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de aykırıdır. Bu durumda açıkça dayanaktan yoksun işlemin iptaline karar verilmesi ve müvekkilimin uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini gerekmektedir” diye konuştu.

‘AİHM’NİN KARARI ÖRNEK OLACAK’

Konuya ilişkin Mezopotamya Ajansına konuşan Av. Rona Sidar Ölmez, müvekkilinin Sur’da bulunan evinin kamulaştırılmasına karşı yaptığı bütün itirazların reddedilmesi nedeniyle iç hukuk yolları tükendiği için AİHM’ye başvurduklarını ifade etti. Ölmez, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin siyasi konjonktüre göre değil, hukukun üstünlüğüne göre bir karar vereceğini ve müvekkilim nezdinde, aynı konuda ileride yapılması muhtemel olan diğer başvurular açısından da örnek karar teşkil edecek nitelikte bir karar vereceğini umut ediyorum. Aksi halde, dünyada benzeri görülmemiş şekilde, bir ilçenin tamamına yakınının acele kamulaştırılması yasal bir zırha kavuşmuş olacaktır” dedi. (DİYARBAKIR)

ÖNCEKİ HABER

Veli-Der: Eğitimde kıyamet koparıyoruz

SONRAKİ HABER

Deniz canlıları neden plastiği gıda sanıp yiyor?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa