20 Eylül 2018 05:30
Son Güncellenme Tarihi: 21 Eylül 2018 05:33

Albayrak 'Yeni Ekonomi Programı'nı açıkladı: Vaat çift haneli işsizlik

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, adı Yeni Ekonomi Programı olarak değiştirilen orta vadeli programı açıkladı.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde, 2019-2021 yıllarını kapsayacak Yeni Ekonomi Programı'nı açıkladı. İşsizlik hedeflerini 2018 için yüzde 11.3, 2019 için yüzde 12.1, 2020 için yüzde 11.9, 2021 için yüzde 10.8 olarak açıklayan Albayrak, çift haneli işsizlik oranı vadetmiş oldu.

Progamın temel sloganı, "dengelenme, disiplin ve değişim" olarak açıklanırken AKP'nin başarısız ekonomi yönetiminin suçu Gezi direnişine ve "planların hayata geçmesine fırsat vermeyen dış güçlere" yıkıldı.

Albayrak, büyümeyi 2018 için yüzde 3.8, 2019 için yüzde 2.3, 2020 için yüzde 3.5 ve 2021 için yüzde 5 olarak öngördüklerini açıkladı.

Enflasyon hedefleri de 2018 için yüzde 20.8, 2019 için yüzde 15.9, 2020 için yüzde 9.8, 2021 için yüzde 6.0 oldu.

Bütçe açığının GSYH'ye oranı hedefi; 2018 için yüzde 1.9, 2019 için yüzde 1.8, 2020 için yüzde 1.9, 2021 için yüzde 1.7 oldu.

KAMU ÇALIŞANLARINA ESNEK ÇALIŞMA, BES DAYATMASI, KIDEM TAZMİNATINDA DÜZENLEME…

Hazine ve Maliye bakanlığının internet sitesinde yer alan "Yeni Ekonomi Programı - Dengelenme, Disiplin, Değişim 2019-2021 (OVP)" başıklı belgede ayrıntılarına ulaşılabilen programda, çalışma hayatına ilişkin işçi ve emekçileri yakından ilgilendiren düzenlemeler yer alıyor. Bu düzenlemeler arasında kamu çalışanlarına esnek çalışma ve kıdem tazminatında değişiklik gibi önemli başlıklar var. Öte yandan yurttaşın cebinden çıkan vergilere ilişkin de önemli düzenlemeler yapılmış durumda.

Programda geçen ilgili ifadeler şöyle:

Kamu kurumlarında esnek çalışma:

"■ Kamu kurumlarının ve çalışanların ihtiyaç ve tercihleri uyumlaştırılacaktır. Hizmetin özelliğine göre uygulanacak esnek çalışma modelleri ile çalışanların iş yaşam dengesini kurarak aile ve sosyal yaşamlarına, kurs ve eğitim programlarına daha fazla vakit ayırabilmeleri sağlanacaktır. Kamu kurumlarının esnek çalışma ile iş tatmini ve verimi yüksek işgücüne sahip olmaları sağlanacaktır.

■ Yargıda hedef sürelerin belirlenmesi gibi çalışmalarla performans esaslı izleme ve değerlendirme sistemi kurulacaktır."

Bireysel emeklilik dayatması:

"■ Çalışanların işverenleri aracılığıyla bireysel emeklilik sistemine otomatik olarak katılması uygulaması yeniden yapılandırılarak daha sürdürülebilir hale getirilecektir."

Kıdem tazminatında değişiklik:

"■ Sosyal tarafların mutabakatıyla kıdem tazminatı reformu gerçekleştirilecektir."

İthal ürünlere ek vergiler:

"■ Lüks ve/veya ithal yoğunluğu yüksek ürünler listesi güncellenerek vergi düzenlemesi yapılacaktır."

Yeni HES, RES ve termik santraller geliyor:

"■ Güneş, rüzgâr, biyokütle, yenilenebilir enerji ve yerli kömür kaynaklarının elektrik üretimindeki payı artırılacak, YEKA modeli ile bu enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi desteklenecektir."

