Devlet 3. havalimanı inşaatına ne zaman gider?
"Ancak söz konusu olan işçi haklarıysa devlet, 3. havalimanı inşaatına gitmez, gitse de hak ihlallerini görmez, görse de sesini çıkarmaz."
Onur BAKIR
Sendika Uzmanı
Devlet işverenleri denetlemekle yükümlüdür. Öte yandan 3. havalimanı inşaatında devlet asıl işveren sıfatını taşımaktadır. Dolayısıyla devlet, hem genel sorumluluğu gereği hem de asıl işveren olarak havalimanındaki işverenleri (müteahhitleri) denetlemekle yükümlüdür. Müteahhitler işçi haklarıyla ilgili yasal kurallara uymadığı takdirde, devlet, ilgili cezaları kesmek, yasal kurallara uyulmasını sağlamakla sorumludur.
Ancak söz konusu olan işçi haklarıysa devlet, 3. havalimanı inşaatına gitmez, gitse de hak ihlallerini görmez, görse de sesini çıkarmaz.
Peki, devlet 3. havalimanı inşaatına ne zaman gider? İnşaatta çalışan işçiler, kölelik koşullarına isyan edip, en temel yasal haklarını aradığında gider. İşçilere haklarını teslim etmek için değil, haklarını arayan işçileri bastırmak için gider. Devlet, iş müfettişleriyle gitmez havalimanına. Jandarma ile gider. Hakkını arayan işçinin üzerine gaz sıkmak, işçilerin hak arayışını engellemek ve işçileri gözaltına almak için gider.
Peki, ne diye ayağa kalkmış, iş bırakmıştır işçiler?
İŞ GÜVENCESİ
İşçilerin el yazısıyla kaleme alınmış talepler listesinin birinci ve ikinci sırasında iş güvencesi talebi yer almaktadır: Madde 1: “Eyleme katılan işçiler işten çıkarılmayacaktır”. Madde 2: “Habersiz işten atılanların işe iadesi.” İşverenlerin habersiz (ihbarsız, bildirimsiz) işçi atması zaten İş Yasası’nın 17 ve 18. maddelerine aykırıdır. İşçilerin yaptıkları eylem ise İş Yasası’nın 34. maddesinin güvencesi altındadır, işçiler ücretleri ödenmediği için iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınmakta, yasal ve Anayasal haklarını kullanmaktadır. Dolayısıyla bu eyleme katılmış olmak da işten çıkarma gerekçesi olamaz. Ancak kuralsızlığın hüküm sürdüğü bu inşaatta, devlet işçilerin işlerini korumak, iş güvencelerini sağlamak yerine işçilerin demokratik eylemini sanki yasa dışı bir faaliyetmiş gibi bastırma yoluna gitmiş; işçileri değil işverenleri korumayı tercih etmiştir.
ÖDENMEYEN ÜCRETLER
İşçiler başka ne istemiştir? Talepler listesi madde 6: “Maaşların tamamının hesaba yatırılması, elden maaş ödemesinin yapılmaması.” Madde 7: “Geçmişe dönük ödenmeyen maaşların ödenmesi.” Madde 12: “6 aydır maaş alamayan arkadaşlara ödemelerin yapılması.”
İş Yasası’nın 36. maddesine göre kamu makamlarının asıl işveren olduğu inşaatlarda, kamu makamları işçi ücretlerinin düzenli ödenip ödenmediğini denetlemekle sorumludur. İşçilerin ödenmeyen ücretleri varsa kamu makamları, müteahhitlerin hak edişinden keserek işçilere ücretlerini ödemekle yükümlüdür. İş Yasası’nın 32. maddesine göre 10 veya daha fazla işçi çalışan işyerlerinde tüm ücret ve parasal ödemelerin banka kanalıyla yapılması zorunludur.
Ancak 3. havalimanı inşaatında ödemelerin bir kısmı elden yapılmaktadır. 6 aydır ödenmeyen ücretler mevcuttur. Kamu makamları, yarım yıldır yasal yükümlülüğünü yerine getirmemiş, ücretlerin banka kanalıyla eksiksiz ödenmesini sağlamamıştır. Kamu makamları, müteahhidin hak edişinden kesip işçilere ödeme yapmamıştır. İşçiler de iş görmekten kaçınma haklarını kullanmakta, demokratik bir eylem yapmaktadır.
Ancak 6 aydır ödenmeyen ücretler için inşaata adımını atmayan kamu makamları, bir anda inşaatta bitivermiştir. Jandarmasıyla, polisiyle, gazıyla, suyuyla ve kelepçeleriyle! Müteahhitler yasalara uymamış, kamu makamları yasalara uymamış, işçiler ise yasal ve demokratik haklarını kullanmıştır. Ancak her ne hikmetse gaz yiyen, gözaltına alınan işçiler olmuştur.
İŞ CİNAYETLERİNİN ÖNLENMESİ
Talepler listesi madde 11: “İş cinayetlerinin çözülmesi.”
