16 Eylül 2018 14:51

‘Enkazın faturası emekçilere yıkılmak isteniyor’

İskenderun’da Eğitim Sen tarafından kriz paneli düzenlendi, krize karşı mücadele konuşuldu.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eğitim Sen İskenderun Şubesi, ekonomideki gidişata ilişkin ‘Ekonomik Kriz ve Emekçilere Etkisi’ başlıklı panel düzenledi. Eğitim Sen Eğitim Uzmanı ve Evrensel Yazarı Dr. Erkan Aydoğanoğlu ve Evrensel Ekonomi Editörü Bülent Falakoğlu’nun konuşmacı olduğu panele katılım yoğun oldu. Eğitim Sen üyesi Ayten Eröksüz’ün moderatörlüğünde yaklaşık 2 saat süren etkinlikte yapılan sunumlarda Türkiye’nin içinden geçtiği koşullar, TL’deki değer kaybı ve hükümetin önlem ve söylemlerine ilişkin tartışmalar sürdürüldü.

24 OCAK KARARLARI VE IMF PROGRAMLARI SORUNLARIN KAYNAĞI

Panelde ilk sözü alan Erkan Aydoğanoğlu görsel sunumla birlikte izleyicilere hitap etti. 24 Ocak 1980 kararlarını en iyi uygulayan hükümetin AKP ve Erdoğan olduğunu; bugünkü sorunların ana kaynağının bu olduğunu söyleyen Aydoğanoğlu, “İthalat, borçlanma ve sıcak paraya dayalı ekonomi modeli. Türkiye, önceden kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyken şimdi birçok tarım ürünü ithal ediliyor” dedi. Kemal Derviş ve IMF programlarının da 2008 yılına kadar uygulandığını söyleyen Aydoğanoğlu, “Yerli ve milli üretim alanları özelleştirildi ve IMF’ye peşkeş çekildi. 2002 yılında 4 dolar milyarderi 2018’de 40 dolar milyarderi var. Bu iyi bir şey gibi anlatılıyor ama halkın daha çok yoksullaştığı anlamına gelir. Bunların yanında 16 yılda özel sektör borcu katlanarak arttı. GSMH’ya oranı yüzde 62 olan bir özel sektör borcu var” dedi.

VATANDAŞA FATURA PATRONA KIYAK

Son aylarda hükümetin holdinglerin, patronların borcunun silindiğini, vatandaşın ise kredi borcunun faizini dahi silmeyi gündem etmediğini dile getiren Aydoğanoğlu alınması gereken önlemlere ilişkin ise şunları söyledi:

“Asgari ücretten vergi alınmamalı, patronlar için servet vergisi getirilmeli ve krizin sorumlusu kim ise onlar bu bedeli ödemeli. Aynı gemideyiz söylemi doğru. Ama vergiyi ödeyenler, işçiler gemide küreği çekerken patronlar kamaralarda, lüks dairelerde hayat sürüyor” dedi.

BUGÜN BİR ENKAZ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Erkan Aydoğanoğlu’nun ardından söz alan Bülent Falakaoğlu hükümet ve patron temsilcilerinin açıklamalarına ilişkin “Ülkeler batmaz. Ekonomik dalga gelir, enkaz bırakır. Asıl sorun bunun kime fatura edileceğidir” dedi. “TOBB Başkanı, ‘Reel sektörün borcu 81 milyondur’ diyorsa, Merkez Bankası yüzde 6 faiz artırıyorsa ortada büyük bir enkaz var demektir” diyen Falakaoğlu, bugün enkazın faturasının halka çıkarılmaya çalışıldığını belirtti.

TL KADAR DOLAR DA YERLİ BİR PARA OLDU

Bugün ekonomide olan bitenlerden sadece Türkiye’nin değil bir çok bağımlı ülkenin de etkilendiğini belirten Falakaoğlu, “Türkiye en çok etkilenen 2-3 ülkeden biri. Son 10 yılda borcu en çok olan ülkeler bugün enkazla karşı karşıya. 2008’de ABD’de kriz olunca bolca para basıldı. Dünyaya dağıtıldı. Türkiye ise burada plansız davrandı. Bu ise şunu yarattı: Türkiye 100 liralık değer yaratıyorsa bunu 149 lira harcayarak yaptı. Türkiye’nin 100 lira geliri varsa 52 lira dış borcu var. Bunlara rağmen Merkez bankasının elinde 18 milyar dolar para var. 230 milyar dolar ise borç var” dedi. Türkiye’de son yıllarda TL ne kadar yerli para ise doların da o kadar yerli para olduğunu vurgulayan Falakaoğlu “Resmi rakamlara göre döviz mevzuatı daha çok ülkede. Havaalanı, tünel, hastaneler devletin bütün ihaleleri dolarla yapılıyor. Milliyetçi bir parti olan MHP’nin bile hazineden aldığı para dolarla” dedi.

EMEKÇİLERİ DE BİR ŞEKİLDE MEMNUN EDEBİLMİŞLERDİ

Kapitalizmin her zaman krizler yaratacağını söyleyen Falakaoğlu AKP hükümetinin bu süreçte kendine özgü başka çelişkilerinin de ortaya çıktığını dile getirdi. AKP’nin hükümet olduğu 2002 yılından bu yana sermayedarları memnun ettiğini ve onların sürekli kazanmasını sağladığını; ülke bir büyürken TÜSİAD’ın üç büyüdüğünü dile getiren Falakaoğlu, “Aynı zamanda emekçileri de bir biçimde memnun etmeyi başardı. Yoksulluk yardımı alan 25 milyon yurttaş var, yoksula hastaneye erişimi daha rahat kıldı, tüketici kredilerinin önünü açtı ve bunlarla yoksul halk memnun edildi. Ancak bunların yanında ucuz ve uzun süre çalışma olağan hale geldi ve sendikalaşma, örgütlenme alanı daraltıldı, azaltıldı” ifadelerini kullandı.

2013 yılının ardından ülkeye sıcak para girişinin azaldığını ve hükümetin önlemler almak yerine eski politikalarına devam ettiğini belirten Falakaoğlu, “Bugün yaşananlar bu sorunun devamıdır ve 2019 yılında AB’nin parayı piyasadan çekmesiyle kriz daha da açığa çıkacak. Ülkemizde ise özel sektör için garantili yatırımlar yaptırıldı ve bu ücretlerin hepsi kasadan ödendi” dedi.

GERÇEĞİ GİZLEMEK İSTEYECEKLER

Suriye savaşı, AB ilişkileri, ticaret savaşları gibi gelişmelerin ekonomideki gidişatı derinleştireceğini söyleyen Falakaoğlu, bunların halka yansımalarına da değindi.

Sermaye sınıfı arasında bir bölünmenin oluşmaması için faturanın halka yıkılmaya çalışıldığını aktaran Falakaoğlu, “Gerçeği gizlemek için ‘dış güçler’, ‘bayrağa saldırı’, ‘ezana saldırı’ yerlilik-millilik ajitasyonuna daha fazla sarılacaklar. Siyasetimizi faturayı yıkmak isteyenlerle faturayı ödemesi istenenler arasına koymak gerekir” dedi.

Emek Partisi, CHP, HDP İlçe Örgütleri, İsdemir Emekliler Derneği, Cemevi ve TMMOB’un da katıldığı etkinlik katılımcıların soru ve görüşleri ile devam etti. Söz alan katılımcılar özelleştirmelere ilişkin, ekonomik ve demokratik mücadelenin ortaklaştırılmasına ve muhalefetin görevlerine ilişkin sorular sordu. (İskenderun/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Eski bakanın şikayetine RTÜK’ten ceza çıkmadı

SONRAKİ HABER

Beşiktaş'ta 4'üncü Fikret Orman dönemi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa