‘Bir gün yeniden öğretmenlik hayalime kavuşacağıma inanıyorum’
Diyarbakır'da Kürtçe eğitim veren bir kreşte çalışırken kayyım sebebiyle işsiz kalan Eğitimci Reyhan Petekkaya, doğal ürünler satılan bir dükkan açtı.
Reyhan Petekkaya (Fotoğraf: Evrensel)
Berivan KIZIL
İstanbul
Diyarbakır’da belediyelere bağlı olarak eğitim dilinin Kürtçe olduğu bir kreşte çalışırken kayyım atamalarından sonra işinde uzaklaştırılan eğitimci Reyhan Petekkaya, köy ürünlerinin satıldığı bir dükkan açtı. Umudunu yitirmediğini söyleyen Petekaya, “Bir gün yeniden öğretmenlik hayalime kavuşacağıma inanıyorum” dedi. Anadilde eğitimin önemine dikkat çeken Petekkaya, “Çocuklar, sadece Türkçe eğitim görmek zorunda bırakılıyor” dedi.
2016’da ilan edilen OHAL ve ardından KHK ve atanan kayyımlarla Kürtçe’nin Kurmancî ve Zazaki lehçesinde eğitim veren birçok eğitim kurumu kapatıldı. Diyarbakır’da belediyelere bağlı açılan Zarokistan kreşlerinde ilk olarak eğitimciler uzaklaştırılarak işsiz bırakıldı. Ardından da Kürtçe olan eğitim dili de Türkçe’ye dönüştürüldü. Buradaki işinden kayyım tarafından uzaklaştırılan eğitimcilerden biri olan Reyhan Petekkaya. Zor günler geçiren Petekkaya, şimdilerde Diyarbakır’ın Diclekent semtinde köy ürünlerinin satıldığı Çermik Köy Pazarı dükkanını açarak yaşam mücadelesine devam ediyor. Petekkaya ile anadilde eğitimin önemini ve verdiği yaşam mücadelesini konuştuk.
‘ÇOCUKLAR, SADECE TÜRKÇE EĞİTİM GÖRMEK ZORUNDA BIRAKILIYOR’
Çocukların anadilinde eğitim görmesinin önemli olduğunu ve farklı dillerin AKP iktidarı tarafından hep inkar edildiğini kaydeden Petekkaya, “Anadilimiz hiçbir zaman resmiyette kabul edilmedi. Anayasal güvence altına alınmak istenmiyor. Çocuklar, evlerinde hangi dille yaşıyorsa okulda da o dili konuşabilmeli. Bu çocuklar masalları, hikayeleri, tekerlemeleri, harfleri, sayıları ailelerinden Kurmancî ya da Zazaca öğreniyorlar. Çocuk, doğduğu dil içinde anlar, düşünür ve davranır” diye konuştu.
Petekkaya anadilinde eğitim alamayan çocukların yaşadığı zorlukları ise şöyle anlattı: “Anadilinde eğitim almak her çocuğun temel hakkı iken bu haktan yoksun bırakılan çocuklar gittikleri okullarda resmi dil olan Türkçe ile eğitim almak zorunda bırakılıyor. Bir çocuğun evde başka okulda başka bir dil ile yaşaması o çocuk üzerinde olumsuz etkiler yaratır. Burada yaşayan çocukların da çevresinde gördükleri herşey Kürtçe yaşanıyor. Dolayısıyla yaşamlarına okulda da öyle devam etmeliler. Kurmancî ve Zazaki öğrenerek büyümüş bir çocuk daha sonra birden Türkçe eğitim görmeye başlıyor ve o zaman da okula uyum sağlamakta zorlanıyor.”
‘ANADİLİN YOK EDİLMEYE ÇALIŞILMASI DOĞRU DEĞİL’
İnsanların kendi dillerinde yaşama hakkına sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Petekkaya, “Bir halkın anadilinin yok edilmeye çalışılması doğru değil. Yeryüzünde hiçbir dilin kaybolmaması gerekir. Bir dil konuşulmadığı zaman unutulmaya yüz tutmuş oluyor. Herkes Türkçe eğitim görsün, farklı bir dil konuşulmasın, kullanılmasın isteniyor. Biz anadilde eğitim konusunda ısrarcı oldukça onlar engellemeye çalışıyorlar” dedi.
‘KAYYIM MAĞDURUYUM, AMA UMUDUMU YİTİRMEDİM’
21 Şubat Dünya Anadili Gününde, çalıştığı kreşteki çocuklarla balonlar alıp, üzerlerine sevgi sözcükleri yazdıktan sonra güzel dileklerde bulunup uçuracaklarını hayal ettiklerini ancak o anlamlı günde hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldığını söyleyen Petekkaya işten çıkarıldıktan sonra yaşadıklarını şöyle anlattı: Benim için çok anlamlı ve değerli bir günde böyle üzücü bir durumla karşılaştım. Maddi ve manevi olarak yıpratıldım. İşsiz bırakıldığımda yeni evliydim. Diyarbakır’da kiralık bir evde oturuyorduk. Eşimle beraber yaklaşık 20 bin TL kredi çekmiştik. Her ay düzenli olarak öderiz diye düşünüyorduk. Birden işsiz kaldım ve kayyum mağduru oldum. Tam da bu sırada eşimin işleri de kötü gitmeye başladı. Sonuç olarak ikimizde işsiz kaldık. Kredi borçlarımızı ödeyemez duruma geldik.
Günlerce eşimle ne yapabiliriz diye düşündük. Ben de Diyarbakır’da sayıları fazla olan ama gerçekten doğal ürünler satmayan dükkanlara ve bizi işsiz bırakanlara karşı köy ürünleri dükkanı açmaya karar verdim. Halkımızı fabrikasyon ürünlerden uzaklaştırmak ve doğal köy ürünleriyle tanıştırmak istedim. Ancak çocuklarımla vakit geçirdiğim günler kadar mutlu değilim. Çünkü benim kendi mesleğim değil. Bir gün yeniden öğretmenlik hayalime kavuşacağıma inanıyorum. Umudumu yitirmiş değilim.