IMF: ÖNLEM VE ÖNGÖRÜLERİ NOT ETTİK

Uluslararası Para Fonu (IMF) Dış İlişkiler Direktörü Gerry Rice, Türkiye'nin Yeni Ekonomi Programı'nı (YEP) ve YEP'te açıklanan makroekonomik öngörüleri not ettiklerini söyledi.

Haftalık basın toplantısında, bir gazetecinin Türkiye'ye ilişkin sorusunu yanıtlayan Rice, "Yapılan açıklamaları ve öngörüleri not ettik. Bu öngörüleri ve Türk otoritelerin hedeflerini başarmalarını destekleyecek önlemleri daha ayrıntılı değerlendireceğiz. Bunu, Türkiye için daha önce 4. Madde kapsamında yayınladığımız raporda yaptığımız öneriler ışığında gerçekleştireceğiz" dedi.

Rice ayrıca, Türkiye için makroekonomik öngörülerini, önümüzdeki birkaç hafta içinde yapılacak IMF Yıllık Toplantısı sırasında açıklanacak olan "Dünya Ekonomik Görünüm" raporu çerçevesinde güncelleme sürecinde olduklarını da ekledi.


AKADEMİSYEN MÜFTÜOĞLU: PROGRAM, NEOLİBERAL POLİTİKALARIN DEVAMI NİTELİĞİNDE

YEP’te bulunan “Sosyal tarafların mutabakatıyla kıdem tazminatı reformu”, “Çalışanların işverenleri aracılığıyla bireysel emeklilik sistemine otomatik olarak katılması uygulaması” ve “esnek çalışma modelleri”nin getireceklerini Evrensel'e değerlendiren Akademisyen Özgür Müftüoğlu, "Hükümet -ve sermaye tabii- krizi, tamamen fırsata çevirecek. Süreç, emekçiler adına herhangi bir hakkın kalmadığı bir duruma getiriliyor” dedi.

Açıklanan modelde yer alan maddelerin emekçiler açısından yeni olmadığını söyleyen Müftüoğlu, “Neoliberal yapısal uyum programıyla beraber getirilen ve daha sonra revize edilen, bazıları yenilenen ve daha ileri aşamalara götürülmeye çalışılan temel hedefler" değerlendirmesinde bulundu.

“Krizin bahane edilerek, bugüne kadar bir şekilde istedikleri süratte gelişmeyen ‘reform’ları bir şekilde hayata geçirecekler” diyen Müftüoğlu şöyle devam etti:

“Kriz tamamen fırsata çevrilmiş olacak. Burada daha önceki kriz dönemlerinde de gördüğümüz şeyler var. Özellikle 2008 krizi sürecinde de yapılmıştı. Özellikle şunu belirtmek lazım; sendikalar hem nitelik, hem nicelik olarak zayıflamış durumda. Diğer taraftan mücadele etkinliğini çok fazla gösteremiyorlar. Özellikle Türk-İş, Hak-İş, Memur-Sen gibi sendikalar neredeyse hükümetin yan kurumu gibi varlıklarını sürdürüyorlar. Dolayısıyla 'Sosyal taraflar' denilerek vs. sözde işçi tarafıyla da birlikte karar verilmiş gibi gösteriliyor. 2000’lerden bu güne gelen ekonomi programının son vuruşu, ‘altın vuruşu’. Piyasanın, sermayenin istekleri doğrultusunda süreç, emekçiler adına herhangi bir hakkın kalmadığı bir duruma getiriliyor. AKP, özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana uyguladığı OHAL rejiminde sermayeye uygun politika uygulayarak emekçilerin haklarını gasp eden politikalar izlemişti. Önümüzdeki dönemde de bunun derinleşerek gideceği görülüyor.”

Demokrasi ve hukukun hiçbir zaman mükemmel olmadığını ama son süreçte iyice tahrip edildiğini kaydeden Müftüoğlu, “Aynı zamanda emekçi-işçi sınıfı tarafında el-kol bağlanmış vaziyette gibi. Bunun çözülmesi lazım. Getirilmek istenen düzenlemelerin yankısı çok olacak” dedi.