3. havalimanında iş cinayetlerinde katledilen işçilerin sayısı dahi bilinmemektedir, cinayetlerin yüzlerce olduğu yönünde iddialara mevcuttur. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca işverenler, her türlü önlemi almakla, iş kazalarını ve iş cinayetlerini önlemekle yükümlüdür. Devlet de bu önlemlerin alınıp alınmadığını denetleme ve önlemler alınmadıysa gerekli yaptırımları uygulayarak önlemlerin alınmasını sağlama yetkisine ve sorumluluğuna sahiptir.
Ancak müteahhitler ve devlet yasal sorumluluklarını yerine getirmediği için, 3. havalimanı inşaatı adeta bir ölüm kampına dönüşmüştür. İşçiler birer birer ölürken 3. havalimanının mahallesine uğramayan devlet, işçiler “artık ölmek istemiyoruz” dediğinde bir anda inşaatı hatırlayıvermiştir. İşçilerin canlarını kurtarmak için değil, canlarını kurtarmak isteyen işçiyi gaza ve tazyikli suya boğup, derdest etmek için!
TUVALET, YATAK, YEMEK, İŞÇİ SAĞLIĞI
İşçilerin işçi sağlığına ilişkin başkaca talepleri de söz konusudur: Madde 4: “Yatakhane, lavabo ve banyo temizliğinin düzeltilmesi, tahtakurusu sorunun çözülmesi.” Madde 5: “Revir personelinin işçilerle ilgilenmesi, tedavi ve gerekli sağlık malzemelerinin temin edilmesi.” Madde 13: “Yatak ve yemek verilmesi.” Madde 15: “İşçi kıyafetlerinin verilmesi.”
İnşaatlar, çok tehlikeli işyerleri grubunda yer almaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ndaki yasal kuralların yanı sıra inşaatlara özel bir “Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği” mevcuttur. Bu yönetmeliğin 58. ve 59. maddelerine göre tuvalet, lavabo ve duşlar; yeterli sayıda ve hijyen şartlarına uygun olmak zorundadır. Dinlenme ve barınma yerleri (yatakhaneler) sağlık şartlarına uygun olmalıdır, işveren yeterli sayıda karyola, ranza, yatak, battaniye ve benzerlerini sağlamalı, temiz bir halde bulundurmalı, gerektiğinde dezenfekte etmelidir.
Öte yandan işverenler, Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmelik uyarınca işçilere standartlara uygun her türlü kişisel koruyucu donanımı (özel iş kıyafeti, baret, ayakkabı, kemer vb) sağlamakla sorumludur. İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre ise işverenler, yeterli personel ve donanıma sahip İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimi kurmak, işçilere işyerinde revir de dâhil olmak üzere gerekli sağlık hizmetlerini ve malzemelerini sağlamakla yükümlüdür.
İşçilerin talepleri, işverenlerin bu yükümlülüklerinin gereğini yapmadığını, devletin de buna göz yumduğunu tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermektedir. Ancak devlet tercihini yatakhanelerdeki tahtakurularını değil, işçileri ezmekten yana kullanmıştır.
EŞİT DAVRANMA, İNSANCA MUAMELE
İşçilerin taleplerinden biri de işçilerin ve formenlerin (ustabaşıların) aynı yemekhanede yemek yemesidir, yani formenlere ayrıcalık tanınmamasıdır. Zaten İş Yasası’nın “eşit davranma ilkesini” düzenleyen 5. maddesi uyarınca böyle olması gerekmektedir. İşçiler revir personelinin işçilere aşağılayıcı ve ukala davranmamasını istemekte; işçilerin sorunlarını bildikleri halde görevini yerine getirmeyen yetkililerin görevden alınmasını talep etmektedir. İşverenin yükümlülüğü işçinin fiziksel sağlığını korumakla sınırlı değildir. İşveren Borçlar Kanunu’nun 417. maddesi uyarınca işçinin kişiliğini korumak, dürüstlük kurallarına uygun bir işyeri düzeni sağlamak, işçilerin psikolojik tacize uğramalarını engellemekle de yükümlüdür. Oysa inşaatta tam tersi bir çalışma ortamı olduğu anlaşılmaktadır. İşçiler yasal kuralların gereğini talep etmekte, eşit ve insanca muamele istemekte ancak bu talepleri hem hukuk hem insanlık dışı bir biçimde bastırılmaya çalışılmaktadır.
HAKLAR KAĞIT ÜZERİNDE KALMASIN DİYE…
3. Havalimanı işçilerinin “bayram ikramiyesi” dışındaki talepleri esası itibariyle zaten sahip oldukları ancak uygulanmayan haklarının yaşama geçirilmesine yöneliktir. Avrupa’nın en büyük havalimanının inşaatında Avrupa’nın en kuralsız ve en vahşi çalışma koşulları hüküm sürmektedir. Bu koşullara isyan eden işçiler, Türkiye’de inşaat başta olmak üzere kuralsız çalışmanın kural olduğu tüm sektörlerdeki işçiler için işaret fişeğini yakmıştır. İşverenin ve devletin tutumu açıktır. Bu tutumu değiştirebilecek olan ise haklarının peşine düşen işçilerin mücadelesi ve işçilerin mücadelesine sunulacak destek ve dayanışmadır!
Evrensel'i Takip Et