558 milyon yıl önce de hayvanlar buradaydı
Bu keşif ile birlikte o zamana kadar bir mantara ait olabileceği düşünülen fosilin aslında bulunan ilk hayvana ait olduğu ortaya çıkmış oldu.
Fotoğraf: Pixabay
Avustralya Ulusal Üniversitesi (ANU) ve denizaşırı ülkelerden gelen bilim adamları, şu ana kadar ulaşılan jeolojik kayıtların ışığı ile birlikte 558 milyon yıl önce Dünya'da yaşamış olan en eski hayvanı eski bir fosildeki yağ moleküllerini keşfi ile açığa çıkardılar.
1.4 metre uzunluğa sahip ve vücudu boyunca uzanan kaburga benzeri bölümlerle oval bir vücut yapısına sahip olan “Dickinsonia” adlı bu tuhaf hayvan, modern hayvan yaşamında “Kambriyen patlaması” olarak adlandırılan çağdan 20 milyon yıl önce Dünya'da yaşayan Ediakara Faunası'nın bir parçasıydı. Avustralya Ulusal Üniversitesi Doktora öğrencisi Ilya Bobrovskiy, Rusya'nın kuzeybatısındaki Beyaz Deniz'in yakınında uzak bir bölgede iyi korunmuş bir Dickinsonia fosilini, dokularda hala hayvan yaşamının ayırt edici özelliği olan bir tür yağ olan kolesterol molekülleri içerdiğini keşfetti. Bu keşif ile birlikte o zamana kadar bir mantara ait olabileceği düşünülen fosilin aslında bulunan ilk hayvana ait olduğu ortaya çıkmış oldu.
SIKIŞMIŞLIK AŞILDI
Doçent Jochen Brocks bulunan fosil yağ moleküllerinin araştırmanın en önemli noktalarından birini oluşturduğunu ve keşifle birlikte hayvanların 558 milyon yıl önce- düşünülenden milyonlarca yıl daha önce- oldukça büyük ve geniş boyutlu bir yaşam sürdürdüğünü kanıtladığını belirtti. Bilim insanları 75 yıldan uzunca bir süredir Ediakara Faunası’nın üyelerini ve onların gizemlerini inceliyorlar. Çünkü Dickinsonia 540 milyon yıl önce Kmabriyen patlaması ile ortaya çıkmış hayvanlar ile ondan önce dünyada egemen konumda bulunan bakteriler devri arasında önemli yerde duran ve içerdiği moleküller ile duruma açıklık getirebilecek bir canlıydı.
Avustralya'daki Ediacara Tepeleri gibi bu tarz fosilleri içeren pek çok kaya, çok fazla ısıya, çok fazla baskıya ve hava değişimine maruz kalarak yıpranmıştı. Bu durum paleontologların uzun yıllar boyunca üzerinde çalıştıkları kayalardı ve maruz kalınan hasar ile birlikte bu kayalarda bulunan fosiller Dickinsonia’nın gerçek kimliğini bulmak için yararlı olmadı. Dolayısıyla Rusya'daki eski kayalarda bulunan korunmuş ve analiz edilebilecek durumdaki Dickinsonia fosili paleontologların takıldıkları noktaya bir çözüm getirdi ve böylelikle yıllardır analiz edilemeyen moleküller analiz edilebildi.
https://www.sciencedaily.com/releases/2018/09/180920160954.htm
Kitap Önerisi
Albert Einstein’ın 67 yaşında yazdığı Autobiographisches’i [Yaşamımdan Notlar] tüm eserleri içinde otobiyografiye en yakın olanı. Yine de bu kitapta Einstein’ın özel hayatıyla ilgili bilgilere ulaşacağını ümit eden okurlar hayal kırıklığına uğrayabilirler, çünkü Yaşamımdan Notlar’da fizikçinin ne aşk hayatı ne de diğer insanlarla ilişkisine dair bilgiler bulacaklar. Bu durum aslında Einstein’ın zihnini insanlar ya da onların ilişkilerinden çok, evrensel sorunların meşgul ettiğinin bir göstergesi. Einstein “özel hayatından” bahsederken zihninde neler geçtiğini göz önüne seriyor. İçinde yaşadığımız evren hakkında, doğa yasaları hakkında, felsefe hakkında düşündükleri Einstein’a göre onun otobiyografisi. Bu kitap bir anlamda entelektüel bir özyaşam öyküsü. Gelmiş geçmiş en ünlü bilim insanının, rock yıldızlarından bile daha çok hayranı olan dâhinin gerçeklik, doğa, Tanrı ve fizik hakkındaki düşünce yaşamının öyküsüdür bu eser. Einstein, “ölüm sonrası yazı” olarak adlandırdığı kitabını kendi sözleriyle şöyle tanıtır:
“Bu bir ölüm sonrası yazı mı?” diye sorabilir şaşırmış okurlar. Cevabım: aslında evet. Benim türümde bir insanın varoluşunda asıl olan ne yaptığı veya hangi acıları çektiği değil, ne düşündüğü ve nasıl düşündüğüdür.