Müftüoğlu bu durumdan çıkmanın tek yolunun sınıf perspektifli, ortak bir mücadelenin yürütülmesi olacağını belirterek “Bu sağlanmadığı sürece yeni programla emekçiler tamamen sınırsız bir sömürüyle karşı karşıya kalacaktır” dedi.

Müftüoğlu ayrıca “Bu durum, parlamenter sistemin ortadan kalkıp yeni bir tek adam rejimine dönüştüğü ortamda, Erdoğan’ın ya da AKP’nin sermayeden neden destek aldığını da açıklıyor. İşin siyasi boyutunu da düşünkek lazım” dedi.

EKONOMİST SÖNMEZ: DAĞ FARE DOĞURDU

'Yeni Ekonomi Programı’nı değerlendiren Ekonomist Mustafa Sönmez, “Açıklananlar gerçekçi hedefler değil. Bir tek yadsıyamadıkları; 2018 enflasyonunun yüzde 20’nin üstünde olacağı” dedi. Sönmez, 2019 için dolar/TL kuru beklentisinin ise 5.60 lira olduğunu söyledi.

Bakan Albayrak’ın YEP adını verdiği paketin sunumuna, Gezi direnişi, 17-25 Aralık süreci ve 15 Temmuz'u hatırlatarak ve "Bu süreçler Türkiye’yi hedef aldı” diyerek başladığını ifade eden Ekonomist Mustafa Sönmez, “Dakika 1, yanlış 1. Teşhis buysa devamı zırvadır. 2018’de büyüme yüzde 3.8, 2019’da yüzde 2.3, 2020’da yüzde 3.5 olacakmış. Enflasyon hedefi, 2018 için yüzde 20.8, 2019 için yüzde 15.9. Bunlar gerçekçi hedefler değil. Bir tek yadsıyamadıkları; 2018 enflasyonunun yüzde 20’nin üstüne olacağı” dedi.

“Albayrak’ın YEP’indeki 2018 büyüme hedefinin (yüzde 3.8)’in tutması için 3. çeyrekte yüzde 3 büyüme olması, son çeyrekte de küçülmenin yüzde 0.2’de kalması gerekir” diyen Sönmez “Bu da pembe gözlüklü bir varsayım. Büyüme yüzde 2.8 ile 3 arasını ancak bulacak” dedi.

İktidarın 2018 dolar kuru ortalama beklentisinin 4.90 olduğunun küçük bir hesapla anlaşıldığını söyleyen Sönmez, “2019 için dolar/TL kuru beklentisi ise 5.60 TL. TL cinsinden GSYH’yi dolar kuruna bölündüğünde bu görülüyor” dedi.

Sönmez, “Önce Merkez Bankası faizi dediler, sonra OVP dediler, ikisi de geride kaldı. Elde ne var? Dolar 6.30’a gidiyor, gösterge faizi yüzde 24. Yüksek döviz-yüksek faiz kıskacında ekonomi. Başka bir şey kaldı mı? FED faizi geliyor. 3 Ekim enflasyon açıklaması var. Doları tutun artık bakalım” diye konuştu.

CHP'Lİ ERDOĞDU: PROGRAMDA KRİZ VAR AMA ÇÖZÜM YOK

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, ise YEP'e ilişkin “Programda kriz var ama çözüm yok” dedi. Erdoğdu ayrıca "Programa göre, 2019’da resmi işsiz sayısı 4 milyonu aşacak,  1 milyon insan işini kaybedecek" değerlendirmesinde bulundu.

YEP’in kesinlikle bir krizle mücadele programı olmadığını ifade eden Erdoğdu, şunları söyledi:

“Algoritmalar çalıştırarak bazı mantıklı hesaplamalar yapabilirsiniz. Ama bunların uygulanabilir olması ve sonuçları önemli. Örneğin '2021’de enflasyonu yüzde 6’ya indireceğiz' diyorlar. Nasıl yapacaklar, somut hiçbir emare yok. '2019’da 60 milyar TL tasarruf sağlayacağız', 16 milyar TL gelir artışı sağlayacağız' denilmiş ama nasıl yapılacağına dair gerçekçi ve somut bir yol haritası yok. Yüksek girdi fiyatları ve ithalat dampingiyle çökertilen tarım sektörü ile ilgili en küçük bir umut verilmemiş. Bu maliyet ve fiyatlarla çiftçinin üretimi ve verimi düşecek. Bu durum arzın kısılması ve gıda enflasyonu artışı anlamına geliyor. Bu gerçek durum OVP’nin pembe enflasyon tahminleriyle çelişiyor.”

Erdoğdu, enflasyon ve işsizlik gibi göstergelerde gerçeklerle uyumsuz hedeflerin söylendiğini anlatarak YEP’in umudunu, kur artışıyla rekabet gücünü artıran ihracata bağlamış durumda olduğunu bildirdi.

Erdoğdu şu görüşleri dile getirdi:

“Berat Albayrak’ın kavrayamadığı gerçek, ihracatımızın önemli oranda ithalata bağlı olduğu. Bu durumda ihracat rekabet avantajı önemli oranda kur karşısında eriyen düşük ücretlere bağımlı olacak. Adalet ve eğitimi sistemi çökertilmiş yetişmiş insan gücünü beyin göçüyle kaybeden bir ülkede ihracatta yüksek katma değerli üretimle rekabet avantajı hayaldir. İhracatta rekabet avantajı sadece düşük reel ücretlere dayanıyorsa bunun adı Bangladeşleşme sürecidir. Bangladeş de düşük reel ücretle ihracatta rekabet yaratmaya çalışıyor.”

YEP’teki "2018 için yüzde 11.3, 2019 için yüzde 12.1" ifadeleriyle duyurulan işsizlik oranı beklentisinin anlamının, "2019'da resmi işsiz sayısı 4 milyonu aşacak, yani 1 milyona yakın insan işini kaybedecek" demek olduğunu vurgulayan Erdoğdu şöyle devam etti:

“Krizle mücadelede iki önemli silahımız vardı. Bunlardan birincisi Merkez Bankası’nın faiz artışı diğeri OVP'ydi. Krizle mücadelede en etkili iki araçta elimizden çıktı ve krizin en önemli değişkeni kur üzerinde hiçbir etkisi olmadı. Çünkü sorunu doğru tanımlayamıyorlar. Sorunu biliyorlar ancak tanımlamak istemiyorlar. Çünkü işlerine gelmiyor. Türkiye’de ekonomik çöküşün altında yatan sebep siyasal çöküştür. Yaşadığımız bütün sorunların altında otoriter tek adam yönetimi var. Yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğünün olmadığı, OHAL’in kalıcı hale getirilmesiyle temel hak ve özgürlüklerinin askıya alındığı, mülkiyet hakkının risk altında olduğu, Milletvekillerinin tutuklu olduğu ve yolsuzlukların kurumsallaştığı bir ülkede hiçbir ekonomik önlem çalışmaz. Ne yazık ki bu gerçeği yaşayarak öğreniyoruz.”

Kamu yatırım ve teşviklerinde 2019'da toplamda 35 Milyar TL kesinti yapılacağının ifade edildiğini vurgulayan Erdoğdu, “Hangi projelerin iptal edileceği ve hangi sektörlere ne kadar kısıntıya gidileceği karara bağlanmamış. Kamu yatırımlarında yüzde 30 daralma öngörülürken ve özel sektörün yatırımları kıstığı ortadayken, açıkladıkları büyüme ve işsizlik hedefleri gerçekçi değil. Programın tek gerçekçi yanı, 2018 enflasyonunun yüzde 20'nin üzerinde olacağı” diye konuştu.


