Türkiye gençlik hareketi tarihinden portreler: 1970’ler-1
İstanbul Yükseköğrenim Kültür Derneği döneminde yapılmış bazı eylemler.
Görsel: Pixabay
İstanbul Yükseköğrenim Kültür Derneği (İYÖKD) dönemi
1974-80 arasında gençlik hareketi siyasileşmiş ve daha kitleseldir. Bu dönemde toplumun genç kuşağının yüz binleri kucaklayan ileri kitlesi mücadele içindedir. Antifaşist ve doğrudan siyasi talepler uğruna mücadele daha gelişkindir.1973 Kasım'ında İstanbul Yükseköğrenim Kültür Derneği (İYÖKD) kurulur. Yükseköğrenim gençliğinin derneklerde örgütlenme eğilimi ilk yıllar çok yüksektir. İYÖKD adından anlaşıldığı gibi yalnızca İstanbul yüksek öğrenim gençliğini kapsıyordu. Ancak gençliğin örgütlenme çabaları, İstanbul'la sınırlı kalmıyordu. Başta İzmir ve Ankara olmak üzere üniversite ve yüksekokulların olduğu diğer illerde de süreç ilerledikçe dernek ve benzeri tipte örgütlenmelere gidilir.
İYÖKD tek tek birimlerde, okullar ve fakültelerde oluşturulan birim derneklerinin üzerinde yükselen bir oluşum olmadı. İstanbul'un değişik yüksek okul ve fakültelerindeki farklı siyasal görüşler etrafında kümelenmiş ileri öğrencilerin yürüttükleri bir dizi tartışmanın ardından, il düzeyinde merkezi bir bir öğrenci derneğinin kurulması kararlaştırılıyor.
İETT ZAMLARINA KARŞI PROTESTO KAMPANYASI
1974 baharında İETT’nin otobüs biletlerine zam kararı alması karşısında, İYÖKD zamlara ve hatlara göre bilet uygulamasına karşı bir kampanya yürütür. Bu kampanyanın içerisinde yazılı ve sözlü propaganda faaliyetinin yanı sıra, 1973 sonrası İstanbul'da ilk izinsiz gösteri de gerçekleştirilir. Laleli'den Aksaray'a kadar yapılan yürüyüşe bin dolayında öğrenci katılır. Mitingden birkaç gün sonra İETT, öğrenci biletlerine getirilen zam ve hat uygulaması kararını geri aldığını açıklar.
KIBRIS ASKERİ HAREKATI ÜZERİNE TAVIR
İYÖKD, Kıbrıs'a Türk ordusunun girmesini işgal olarak nitelendirir ve şovenizmi kışkırtan işgale karşı "Bağımsız, birleşik Kıbrıs" şiarıyla karşı çıkar. İşgalin ABD emperyalizminin işine gelen bir yan taşıdığına da işaret ederek antiemperyalist, antişovenist bir propaganda faaliyeti yürütür.
YÜKSEKOKULLAR BOYKOTU
70'ler Türkiye’sinde yüksek öğrenim gençliğini ilgilendiren önemli sorunlardan biri de, eğitimdeki eşitsizliktir. Yüksek öğrenim gençliği, özel statü ve paralı öğretime karşı büyük bir tepki içindedir. Bu koşullarda İYÖKD, "Ayrıcalıklı ve paralı eğitime son" temalı, tüm yüksek okulları kapsayan bir boykot örgütler. Boykot başarılı olur, tüm yüksek okullarda öğretim durur. Paralı öğretime karşı boykot yukarıdaki temadan başka, bazı demokratik istemleri de kapsar. Boykotun taşıdığı önem başarılı olmasının dışında, 12 Mart sonrası sivil faşist çetelerin, gençliğin mücadelesine karşı doğrudan ilk tavır almaları, sahneye ilk kez konulmalarıdır. Sivil faşistler, boykotu kırmak amacıyla okullara girmek için saldırılarda bulunurlar, kavga çıkarırlar. Faşist çetelerin terörüne rağmen boykot sürer ve zamanın Milli Eğitim Bakanı Mustafa Üstündağ'ın öğrencilerle görüşüp isteklerini kabul etmesiyle sona erer. Boykot, 12 Mart sonrası yüksek öğrenim gençliğine büyük bir moral kaynağı olur.Bundan sonra sivil faşist saldırılar artarak yoğunlaşacaktır. Sivil faşist çetelerin ortaya çıkışı ne ilk ne de tesadüfîdir. Yıllardır hazırlanan ve 12 Mart darbesi içinde militarist bir örgütlenmeye dönüştürülen faşist çeteler, yükselen öğrenci gençlik mücadelesi karşısında bir barikat oluşturmak amacıyla, MİT-MHP ve öteki devlet güçlerince bilinçli ve planlı bir biçimde sahneye sürülmüşlerdir.
ŞAHİN AYDIN VE KERİM YAMAN'IN ÖLDÜRÜLMESİNİ PROTESTO EYLEMİ
Gençliğin mücadelesini engellemek için dozunu artırarak süren faşist saldırılar sonucu İYÖKD'li Şahin Aydın (19 Aralık 1974'te) ve Kerim Yaman (23 Ocak 1975'de) öldürülür. Her iki öldürme olayına da öğrenciler kitlesel olarak tepki gösterirler. Şahin Aydın'ın öldürülmesi arkasından boykotlar, Kerim Yaman'ın öldürülmesinden sonra ise boykot ve işgallerle tepkilerini dile getirirler. Oldukça büyük kalabalıkların katıldığı gösteriler yapılır. Bunlar, 12 Mart sonrasının ilk işgal ve kitlesel gösterileri olması bakımından önemlidir.
Yukarıda sıraladığımız örnekler, yükseköğrenim gençliğinin faşist saldırılara karşı topyekûn karşı koyuşunu ifade ettiği gibi, gençlikteki devrimci potansiyeli de açığa vurmuştur. Söz konusu eylemler (özellikle işgal ve boykotlar), gençliğin yalnızca faşizme karşı mücadelesini yükselttiği eylemler değil, aynı zamanda eylem içinde yüksek öğrenim yapısından, kapitalizm ve sosyalizmin vb. tartışıldığı bir ortamı da geliştirip olgunlaştırmıştı.Şahin Aydın ve Kerim Yaman'ın öldürülmeleri, 12 Mart sonrasının ilk cinayetleridir ve bundan sonra giderek artan bir sıklıkla devrimcilere yönelik faşist cinayetler sürecektir.
BİR SONRAKİ SAYIDA: 1970’LER 2-İLK ÖTK DENEYİMİ, KÜRT GENÇLİĞİ VE ULUSAL MÜCADELE, BEYAZIT KATLİAMI