BAŞARISIZ POLİTİKALARIN SUÇU GEZİYE VE 'DIŞ GÜÇLERE' YIKILDI

Bakan Albayrak'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

■ Türkiye 2002-2013 yılları arası ekonomide bir tarih yazmıştır. Şimdi, önümüzdeki 3 yıllık ekonomi programımızı yazarken ana motivasyon kaynağımız yeni bir başarı hikayesi yazma hedefimizdir.

■ Tüm küresel zorluklara karşılık Türkiye'nin ekonomideki hedeflerine ulaşmasını sağlayacak ekonomik bir program hazırladık. O nedenle adını 'Yeni Ekonomi Programı' olarak değiştirdik.

■ Programı Türkiye'deki tüm önemli ekonomi paydaşlarının bir araya gelmesiyle oluşturduk. İlk defa bu kadar büyük kapsamlı bir OVP hazırladık.

■ 2002 yılından 2013 yılına kadar birçok alanda önemli adımlar gerçekleştirdik. Enflasyon tek haneye indi. Yaklaşık 7 milyon yeni istihdam oluştu. AK Parti hükümetlerinin bu başarısı, hem halkımız hem uluslararası camia tarafından alkışla karşılandı. Kamu finansmanı, bu sayede sorun olmaktan çıktı.

■ Türkiye, özellikle 2013 yılından sonra, o süreçten bu yana yaşadıkları dolayısıyla çok büyük iç ve dış sınamalara maruz kaldı.

■  2013 yılında mayıs ayında Türkiye, belki de tarihinin en güçlü ekonomik göstergelerine sahipti. Hepimiz geleceğe umutla bakıyorduk. Ancak Gezi olaylarıyla başlayan süreç, 17-25 Aralık, bizi doğrudan etkileyen savaş ve jeolopolitik risklerle birlikte 15 Temmuz darbe girişimi hayata geçti. Ekonomimiz yara aldı. Planlananların hayata geçirilmesine fırsat verilmedi. Yaşadığımız her zorluk karşısında, her zaman millete gittik, art arda birçok seçimle karşı karşıya kaldık.

■ Bu dönem, dünyanın derin kırılmalardan geçtiği bir dönem. 10 Ağustos'ta doğrudan ekonomimizin ve para birimimizin hedef alınmasıyla bu sürecin hedefi olduk.

'ÜÇ TEMEL: DENGELEME, DİSİPLİN VE DEĞİŞİM'

■ Milletten aldığımız beş yıllık yetkiyi çok iyi değerlendirerek işte bu planı hayata geçiriyoruz. Ekonomimizin güçlü ve zayıf yanlarını gayet iyi biliyoruz. Bu programı, toplumun tüm kesimleriyle birlikte kurguladık.

■ Bugün sizlere açıkladığımız bu programımız üç ana temel üzerine oturuyor. Birincisi dengelenme, sonra disiplin ve nihayetinde değişim olarak kurguladığımız bu süreç, ekonomimizin bazı temel alanlarında daha sürdürülebilir bir modele geçmeden önce, 2019-2021 döneminde ekonomik dengelenme yaşadığımız bir yol haritasını ortaya koyuyor. İkinci prensibimiz disiplindir. Son prensibimiz ise değişimdir.

'BÜYÜMEYİ SÜRDÜREBİLİR VE SAĞLIKLI BİR ÇİZGİYE GETİRECEĞİZ'

■ Temel hedefimiz, ekonomiyi yapacağımız her politika değişiminde katma değer sağlayacak bir ivmeye oturtmaktır. Büyümeyi sürdürülebilir ve sağlıklı bir çizgiye getireceğiz. 2020 yılında yüzde 3.5 ve 2020'den sonra yüzde 5 şeklinde bir büyüme sağlamak, temel amacımız olacaktır.

'GIDA FİYATLARINDAKİ DALGALANMALARLA MÜCADELE EDECEĞİZ'

■ Enflasyon, kamu maliyesi, istihdam ve cari açıkla bankacılık alanlarını öne çıkardık. Merkez Bankası fiyat istikrarı için elindeki tüm amaçları bağımsız bir şekilde kullanmaya devam edecektir. Ancak enflasyon için bu yeterli değildir. Toplum genelinde bir desteğe ihtiyacımız var. Yeniden yapılandırılmış finansal istikrar ve kalkınma komitesi hayata geçirilecek. Enflasyonla topyekün mücadele planını hayata geçireceğiz. Gıda fiyatlarındaki dalgalanmalar yakından izlenecek ve bunlarla mücadele edeceğiz.

'İHALESİ YAPILMAMIŞ VEYA BAŞLANMAMIŞ PROJELER ASKIYA ALINACAK'

■ Bir diğer alanımız, kamu maliyesi. Kaynakların doğru ve verimli kullanılmasını sağlayacak bir dizi tedbirleri almaya başladık. İhalesi yapılmamış veya henüz başlamamış projeler askıya alınacak. Kamu özel işbirliği uygulamalarının daha etkin ve finansal açıdan verimli olması için düzenlemeler hayata geçirilecek. Vergilerde önemli iyileştirmeler ve etkinliği kalmamış olan istisna, muafiyet ve indirimleri kaldıracağız.

MAKRO HEDEFLER

■ Bütçe açığımızda 1.8, 1.9 ve 1.7 olarak gerçekleşip bütçe açığını sınırlı tutma hedefimizi gerçekleştirmiş olacağız. Cari açıkta bu yıldan itibaren, artan turizm geliri ve ihracatı önceleyen uygulamaların devreye alınmasıyla birlikte önemli bir düşüş yakaladık. Bu devam edecek.

■ Yatırımlarda önceliklerimizi vereceğiz temel alanların başında yer alan cari açık, düşürülmesi noktasında büyük bir anlam ifade ediyor. Kimya ile birlikte yazılım sektörü, bu mücadelenin önemli alanlarından biri olacak. Tüm bakanlıklarımız, bu süreci eylem planlarıyla sahiplenerek yakından takip edecektir.

■ İstihdam önemli alanlarımızdan bir diğeri. İşsizlik oranları 2021'de yüzde 10.8 seviyesine düşmüş olacak. 2021 yılında Türkiye, 2 milyon yeni istihdam oluşturmuş olacak.

■ Yeni Ekonomi Programı'nda büyüme hedefleri; 2018 için yüzde 3.8, 2019 için yüzde 2.3, 2020 için yüzde 3.5 ve 2021 için yüzde 5 olarak belirlendi.

■ Yeni Ekonomi Programı'nda bütçe açığının GSYH'ya oranı hedefi 2018 için yüzde 1.9, 2019 için yüzde 1.8, 2020 için yüzde 1.9, 2021 için yüzde 1.7 oldu.

■ Yeni Ekonomi Programı'nda enflasyon hedefleri; 2018 için yüzde 20.8, 2019 için yüzde 15.9, 2020 için yüzde 9.8, 2021 için yüzde 6.0 oldu.

■ Program hedefleri ülke gerçekleriyle uyumu ve ekonomi yönetiminin hızlı karar alma gücüyle önümüzdeki 3 yılda gerçekleştirilmiş olacak.

'KAMU DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM OFİSİ KURULDU'

­■ Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde, diğer bakanlıklardan temsilcilerin de katıldığı Kamu Maliyesi Değişim ve Dönüşüm Ofisi'ni kurduk. Gelir artırıcı önlemlerin tespit edilip hayata geçirilmesinden sorumlu olacaklar. Biraz farklı çalışacaklar. Bakanlıklararası bir ekip kurarak, birlikte çalışma kültürümüzü geliştirecekler. Sürekli sahada olacaklar. Tasarruf hedeflerimizin gerçekleştirilmesi hedefimizde öncülük edecekler. 76 milyar TL'lik hedeflerle yetinmeyecekler. Bugün bu ofisin faaliyete geçtiğini bu program vesilesiyle duyurmak istiyorum.

'GEREKLİ GÖRÜLÜRSE BANKACILIK YAPISINI GÜÇLENDİRECEK BİR SETİ DEVREYE SOKACAĞIZ'

■ Bankacılık sektörümüze ilişkin yaşanan tüm bu süreçler, önemli adımları atmamızı ortaya koyuyor. Son dönemdeki ekonomik zorluklar nedeniyle reel sektör, firmalarımızın birçoğunun sorunlar yaşadığını biliyoruz. Reel sektörümüzün finanse edilmesini sağlamak en önemi önceliğimiz. Bankaların güncel mali yapılarını tespit etmek için hızlı bir şekilde mali bünye değerlendirme çalışmalarını başlatıyoruz. Gerekli görüldüğü taktirde bankacılık yapısını güçlendirecek ve mevcut kredilerin yeniden yapılanmasını sağlayacak bir seti devreye sokacağız. Türkiye Kalkınma Bankası'nı, yeni ve güçlü bir bankaya dönüştürüyoruz.

VERGİ DÜZENLEMESİ

■ Vergiyi tabana yayma ve dolaylı vergilerin payını azaltmak için önemli çalışmalar yapacağız. İstisna, indirim gibi hususlar yeniden gözden geçirilecek. Gayrimenkul envanteri tamamlayacak, tapu harçları ve emlak bedellerini gerçek değerleri üzerinden alacak bir süreç başlatıyoruz. Vergi prim ve diğer kamu alacaklarına ilişkin yeniden yapılandırma süreci bundan sonra hayata geçirilecek. Süreci doğru yürütmek için bir veri analiz merkezi kuruyoruz. Bunlar, vergideki kayıt dışı alanları tespit ederek üzerine gidecek.

'KATMA DEĞERİN ARTIRILMASI İÇİN SEKTÖR ODAKLI PROJELER HAYATA GEÇİRİLECEK'

■ Bir diğer önemli adım; katma değer noktası. Ülke ekonomisinin değerini artıracak sektörel projelerin bir kısmı burada. Bundan sonra yatırım kararlarının merkezinde, Türkiye'nin katma değerinin artırılması amacıyla sektör odaklı programlar olacak. İlaç, petro-kimya, enerji… Cari açığa doğrudan etki edecek sektörler öncelenecek ve bunların odağında olduğu projeler hayata geçirilecek.

'EYLEMLERİN BİREBİR TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ'

■ Peki, bütün bu adımları attık. Uygulama ve takip, burası çok önemli. 2019-2021… En önemli farklılıklardan bir tanesi bunları denetleyecek mekanizmaların hayata geçirilmesi olacak. Uygulanmayan eylemlerin birebir takipçisi olacağız. Bakanlıklarımızdan sözü alacağız ve bunların tutulmasının takipçisi olacağız. Bütün bu adımları attıktan sonra, tüm paydaşlarımızın desteğiyle milletimizin desteğiyle müreffeh bir yaşam için projelerimizi hayata geçireceğiz. Yerli ve yabancı tüm yatırımcılarımıza, milletimize hayırlı olsun diyorum.


OVP'NİN ADI YEP OLARAK DEĞİŞTİRİLDİ

Orta Vadeli Program (OVP), Yeni Ekonomi Programı (YEP) ismiyle hazırlandı.

OVP, 5018 sayılı Kanunun 16. maddesi uyarınca, Bakanlar Kurulu'nun en geç eylül ayının ilk haftası sonuna kadar makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri de kapsayacak şekilde hazırladığı iki yıllık bir programdı.

Yeni Ekonomi Programı (YEP) ise 2019-2021 yılları arasını kapsayan 3 yıllık bir program olacak. YEP'in ana teması dengelenme, disiplin ve değişim olacak. (EKONOMİ SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

ABD'nin 2017 Terörizm Raporu'nda Gülen için 'İslami din adamı' denildi

SONRAKİ HABER

Dolar güne 6.25 seviyesinde başladı (20 Eylül 2018)

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa